33.Bölüm

5.3K 336 759
                                    

Ateş gibi yandığında, buz gibi durmak neymiş, onu anlatacağım sana.

🪷 300 oy 650 yorum

- Seni çok özledim

Kelimeler bence kişilere göre anlamlanırdı, kimin söylediği o kelimeyi ya daha çok değerlendirir ya da değersizleştirirdi benim gözümde bana bunu sevdiğim veya benim için kıymeti olan biri söylese yüzümde oluşan içten gülümsemeyi saklayamazdım fakat bana bunu kendisinden delicesine korktuğum ve beni mecburiyetler yığını altında bırakan birinin söylemesi yüzümde koca bir ifadesizlik dışında bir şey ifade etmiyordu.

Özledim içinde bir sürü anlam barındıran bu kelime Fırat söyleyince beni sadece ürkütüyordu kendimi ne kadar geri çeksem de üzerime eğildiği için koltukla arasında kalıyordum buda hareket alanımı ciddi derecede kısıtlıyordu. Evet ondan korkuyordum hata bazen midem bulanıyordu ondan ama onunla kala kala bu hallerine alışır hâle gelmiştim.

- Aynı hisseleri paylaşmıyoruz.

Olur olmadık yerde gelen cesaretimin henüz bir faydasını görmemiştim yinede çeneme sahip olamıyor olur olmadık yerde pat diye söylüyordum. Yüzünde oluşan değişimi kaçırmamak için an be an mimiklerini izledim yüzünde hiçbir değişim olmadı. Derin derin gözlerimin için baktı bir süre ardından başını boynuma yaklaştırıp kokladı dudaklarını boynumda hissetmem tenimi karıncalandırıyordu itip kendimden uzaklaştırma hissini zorlukla bastırıp benden uzaklaşmasi için dua ediyordum yoksa ben kendime hakim olamayıp itecektim.

- Aynı hissleri paylaşacaz

Bu kadar yakın olmamız benim konuşma yetimi ortadan kaldırıyordu çünkü o an odaklandığım tek şey uzaklaşmasıydı. Cevap vermemem üzerine Fırat sakin bir şekilde kemerimi bağlayıp benden uzaklaştı tuttuğum soluğumu hızlı bir şekilde bıraktım ben az önceye odaklanmışken Fırat arabayı çalıştırıp benzinlikten çıktı. Sessizlik arabada hakimiyet kurmuştu kucağımdaki poşeti kaputa koyup başımı cama yasladım gözlerim kendiliğinden kapandı.

2 saat sonra 🪷

- Avşin

- Avşin uyan

- Kızım uyansana

Duyduğum sesler bana tanıdık gelse de biraz daha uyumak için duymuyormuş gibi uyumaya devam ediyordum Fırat inatla arabanın kapısını açmış bana seslenmeye devam ediyordu.

- Avşin kalksana kızım eve geldik

- Kalkmazsan seni gıdıklarım

Tehtit etmesi ile zorlukla araladım gözlerimi etraf karanlık olduğu için bir kaç saniye bulanık görüşümün netleşmesini bekledim o kadar deliksiz uyumustum ki bir kere bile uyanıp nerde olduğumuza bakmamıştım görüşüm netleşince bana tepeden bakan Fırata baktım ardından hareketsizlik ten uyuşan ayaklarımı zorlukla hareket ettirip arabadan indim Fırat arabanın kapısını kilitleyip benimle beraber konaktan içeri girdi.

Etrafta kimse yoktu gözlerim direkt Ciwanın odasını buldu ışığı yanıyordu bakışlarımı hemen kaçırdım üzerimdeki elbise bana o kadar ağır geliyordu ki çıkarmazsam düşüp bayılacakmış gibi hissediyordum arkamdan gelen Fıratı umursamadan merdivenlere yöneldim ki arkamdan seslenmesi ile durdum.

- Jînamîn acıktım ben sana zahmet bana bir şeyler hazırlayı ver.

- Zıkkım ye

Sessiz söylemiştim duymadığını umut ederek arkamı döndüm.

- Ne dedin duyamadım.

- Bişi demedim üstümü değiştirip geliyorum.

- Acele et çok açım

AVŞİN (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin