27.Bölüm

4.9K 267 1K
                                    

Acı insanları gerçekten değiştirir.
Bazıları üşür bazıları sessiz olur.

- Ne olursa olsun odadan çıkma demedim mi lan ben sana

Hayatım boyunca insanlardan kaçan bir tip olarak yaşamaya çalışıyordum. Bana göre insanlardan ne kadar uzak kalırsam o kadar az zarar göreceğime olan inancım hiçbir zaman beni yanıltmamıştı. İlk defa Fırat için endişelenmiş kendimi ona yakın hissetmeye başlamış ya da en azından alışmaya başlamıştım. En çok korktuğum şeyin olmaya başlaması ve Fırat'ın beni sanki bir uykudan uyanmışım gibi kendime getirmesi için ona nerdeyse teşekkür edecektim bana yerimi ve kim olduğumu onun yanında kendi isteğim ile kalmadığımı tekrar ve tekrar bana hatırlattığı için.

Tuttuğu kollarımı çekmeye çalışmam boşunaydı bedenimi geri çekmeye çalıştıkça Fırata daha çok esir oluyordum belimden tutup bedenimi tamamı ile kendi bedenine yaslaması hareketlerimi kısıtladı.

- Cevap ver Avşin sana ne olursa olsun aşağı gelme dedim.

Sinirle dişlerimi birbirine bastırdım ardından nefretle konuştum.

- Bir şey oldu sandım Allah kahrtesin ki sana bir şey oldu sandım.

Kelimelerin benden izinsiz dışarı çıkmasına engel olmadım. İkimizde sessizdik ben az önce benden habersiz dökülen kelimeleri zihnimde analiz etmekle meşgul olup ne kadar salak olduğumu söyleyip kendime sövüyordum. Fırat ne düşünüyordu hiçbir fikrim yoktu belimdeki kolları gevşeyince fırsattan istifade uzaklaştım ondan nihayet can sıkıcı sessizliği o bölmüştü.

- Sana da bir şey olabilirdi Avşin sana boşu boşuna gelme demedim demi ben bir kere de söz dinle.

Sinirle gözlerimi kapattım açtım bu adam gerçekten dünya üzerindeki en mal insandı.

- Olmadı ama sayende tekrar yerimi ve bu konağa ait olmadığımı hatırladım.

Karanlıkta yüzünü görmesem de güldüğünü duymuştum kısa bir an sonra eski ciddiyetine döndü.

- Yanılıyorsun jinamîn her hücrenle bana aitken kendini konaktan soyutlaman hiç doğru değil.

Bu sefer gülme sırası bendeydi o kadar çok ağlamıştım ki vücudum reaksyon olarak gülme eylemi gösteriyordu sanırım kahkahalarima Fırat şaşırarak bakıyordu.

- Delirdin mi kızım ne gülüyorsun

Kendime hakim olamayıp gülmeye devam ettim biliyordum komik değildi ama kendime engel olamıyordum içimdeki gülme tufanını durduramıyordum.

- Komik bir şey mi dedik delirdi iyice bu

Dakikalarca gülmeye devam ettikten sonra kendime geldim.

- Ben buraya da sana da ait değilim Fırat ağa sen beni o odadan kardeşin istedi diye kovarak bana yerimi ve kim olduğumu tekrar tekrar hatırlattın.

Karanlıkta birbirimizi görmeden tartışmak tuaf olsa da iyi hissetiriyordu.

- Lan Baran iki dakika geç kalsaydı Ciwan canına kıyacaktı.

- İkimizde biliyoruz ki Ciwan kendine asla zarar veremez.

- Avşin haddini bil !!!

- Ben haddimi biliyordum Fırat sen kardeşinin sırf ilgi çekmesi için yaptığını bildiğin halde beni ordan kovdun. Allah şahidim olsun ki bunu asla unutmayacam senin de unutmana izin vermiyecem bak görürsün.

Çocuk gibi tekrar gözlerim dolmaya başlamıştı yanan boğazım ve burnumu çektim tekrar sessizlik oldu bir şey demesini bekledim hata yaptığını ilk defa kabul ettsin istedim aldığım karşılık ise koca bir sessizlikten başka bir şey değildi yastığımı Fıratın yastığında uzağa koydum nerdeyse yatağın ucuna kadar gelip uzandım bedenimi uykunun kolarina bırakmadan önce gözlerimden akan yaşın yastığımı ıslattığını hissetmiştim.

AVŞİN (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin