otuz üç

460 30 5
                                    

"Ella, uzun zamandır buradasınız. Neden sen ve Ashton beraber öğle yemeği için bir yerlere çıkmıyorsunuz?" diye önerdi annem. Kız kardeşime baktım.

"Evet, Ella, gitmelisin." dedi El gülümseyerek.

"Tamam." diye mırıldanıp hastane odasındaki kotuktan kalktım ve Ashton da benimle ayağa kalktı. 

Eleanor'un yatağına yaklaşıp alnını öptüm ve "Seni her şeyden çok seviyorum." diye mırıldanmama karşılık "Seni her şeyden daha çok seviyorum." diye cevap aldım.

Ashton kardeşime elveda etti ve kıkırdamasını sağlayacak bir espri yaptı. Annem odadan gülümsedi, ben de ona dönüp gülümsedim.

Hastane resepsiyonunu geçerken Natasha bana kötü bir bakış attı. Masasına yürüdüm.

"İşte, Natasha, senin için bir şeyim var." dedim cebime bakıyormuş gibi yapıp sadece orta parmağımı çıkarıp ona gösterdim. Bu hemen hemen aramızdaki bir gelenek haline gelmişti, o bana kötü bir bakış atardı, ben de ona orta parmağımı gösterirdim.

Ashton'ın yanına gitmeden önce yeniden gülümsedim.

"Zavallı kadın, Ella." Kıkırdadı.

"Beni seviyor." Güldüm ve elini kavrayarak parmaklarımızı birbirine kenetledim.

"Öğle yemeği için nereye gitmek istersin?" diye sordu Ashton, sonunda dışarı çıkıp temiz havayı solumaya başladığımızda. Hastaneler nedense garip kokardı.

"Pekala, Annie'ye gitmek istiyorum, onu uzun zamandır görmedim." Yaşlı kadını hayal edip bir iç geçirdim.

"Ah, Ella, o mesele, biliyorsun ki ben-"

"O kadını sevmiyorsun." Onun sözlerini alıntılarken gözlerimi devirdim.

"Evet." diye mırıldandı yere bakarak.

"Neden Ash? Bana her şeyi söyleyebileceğini biliyorsun, değil mi?" diye sordum ve bana bakmadan başını salladı.

"Oraya gidebiliriz."

"Cidden mi? Emin misin?" diye sordum ve yürümeyi keserek onun da yürümesini kestim. Yüz yüze geldik.

"Evet. O-" Ashton kendini durdurdu ve derin bir nefes aldı. "O benim büyük annem."

"Peki, hay aksi, bunu beklemiyordum." diye mırıldandım Ashton'a bakarak.

"Evet, onu neden sevmediğimi bile bilmiyorum. Bana neden ebeveynlerimin beni bıraktığını söyledi ve ben bunu pek de iyi kabullenmedim. Onu suçladım, çünkü başka suçlayacak kimsem yoktu." diye açıkladı Ashton. Beline kollarımı sararak ona sarıldım. Büyük ihtimalle birazcık garip gözüküyorduk, iki genç duygusal bir konuşma yapıyorlardı ve kaldırımın ortasında birbirlerine sarılıyorlardı. "Ebeveynlerim aşırı derecede zengindi Ella. Beni bırakmak için bir nedenleri yoktu, onlar sadece mükemmel hayatlarını mahveden bir çocuk istemiyorlardı."

 "Onlar olmadan daya iyisin." diye fısıldadım göğsüne doğru. Beni daha da sıkı sardı.

"Evet, biliyorum." Gülümsedim.

"Ne var biliyor musun? Annie'ye gitmene gerek yok. Sana baskı ya da herhangi başka bir şey yapmak istemem." Ondan biraz geri çekilerek gülümsedim.

"Teşekkür ederim, Ella. Seni sev- senden çok hoşlanıyorum Ella." diye mırıldandı. Asıl demek istediği bu değilmiş gibi hissetsem de gülümsedim.

"Ben de senden çok hoşlanıyorum Ashy." Kıkırdadı. Dudaklarına bir öpücük kondurdum.

-

uzun bir zamandan sonra merhaba! :) vote ve yorum görsem güzel olur :)

vlut ☯ a.i. (bahişe) |Türkçe Çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin