34.Bölüm

4.4K 331 721
                                    

"Çünkü umudumu kaybedersem,
hayatı taşıyacak gücüm hiç kalmaz."

🪷 300 oy 650 yorum

Zaman su misali akıp gidiyordur, günler nerdeyse birbirini kovalıyordu benim yaptığım şeyler hep birbirinin aynısı şeklinde devam ediyordu özlüyordum annemi, özlüyordum okulumu, özlüyordum eski arkadaşlarımı hepsini çok özlüyordum bir daha göremeyeceğimi bilmek işte yumru gibi oturuyordu boğazıma nefes almamı engelliyordu. İçimde hep bir kaygı ile dolaşıyordum yaptığım hiçbir şeyden tad alamıyordum tamamı ile hayatım Fıratın ağzından çıkacak iki kelimeye bağlı hale gelmişti kabullenmek zor olsa da artık alıştığımı hissediyordum ve Fıratın bunu ikide bir yüzüme yüzüme vurması sinirlenmeme neden oluyordu.

- Sana alışamadım hiçbir zaman da alışmayacam senden nefret etmekten de vazgeçmeyecem.

Belimdeki kolları gerildi beni daha çok kendine bastırdı midemden bir şeylerin yükseldiğini hissetim fakat kendime hakkım olmak için zorladım bedenimi. Madem her şeyi biliyordu o zaman yüzleşmemizde bir sakıncada yoktu. Ondan uzaklaşmak adına karnımı saran ellerini çekip çıplaklığımı umursamadan oturur hale geldim dikkatle hareketlerimi izliyordu. Kendisi son derece sakin ve gevşemiş duruyordu.

- Ne istiyorsun benden gerçekten anlamıyorum istediğini aldın.

Güldü ilk defa sesli güldüğünü şahit oluyordum.

- Benim istediğim sensin.

Bende güldüm ama benimki daha çok sinirdendi.

- Görende beni seviyor sanacak.

- Sevmediğimi kim söyledi delalamîn

Dalga mı geçiyor ciddi mi diye yüzüne bakmaya başladım herhangi bir alay barındırmıyordu ifadesi.

- Sevdiğini de kimse söylemedi

Oda benim gibi oturur hale geldi ikimizde tamamen çıplaktık ve bu şuan beni utadırmıyor hata aklıma bile gelmiyordu.

- Bir şey değişecek mi

Anlamadığım için boş bakmaya başladim.

- Ne

Yüzünde anlamlandıramadığım bir gülümseme oldu.

- İşine gelmeyince nasıl da anlamamış gibi yapıyorsun.

- Gerçekten anlamadım ama

- Diyorum ki seni sevdiğimi bilsen bir şeyler değişir mi

Hiç düşünmeden pat diye cevapladım onu belki sonra pişman olacaktım böyle söylediğime fakat şuan hiç pişman değildim.

- Hiçbir şey değişmez, değişmez bana unutulması imkansız anılar, hatıralar bıraktın sen nasıl unuturum her şeyi.

Cevap vermedi üzerindeki pikeyi kaldırdı bakışlarım anlık kaysa da hemen iki elimle gözlerimi kapattım.

- Ayyy napiyorsun ya

Umursamazca cevapladı beni.

- Ne yapmışım yaa yine

Dalga geçer gibi konuşması sinirlerime dokunsa da duyduğum kapı sesi ile banyoya girdiğini anladım gözlerimi açtım uykum yoktu yataktan kalktım etrafa saçılan iç çamaşırlarimi toparladım üzerime Fıratın yere attığı beyaz gömleği giyinip düğmelerini kapatım komodinin üzerindeki sürahi den su doldurup içtim bardağı yerine bırakmam ile banyonun kapısı açıldı Fırat pijamalarını giyinmiş bir şekilde elindeki havlu ile saçlarını kurutuyordu beni görmesi ile şaşırmış gibi durdu.

AVŞİN (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin