1.Bölüm

14.9K 388 65
                                    

📌Başlama tarihini buraya bırakın

Gönül derin küser, yarasına yara açana.

Karanlık odada ayın yansımasını izliyordu genç kız. Ay o kadar parlak ve güzel duruyordu ki Urfanın karanlık yüzünü aydınlatıyordu adeta. Günlerdir bu odada kalıyordu genç kız. Annesini kaybettiği günden beri buradaydı hâlâ inanamıyordu annesini kaybettiğine. Nasıl bırakıp gidebilmişti küçük kızını Avaşin diye sevdiği küçük kırmızı kafalı kızını.

Yavaşça saatlerdir uzandığı yatağından kalktı. Hareketsiz kalmanın etkisi ile vücudu uyuşmuştu felç geçirdiğini sandı genç kız ayaklarını yatağından sarkıtıp oturur hale geldi. Berbat haldeydi kendisinden yayılan kokunun farkına yeni yeni varıyordu. Annesi gittikten sonra kendini bu odaya kapatmış bir daha da çıkmamıştı ablası yemeklerini getirip ölüden farksız kardeşine zar zor yediriyordu.

İğrenç kokunun ardından kaç gündür burdan çıkmadığını hesaplamaya çalıştı genç kız. O kadar bitkindi ki hesap yapamayacağınin farkına vardı oysa en iyi dersiydi matematik. Düşüncesini bir kenara bırakıp duş almak için ayağa kalkmaya çalıştı ilk başta başı dönen Avşin yatağın başlığından destek aldı gözlerinin kararması geçince yavaş ve temkinli adımlarla odasındaki banyoya ilerledi kapıyı açmakta bile zorlanıyordu.

Nihayet banyo aynasının karşında gördü kendini. Şokla gözleri açıldı doğal turuncu saçları yağlanmış birbirine karışmıştı, göz altları şişmiş ve morarmıştı. Daha fazla kendine bakmaya dayanamayıp kendimi suyun altına bıraktım olduğum yerde sadece oturdum suyun bedenimden akıp gittiğini hissediyordum.

On dakika kadar olduğum yerde kaldım sıcak su bedenime iyi gelmişti kaslarımın gevşedigini hissetim yavaşça suyu kapatıp ayağa kalktım kapının ardında asılı olan bornozu bedenime dolayıp odama geçtim. Pijama takımını ve iç çamaşırları zorlukla üstüme geçirdim.

Bütün enerjim emmilmiş gibiydi kolumu kaldıracak gücü kendimde bulamıyordum. Ben daha 17 yaşındaydım lise son sınıf öğrencisi derslerime odaklanıp kazanmam gereken bir sınav vardı benimse son bir aydır yaptığım tek şey bu odada ağlayıp uyumaktı bazende ablamın zoruyla yemek yemek.

Annemi çok özlüyordum, hâlâ beni bırakıp gittiğine inanamıyordum. Gözlerimden akmak için bekleyen yaşları engelleyip turuncu saçlarımı taramaya başladım. Düşünmek istemiyordum düşündükçe yatağa geçip durmadan ağlayasım geliyordu.

Saçlarımı tarayıp örgü yaptım, gün ağarmak üzereydi annem gittiğinden beri koca konağın kendime ait olduğunu hissetiğim tek odasında bitkisel hayat yaşıyordum. Biz iki kız kardeştik ben ve ablam babam Azat ağa Sorin aşiretinin ağasıydı soyunun devamı için erkek çocuk istemişti annemden ama olmamıştı Allah erkek evlat nasip etmemişti babama sanırım bu yüzden babam ben he ablamı sevmezdi annemi de sevmezdi zaten birkaç defa anneme " biye erkek evlat bile veremedi" dediğini duymuştum. Tabi kaç gece annemin ağlamasına da şahit olmuştum.

Annem kırgın gitmişti bu dünyadan herkese kırgın. Göz yaşlarım düşüncelerim ile tekrar acıyan yanaklarımdan aşağı akarken annemin mezarına sadece cenazede gittiğim aklıma geldi. Annem beni özlemiştir düşüncesi o an dank etti kafama sanki az önce yürümekte bile zorluk çeken ben değilmişim gibi ayağa fırladım.

Şuan üstümde pijama olması bile umrumda değildi anneme gitmem gerekiyordu. Gözüm bir anlıkda olsa saate takıldı dört bile olmamıştı henüz herkes uyuyordur düşüncesi ile odadan çıktım.

Karanlık avluda merdivenlerden yavaş yavaş aşağı indim biri farkıma vararsa çıkmama asla izin vermezdi normalde zor çıkıyordum okula diye. Bakışlarım koca konakta dolşatirdim bütün ışıklar kapalıydı uyuyorlardı.

AVŞİN (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin