35.Bölüm

3.5K 316 734
                                    

Ne kavuşacak gibi ne ayrılacak gibiyiz.
Hiç ilmediğimiz yerlerde yaşayıp
Hiç bilmediğimiz yerlerde öleceğiz.
Sana okutmadığım onca şiir,
beraber yaşamadığımız onca yıl,
Bir mevsimlik güller gibi
Hep o mevsimi özleyeceğiz..

🪷 300 oy 650 yorum

Duyduğum silah sesi ile gözlerimi kapattım dünya benim için o anda durdu beni o izbe depodan alıp annemin öldüğü güne götürdü o ses.

- Hayır anne

Bazı anlar vardır insan hatırlamak istemez, bazı anlar vardır insan bitsin istemez hep o anların hayali ile yaşar durur, bazı insanlar vardır ilaç gibi geliyor hiç gitsin istemezsin ama her güzel anın bir sonu vardır her insanın gitmesi gerekir bir gün erken bir gün geç. Deli gibi titrediğimi hissediyordum ruhum depodan ayrılmış annemin beni korumak için önüme atladığı güne gitmişti bir şeylerin ters gittiğini anlayan Fırat başımı sert göğsüne bastırdı bilincim yerinde değildi refleksle yumruk yaptığım elimi Fıratın göğsüne ard arda vurmaya başladım.

- Katil

- Katilsin sen

- Nasıl yaptın bunu

- Bırak beni dokunma bana katillll

Bilinçsizce çıkan kelimeler ve titreyen vücuduma rağmen Fırat beni tutmaya devam etti silahı tutan elini belime koyması ile silahın soğuk metalini belimde hissetim o andan sonra korkuyla tepinmeyi bıraktım hâlâ gözlerim kapalıydı arada hıçkırıp iç çekiyordum.

- Sakin ol geçti

Belimde hissetiğim soğuklukla korkuyla Fıratın gömleğine tutundum kelimeleri zorlukla bir araya getirdim.

- Çek çek onu

Neyden bahsettiğimi bir kaç dakika anlamadı. Kendimi ona daha çok bastırmam ile elini çekti silahı beline yerleştirdi nefesim düzene sokmaya çalıştım üzerimdeki panik haline atamıyordum en yakın arkadaşımın ölümüne sebep olduğum gerçeği yüreğimde başlayıp bütün vücudumu yakan bir yangına dönüşüyordu. Fıratın ürpermeme neden olan sesini işittim.

- Sakin ol gözlerini aç

Sıkı sıkıya kapattığım gözlerimi araladım bir kaç dakika bulanıklaşan görüşüm nihayet netleşti başımı Fıratın göğsünden kaldırdım arkama korku doldu gözlerle yüreğim ağzımda bir şekilde döndüm gözleri yarı açık bir şekilde bana bakan Emre'yi görmem ile elimin ayağımın boşaldığını hissetim üzerini hızla süzdüm kan lekesi aradım fakat yüzünde sadece morluklar ve patlayan dudağından akan kan vardı.

Fırat katil olmamıştı.

Fırat arkadaşımın katili olmamıştı

Emre benim yüzümden ölmemişti

Konuşma yetimi kaybettiğimi hissetim Fıratın belimde olan elini unutup sevinçle Emre'ye doğdu gitmek istememe Fırat engel oldu sırtım göğsüne gelecek şekilde eli belimdeydi başını saçlarımın arasından çıkarıp kulağıma dudaklarını değdirerek konuştu.

- Sabrımı sınama Avşin ona doğru attığın tek adımda bu sefer gerçekten kafasına sıkarım.

- Tamam tamam yemin ederim bundan sonra gölgesi bile gölgeme değmeyecek.

Boynumu öptükten sonra geri çekilmeden önce konuştu.

- Hele bı değsin hele bı değsin o zaman ikinizi de öldürürüm. Ben sabırlı bir adam değilim delalamîn.

AVŞİN (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin