on beş

654 42 0
                                    

Biraz daha yüzdükten sonra geri arabaya dönerken parmaklarım Ashton'ın parmaklarıyla kenetliydi. Yüzme derken daha çok öpüşme ve gülmelerden bahsediyordum. Mutluydum ve sonra bunun hakkında yakınacağımı biliyordum.

"Artık bir şey olduk mu?" diye sordum elimi Ashton'ın elinden çekmeye çalışırken, ama sıkı tutuyordu.

"Olmak ister miydin?" diye sordu bana umutlu gözlerle bakarak. Ashton ile hiç tanışmamış olmayı dilerdim, kendine bir şeyi hemen alışkanlık yapıyordu. Ashton sigaralardan bile daha kötüydü.

"Bence bir süreliğine gizli bir şey olmalıyız." dedim yürürken ayaklarıma bakarak. Ashton'ın bunu istemediğini biliyordum.

"Benden utanıyor musun?" Sesindeki kırgınlığı saklamaya çalıştı.

"Hayır. Bunun senin için iyi olmayacağını düşünüyorum sadece. Ben okulun fahişesiyim." Hala ayaklarıma bakarken üzgün bir şekilde kıkırdadım.

Arabaya sessizce yürüdük. Ve ulaştığımızda Ashton bana bir tişört bir de eşofman altı uzattı. 

"Burada değiştirebilirsin. Buralarda kimse yok ve ben de bakmam." diye fısıldadı ve üstümü değiştirebilmem için arkasını döndü.

Sırılsıklam olan üstümü kafamdan çıkardım. Sütyenim de ıslaktı, ama bunun için yapabileceğim bir şey yoktu. Ashton'ın tişörtü harika kokuyordu ve vücuduma kıyasla oldukça sıcaktı. Şortumu çıkardım ve eşofman altını geçirdim. Ardından saçımı başımın tepesinde dağınık bir topuz şeklinde topladım.

Arkamı döndüm ve üstünü çoktan değiştirmiş, arabanın karşı kısmına yaslanmış Ashton'ı gördüm.

Ona yöneldim ve onun yanında arabaya yaslandım. Tereddütle başımı omzuna yasladım. Vücudu gerildi, ama birkaç saniye sonra tekrardan gevşedi. Ne yaptığımı bilmiyordum, bunu neden yaptığımı bile bilmiyordum, bunun sadece doğru hissettirdiğini biliyordum.

"Aç mısın?" diye sordu benim duymama yetecek bir seste.

"Evet." Kafamı Ashton'ın omzundan çektim.

"Evime gidip biraz pizza sipariş edebiliriz, eğer istersen." Omuz silkti. Başımı salladım ve yolcu koltuğunun kapısına yöneldim.

Kapıyı açtım ve içeri girdim. Ashton da aynısını yaptı. Ellerini direksiyona yerleştirerek önüne dümdüz baktı. 

"İnsanların ne düşündüğünü umursamıyorum." dedi yüzünü bana döndürürken.

"Umursuyorsun, bana yalan söyleme." Kısaca başını sallayarak beni onayladı. Ashton insanların ne düşündüğünü umursuyordu. Herkes umursuyordu. Ne kadar saklamaya çalışsalar da.

"Umursuyorum, ama sadece seninle olmak istiyorum, kahretsin! Her zaman ilişkilerde en çok seven taraf ben oluyorum." Son kısımda sesini kısmıştı, sanki dediklerini duymamı istemiyordu.

"Bizim bir ilişkimiz yok Irwin." Seçtiği kelimelere kıkırdadım.

"Süper, şimdi yine beni Irwin diye çağırmaya başladın! Sadece süper Ella." diye bağırdı ve ben de sinirlenmeye başladığımı hissettim.

"Bu senin adın, değil mi?" diye bağırdım ve Ashton'ın gözleri irileşti.

"Bu, soyadımdan hoşlandığım anlamına gelmez Tanrı aşkına!" diye benden daha da yüksek bir sesle bağırdı. Öfke tüm bedenime sıçramaya başladı.

"Ne var biliyor musun Irwin? Beni eve bırak, artık kahrolası pizzayı falan istemiyorum." dedim ve başımı cama döndürdüm.

Motorun çalışmaya başladığını hissettim. Derin bir nefes alarak hayatımın son birkaç dakikasını aklımda yeniden canlandırmaya başladım.

Ben ve Ashton öpüşüyorduk, biz öpüşüyorduk; ardından kavga ediyorduk.

Bir dakika dünyadaki en mutlu insan oluyordum, sonraki dakika ise en sinirli insan oluveriyordum. Ashton ruh halimi göz açıp kapayıncaya kadar değiştirebiliyordu.

Araba garaj yolumda durdu. Tüm ışıklar kapalıydı, bu da demek oluyordu ki annem kız kardeşimin yanında kalacaktı. Ashton'a bakmadan kapıyı açtım. Ön kapıya yürüdüm ve cebimden anahtarlarımı çıkarmaya çalıştım.

"Ella." dedi bir ses. Hareketlerimi durdurdum. "Üzgün olduğumu söylemeyeceğim, çünkü değilim. Sadece şey gibi hissedi-" Ashton elini havada döndürmeye başladı - konuşurken yaptığı bir hareket - Dediği şeyler hakkında en ufak bir fikri bile olmadığını biliyordum.

İşte bu, çenesini kapamam ve dudaklarımı dudaklarına yapıştırmamın nedeniydi.

"Kapa çeneni göt deliği." diye mırıldandım dudaklarım dudaklarına değerken. Kollarını kalçama koyarak beni kendine daha da yakınlaştırdı.

vlut ☯ a.i. (bahişe) |Türkçe Çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin