32.Bölüm

4.9K 353 720
                                    

Işığına herkes koşar
ama karanlığından bir tek ben kaçmam.

🪷 300 oy 650 yorum

Onay vermesi ile elini bıraktım Mirza ağa ile ikisi halaya devam ederken Elmas dayenin yanına doğru yürüdüm gözlerim kararmaya başlamadan önce bedenimi zorlukla sandalyenin üzerine bırakıp gözlerimi kapattim.

Hayatımızın beli dönemleri vardır, kritik zamanlarda deriz bu dönemlere aldığımız her karar ileride bize farklı bir şekilde döner biz o anki ruh halimizle veya başka bir nedenle düşünmeyiz, sorgulamayız sadece birazcık rahatlamak için veririz o kararı yanlış yaptığımızı bile bile bazı kararları vermek zorunda kalırız.

Sanki bir anlık da olsa bütün dünya hızlı bir şekilde dönüyordu, gözlerim kararıyor gerçeklik duygumu kaybettiğimi hissediyordum bedenimi sandalyeye nasıl bıraktım hatırlamıyordum bile bayılacağımı sanmıştım ama çok şükür sadece küçük atak gibi bir şey geçirmiştim başımı ellerimin arasına almam ile yanımda oturan Elmas daye bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı gürültü yüzünden bana doğru eğildi.

- Avşin iyimisin kızım

Sorma şekli kibirden uzak ve samimiydi.

- Bir an başım döndü

Başıma koyduğum ellerimi çekti ateşimi kontrol eder gibi elini anlıma koydu ardından elini çekti.

- Ateşin yok, sen bugün yemek yedin mi kızım ben görmedim çünkü.

- Fıratla beraber yedik sabah.

- Taa sabahtan yediklerinle durisen.

Sitem eder gibi çıkan sesine birazcık şaşırmıştım çünkü evlerinde yaşanan olaylar ve bana son tavrı sonrasi benimle böyle yakinen ilgilenmesi bana samimi gelmese de sesindeki doğallık ve ilgi tam tersini söylüyordu. Ben boş gözlerle Elmas dayeye bakarken yanında oturan yardımcısı olduğunu bildiğim kadına seslendi.

- Ayşe git Zozan Xanıma söyle gelinime bir seyler hazırlatsın ha birde Avşine bir bardak su getir de hayde.

- Temam hanimim

Ayşe kalkıp gitti Elmas daye dizimin üstüne koyduğum elimi avuçları arasına aldı dudaklarını oynatıp bir şeyler söyledi bana büyü yaptığını bir anlık da olsa düşünmüştüm okuduğu duaları bitirince sağ olsun üç kere keçi gibi yüzüme pü pü yaptı ona anlamaz gözlerle baktığımın farkına varınca açıklama yaptı.

- Nazara geldiniz kizim Fıratımla öyle güzel halay çekiyordunuz ki millet size hasetle baktı ondan böyle kötüleştin sen.

Bir şey demedim içimden bugün yaşadığım gerginliği sen yaşasaydı şimdiye toprak altında olurdun dediğimi duymasa da olurdu. Ben kendi derdime düşmüşken erkekler hâlâ halay çekiyordu Baran abi Fırat ve Devran müziğin ritmi ile o kadar güzel oynuyordu ki insanın bakmaması imkansız gibi bir şeydi Fırattan asla beklemediğim hareketlerden biriydi bu.

Ben halayı izlerken Ayşe elinde su ile bana doğru geldi Elmas daye ikide bir nasıl olduğumu sorup duruyordu. Ayşe suyu bana uzattı.

- Teşekkür ederim.

- Afiyet şifa olsun gelinağam, yemeğin hazırdır buraya mi getirisiner mutfakta mi yersin.

İnsan içinde hele ki bu kadar insan içinde hayata bir şeyler yiyemezdim zaten canım pek bir şeyde yemek istemiyordu.

- Mutfakta yerim ben.

- Ben sana eşlik edeyim hanımım.

- Yok canım sen otur burda ben gelirim.

AVŞİN (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin