on altı

629 43 9
                                    

"Ortalığı dağıtıyorsun!" diye çığırdım ve kıkırdadım Ashton masaya biraz daha kola dökerken. 

"Az önce kıkırdadın!" diye bağırdı ve yanaklarımın ısınmaya başladığını hissettim. Ashton mutfak masasına kolayı yerleştirdi ve bana eğlenen bir bakış attı. "Bu çok şirindi Ella."

"Saçmalama, ben şirin değilim." dedim belalı bir tip gibi görünmeye çalışarak. Kollarımı göğsümde çaprazladım.

"Evet şirinsin." Bana yakınlaştı.

"Hayır değilim Ash." dedim ve kola bardağını dudaklarıma götürerek bir yudum aldım.

"Evet öylesin. Kolandan bir yudum alırkenki haline bak, çok şirin." Gülümseyerek gülmemi sağladı.

"Bunun nesi şirin?" Ashton'ın bana olan bakışlarına gülümsedim.

"Sen." dedi bardağı elimden alarak. Masaya bıraktı. Kollarını kalçama sardı. Kabul etmeliyim ki buna asla alışamayacağım.

"Çok banalsın Ashton!" dedim bir kez daha kıkırdamak üzereyken. Ağzımdan çıkan sesleri kapatmak için ellerimi ağzıma koydum. 

"Kıkırdamalarını saklama." Ellerimi ağzımdan çekti.

"Senden nefret ediyorum Ashton." diye mızmızlandım başımı göğsüne yaslarken.

"Neden?" Çatılan kaşlarını görmek için başımı kaldırdım.

"Çünkü şirin yanımı ortaya çıkarıyorsun." diye mızmızlandım yeniden. Başımı göğsüne yaslarken kollarımı gövdesine doladım. Kendimi Ashton'la oynuyormuş gibi hissediyordum. Onun kız arkadaşı değildim, ama bunu ona halen yapıyordum. Bu yanlış hissettiriyordu.

"Gergin görünüyorsun." dedi Ashton sarılmamızı bozarak. Pizzadan bir dilim aldı. "Sorun ne?"

"Sana yaptıklarımın yanlış olduğunu hissediyorum Ash." dedim ben de bir pizza dilimi alırken.

"Ne demeye çalışıyorsun?" diye sordu Ashton ağzı ful pizzayla doluyken. Gülümsedim.

"Ben senin kız arkadaşın değilim ve biz hala böyle davranıyoruz." dedim elimi o ve ben arasında sallarken.

"Bunun hakkında kötü hissetme. Seninle olduğum sürece bunu umursamam." Banallığına gülümsedim.

"Hoş Irwin." Ona Irwin dediğimde kaşlarını çattı. "Seni Irwin diye çağırmamı sevmiyorsun. Bunun arkasında bir şey var." dedim ve o yerini değiştirerek sandalyeye oturdu. "Bana anlatmana gerek yok. Seni daha fazla öyle çağırmam." Ona gülümsedim, o da bana silik bir gülümseme gönderdi.

"Teşekkürler Ella." Yanıt olarak başımı salladım.

Ashton alamadan önce son pizza dilimini ben kaptım. Suratını astı.

"Pekala, paylaşacağım." Bir bıçak alarak pizzayı iki dilime ayırdım. Ashton gülümseyerek diğer pizza dilimini aldı.

Sessizce pizzalarımızı yedik. Bu konuşacak bir şey olmaması yüzünden değildi. Ben konuşkan bir insan değildim ve Ashton da bir konuşma başlatacakmış gibi durmuyordu.

"Film izlemek ister misin?" diye sordum Ashton'a. Şimdi gitmesini istemiyordum.

"Aslında hayır. Çok yorgunum. Pazartesi görüşürüz." dedi ve başımı salladım.

Ashton sandalyesinden kalktı ve dudaklarıma nazik bir şekilde bir buse kondurdu. Kapıya yöneldi. Kapının açılma ve kapanma sesini duydum. Ashton gitmişti.

Bir dakika tüm vücuduma yayılan bir mutluluk hissediyordum, sonraki dakika ise nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum.

Ashton beni deli ediyordu.

-

Birkaç yorum koyabilir misiniz acaba? Çünkü yorum görmek beni mutlu ediyor. :3 Yorum gördüğümde gaza gelip hemencicik çevirmeye başlıyorum. Seviliyorsunuz.

vlut ☯ a.i. (bahişe) |Türkçe Çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin