sondaki çevirmen notunu okumayı ihmal etmeyin! (:
üçüncü kişi ağzından (üçüncü kişinin ağzından anlatıldığında birtakım boklukların yaşanacağını anlarsınız)
Ella'nın göz kapakları ağırlaşmaya başlamıştı ama göz kapaklarını açık tutmakta kararlıydı.
Üç hafta önce doktorlar Eleanor'un ölmesine iki haftanın kaldığını bildirmişlerdi.
Ama, tabiî ki de, Eleanor bu iki haftayı aşmıştı. Doktorlar oldukça şaşırmıştı. Ella küçük kız kardeşinin daha fazla dayanamayacağını biliyordu, artık herkes biliyordu. Ashton, Michael ve Emilie sürekli onu ziyaret ediyor ve ona hediyeler getiriyorlardı. Ashton her sabah gelir ve akşam yemeğinden önce giderdi, ama Ella, kardeşinin vücudundan hayatın yavaş yavaş kaybolduğunu izlerken açık kahverengi koltuktan pek hareket etmezdi.
Şimdi, Ashton ve Ella, hâlâ konuşmuyorlardı, tek bir kelime bile. Ashton'ın gözlerindeki öfke kaybolmuştu, artık sadece acıma vardı. El'in odasına adımını her attığında bir nebze ölüyordu, sadece Eleanor'un ölmekte olması yüzünden değildi. Çünkü Ella'nın da öldüğünü hissedebiliyordu.
"Ella, acıyor," dedi Eleanor. Sesi bile aynı değildi.
"Acıtan ne? Hemşireyi çağırıyorum." Ella hızlıca koltuktan kalktı ve hemşireyi çağırmaya yarayan butona koşturdu.
"L-Lütfen yapma," diye rica etti Eleanor, sesi her zamankinden daha güçsüzdü.
"Ne? El çağırmazsam-"
Eleanor'un yumuşak ağlaması Ella'yı durdurdu. "Bunu daha fazla yapmak istemiyorum."
"Ne demek istiyorsun?" Ella hastane yatağının yanına diz çöktü ve Eleanor'un elini kavradı.
"Çok yorgunum, Ella." Eleanor gözlerini kapadı ve göz yaşları düşmeye başladı. "Her şeyim çok fena acıyor."
"Hey, her şey yoluna girecek," dedi Ella küçük bir gülümseme bahşederek ve onun elini ovarak.
"Ö-ölmekten korktuğumu söylediğim anı hatırlıyor musun?" Eleanor gözlerini açtı ve tabiî ki de ağlayan Ella'ya baktı. Son haftalarda sürekli yaptığı bir eylemdi bu. "Sanırım artık korkmuyorum."
"Hayır, Eleanor, hemşireyi çağırıyorum."
"Ella, istemiyorum!" Eleanor ağladı.
"El, bu senin ne istediğin hakkında değil! Seni neyin daha iyi yapacağı hakkında. Ve hemşireyi çağırmamam seni daha iyi yapmayacak."
"İyileşmek istediğimi düşünmüyorum." Eleanor fısıldadı ve temiz bir sıvının küçük bir boruya ve sağ koluna gidişini izledi.
"Bunu söyleme," dedi Ella daha fazla göz yaşı gözlerinden akarken.
"Lütfen, Ella," Eleanor bir kez daha yalvardı ama Ella kafasını salladı ve hemşireyi çağırmak için butona bastı.
"Bebeğim, bana bak," Ella Eleanor'un kafasını iki elinin arasına aldı "İyileşip iyileşmeyeceğini bilmiyorum. Tek bildiğim şey seni çok sevdiğim ve s-seni hiçbir zaman unutmayacağım."
"Seni her şeyden çok seviyorum," diye Eleanor fısıldadı. "Eğer gidersem lütfen üzülme, Ella."
"Tabiî ki de üzüleceğim!" Ella göz yaşları yanağından akarken hafifçe güldü.
"Ama, sonsuza kadar üzülme." Eleanor gülerek Ella'yı daha çok güldürdü. "Anneciğime ve Ash'e onları sevdiğimi söyle."
Ella gülmeyi durdurdu ve küçük kız kardeşinin gözlerine baktı. "Söyleyeceğim El."
"Ve, senle Ashton tekrar barışabilir misiniz?" diye sordu Eleanor.
"Nasıl istersen, El. S-Sadece gözlerini kapat ve acıyı hissetmeye başladığında güzel bir şeyler düşün," dedi Ella ve El'in alnını öptü.
"Seni, annemi ve Ash'i düşüneceğim. Oh, aynı zamanda Mikey'yi ve bana onu hatırlamam için verdiği kırmızı saçlı bebeği de düşüneceğim." Eleanor yeniden güldü. Ella onun burnunu öptü ve göz yaşlarını sildi.
Hemşireler geldi ve Eleanor'u almak zorunda olduklarını söylemeden önce her şeyi kontrol ettiler.
Ella "Seni çok seviyorum" diye dudaklarını kıpırdattı ve Eleanor gülümsedi.
Yatak, odadan çıkarken Ella aynı koltukta oturdu.
Yirmi dakika sonra kapı aniden açıldı ve Ella kafasını Eleanor'u bulma umuduyla kaldırdı, ama Ashton'ı gördü.
Odaya bakındığında ve yatağı göremediğinde gözleri dolu bir şekilde diğer koltuğa oturdu.
"O öld-" diye sormaya başlamıştı ki Ella onu durdurdu.
"Hayır, yani, bilmiyorum."
Ve iki saat içinde dedikleri tek şey bu oldu.
İçeri bir hemşire girdi ve Eleanor'un başarısız olduğunu söyledi. Ashton'ın anında gözünden yaşlar boşaldı, kafası ellerine gömülmüştü. Ella sadece kıpırdamadan durdu, hiçbir kası hareket etmiyordu. Sadece kalbi hızlı atıyordu.
Sanırım her insan acıyı farklı bir şekilde yaşar. Bazı insanlar bu tür haberleri aldıklarında, bir bıçak yavaşça derilerini kesiyormuş gibi hissederler, her kesik öncekinden daha derinmiş gibi. Diğerleri kalplerinin parçalandıklarını ve bunun her saniyesini hissettiklerini ya da dünyanın başlarına yıkılmış gibi hissettiklerini, sadece birkaç kelimenin insan vücudunu kemiklerinin her birinin teker teker yavaşça kırılması gibi yoğun bir acıya bırakabileceğini söylerler. Sadede gelirsek, hiçbir insan acıyı eşit bir şekilde yaşamıyordu.
Ve Ella, o sadece duygusuz hissediyordu. Bağırmak ve ağlamak istiyordu, ama göz yaşları daha fazla akmazdı. El'in cansız bedenini hastane yatağında gördüğünde yapmak istediği tek şey omuzlarını sallamak ve uyanmasını çığırmaktı, ama yaptığı tek şey ölü kardeşine sarılmak oldu.
Eleanor'a yarım saat sarıldıktan sonra Ella hastaneden çıktı. Natasha büyük ihtimalle bu zor zamanları aşması için ona birkaç iyi şey söylemek için çağırıyordu, ama Ella'nın duyabildiği tek şey aklında sürekli tekrarlanan Ashton'ın sözleriydi.
"Kendini düşünmeyi kes"
Ella aynı zamanda Eleanor'a asla ayrılmayacağını vaat ettiğini hatırladı. Ve Ella sözünü tutacaktı.
Kime: michael clifford
herkese alkollü büyük bir parti vereceğimi söyle
Kimden: michael clifford
benim arkadaşım yok.....
Kime: michael clifford
o zaman emilieye herkese söylemesini söyle
Kimden: michael clifford
bunun şu an için yapılacak doğru şey olduğunu mu düşünüyorsun
Kime: michael clifford
sadece yapmanı istediğim şu sikik şeyleri yap michael
Ella sözünü tutacaktı, Eleanor'u bırakmayacaktı. Bunu sadece farklı bir yolla yapacaktı.
-
evet, oldukça üzücü bir bölümdü :( çevirirken gerçekten hüzünlendiğimi hissettim. sizden sadece bir şey istiyorum.
eleanor'un anısına bir vote ve bir yorum. en fazla on saniyenizi alacaktır.
#RIPEleanor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vlut ☯ a.i. (bahişe) |Türkçe Çeviri|
Fanfictionbahişe (isim) bir bakirenin fahişe gibi davranması. - This story belongs to @acidgrvnge. Thanks for your permission hun!