51.BÖLÜM: Haber

863 72 13
                                    

Gülümseyerek kollarımı açtığımda Milo bana sarıldı. "Zaferlerle dönün kraliçem."

Saçlarını okşayıp yanaklarını öptüm. "Vekilimiz olarak ülkemize sahip çık yeğenim. Sana güveniyorum. Eminim ki beni hayal kırıklığına uğratmayacaksın."

"Söz veriyorum, uğratmayacağım. Siz dönene kadar ülkemizi koruyacağım ve en iyi şekilde yöneteceğim."

Percival ile bugün saraydan ayrılıp savaş için yola koyulacaktık. Yokluğumuzda Milo'yu vekilimiz tayin edip tahtlarımızı ona bırakmıştık. Robert'in de burada olacak olmasının rahatlığıyla gözüm arkada kalmayacaktı.

Brandon Milo'nun ardından benimle vedalaştığında iyice duygusallaştım. Oğluma henüz yeni kavuşmuştum fakat kısa sürede ondan yine ayrılıyordum. "Kendinize dikkat edin. Taç giyme törenime kadar dönmüş olun."

Kahkaha attım. "Demek taç giymeyi sabırsızlıkla bekliyorsun."

Başını salladığında ona da sarıldım. "Kesinlikle orada olacağız bir tanem. Burada kaldığın süre boyunca Milo'dan ülke yönetimini öğren. Her ne kadar yıllardır Scardin'de olsan da Milo senin için iyi bir akıl hocası olacaktır."

Beni onaylayıp babasının yanına geçtiğinde uzakta duran prensesime baktım. Maalesef bana kırgın bir vaziyetteyken ayrılacaktım ondan. Veda etmeye bile gelmiyordu yanıma. Bu yüzden ben ona doğru adımladım. Adımlarımla gerildi. Başını yere eğip gözlerini benden kaçırdı.

"Biliyorum ki bana hâlâ kızgınsın hayatım. Lakin yokluğumda düşünmen için uzun zamanın olacak. Nişanı duyurmuş olmamız hiçbir şey değiştirmiyor. Döndüğümüzde o nişan bozulacak. Lütfen kendini üzme."

"Döneceksiniz değil mi," diye mırıldandı. "Babam da sen de döneceksiniz."

Elimi uzatıp çenesini kavradım ve bana bakmasını sakladım. "Elbette döneceğiz. Seni, ağabeyini ve Milo'yu yalnız bırakır mıyız hiç?"

Gözleri yaşla doldu. "Sizin için her gün dua edeceğim kraliçem. Lütfen haber yollamayı ihmal etmeyin."

Eğilip saçlarını öptüm. "Yollayacağız. Biliyorsun ki baban sana çok düşkün. Ben onu teselli ederken sen bu genç adamlara göz kulak olacaksın. Unutma ki sen benim kızımsın. Her daim güçlü ve başın dik olacaksın. Bu savaşta her şey olabilir. Size düşmanlarımız tarafından asılsız haberler gelebilir. Onlara itibar etme. Yıllar önce Milo'nun alerjisinden dolayı rahatsızlanması hakkında Scardin'deyken elime geçen yanlış haberi düşün. Benden gelmeyen hiçbir habere itibar etme."

"Ya yine Milo'ya bir şey olursa? Yahut Brandon'a? Ne yapmam gerekecek bilmiyorum."

Ona ne kadar güvendiğimi anlasın diye rahat bir şekilde gülümsedim. "Kendini asla küçümseme kızım. Sen iki krallığın tek prensesisin. Senin gücünün yanında, senin becerilerinin yanında hiç kimsenin esamesi dahi okunamaz. Bazı yönlerden babana benziyor olabilirsin. Ki unutma, onun gibi bir kral görmedi bu dünya. Bana benzer olan yanların da oldukça fazla. Cesaretini topla. Bütün dünyaya diz çöktürebilirsin. Senin karşında hiç kimse duramaz."

Kirpiklerini kırpıştırdı. Heyecanla sordu. "Sana benzediğimi düşünüyor musun?"

"Elbette. Lakin seninle aramızdaki tek fark benim annem göçmen köylü bir kadındı. Senin annen ise benim. Sana anlattığım her hikaye, her macera, her savaş gerçekti. Hepsi sana öncülük etsinler. Benim gibi öfkene yenik düşme, mantığını kaybetme fakat benim gibi de asla pes etme. Eğer bana bir şey olursa iki ülke de, baban, ağabeyin ve Milo da sana muhtaç olacaklar. Unutma; krallıklar bir kadın için fethedilir, bir kadın uğruna da yitirilir. Kraliçe olman şart değil, yalnızca liderleri olman yeterli."

GAYRİMEŞRU PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin