3.BÖLÜM: Taht Odası

5.6K 411 105
                                    

Percival benimle oldukça alakadar olmuştu. Hâlâ samimiyetine güvenmiyor olsam da ona müteşekkirdim. Babam yanıma gelene kadar kraliçenin bana ayarladığı odada benimle beklemişti.

Kraliçenin tercihi beni yanıltmamıştı. En alt katın doğu kanadındaki bir hizmetli odasını bana layık görmüştü. Yine de bu oda bile annemle birlikte yaşadığımız iki gözlü evden güzel ve genişti. Benim için yokluk, yoksulluk mühim değildi. Her ne kadar babam bizimle ilgilense de bizler köylüydük. Buna alışmıştım. İşte beni en çok korkutan şeylerden biri buydu. Ben bir asilzade olarak yetiştirilmemiştim. Şimdi bu saraya kabul edilirsem nasıl yaşayacağımı bilmiyordum.

"Bana kendinizden bahseder misiniz, Bay Woodshed?"

Zaman öldürmek için onunla sohbet etmeye karar verdim. Pencerenin kenarında durmuş ön bahçeye bakıyordum. Hizmetliler oradan oraya koşturuyor, ellerinde bir dolu çiçek taşıyorlardı. Onlarla ne yaptıklarına dair bir fikrim yoktu. Percival geldiğimden beridir dudaklarında olan gülümsemeyi silmeden yanıma yaklaştığında ona döndüm.

"Ailemi kaybettiğimde henüz sizin yaşınızda değildim hanımefendi. Kralımızla babam ahbaplardı. Babanız bana sahip çıktı ve iyi eğitimler almamı sağladı. Sonrasında Woodshed'in yönetimini bana verdi."

Gerçekten zeki olmalıydı. Öyle olmasa babam bu genç adama koskoca bir ilçeyi teslim etmezdi. Çünkü rakipleri oldukça yaş almış kişilerdi. O ise toydu. Buna rağmen babamın gözüne girmişti.

"Burada neden kalıyorsunuz peki? Bildiğim kadarıyla kontlar..."

Sözümü kesen odanın kapısının açılması oldu. Gelen kişiyi görmek için döndüğümüzde babamı gördük. Bana kocaman gülümseyip kollarını açtığında Percival saygıyla başını eğdi.

"Benim beyaz gülüm!" Kollarının arasına girdim. Saçlarımın üstünden öptü. "Sarayı beğendin mi?"

Ondan ayrılarak hevesle kafa salladım. "Evet fakat daha pek bir şey görmedim. Buna rağmen hayran kaldım."

Memnuniyetle tebessüm edip Percival'a baktı. "Demek danışmanım Percy ile tanıştın."

Şaşkınlıktan gözlerim büyüdü. "Ben danışmanın olduğunu bilmiyordum. Yalnızca Woodshed Kontu olduğundan bahsetmişti."

Percival omuz silktiğinde babamı gururlanmış gördüm. "Oldukça alçak gönüllüdür. Ama evet, danışmanım. Parlak bir genç. Düşünceleri benim için önemli." Aklına gelenlerle tebessümü buruklaştı. "Babasına çok benziyor. Babası benim kadim dostumdu."

"Müsaadenizle ben hazırlıklara bakayım efendim," dedi Percival kendinden bahsettiğimiz için çekinerek. Babam ona izin verdiğinde son kez bana bakıp reverans yaptı ve odadan ayrıldı.

Babam elimden tutup beni koltuğa çektiğinde ona uyarak dizinin dibine oturdum. "Yakışıklı bir delikanlı. Ne düşünüyorsun? Seninle yeteri kadar alakadar oldu mu?"

Sözleriyle utandım. Neyse ki bronz tenimden dolayı kızarmıyordum. "Beni girişten alıp kraliçenin yanına kadar eşlik etti, ardından burada benimle bekledi."

Muzipçe gülümsedi. "Yaşınız birbirine yakın diye tercihim oydu. Seni memnun ettiyse ne mutlu bana..."

Yüzümü eğerek güldüm. "Kralım, beni utandırıyorsunuz. O sadece sizden aldığı emirleri uyguluyordu. Bundan dolayı ilgiliydi."

Elimin üstünü okşadı. "Eminim ki çok zaman geçmeden seninle ilgilenmesinin tek nedeni ben olmayacağım."

Göz kırpmasıyla boştaki elimle yüzümü kapattım gülerek. Bana takılıyordu ve benim utançtan kıvranmam hoşuna gidiyordu.

GAYRİMEŞRU PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin