12.Bölüm

1.6K 168 41
                                    

Önceki bölüm

Fang Jingwei, gözlerini ciddi bir şekilde Mo Zai'ye dikti. Ne demek istediğini anlamasından hoşlanmıştı. Gerçekten de salak değildi. Sadece biraz saftı. O  da zamanla yok olacaktı. Şimdilik bunun tadını çıkartmanın iyi olacağını düşündü ve boşverdi.
.
.
.
.
.
.
Mo Zai ve Fang Jingwei, hemen yola çıktılar. Buradan batıya doğru ilerliyorlardı.

Fang Jingwei, Mo Zai'ye merakla baktı ve eliyle okuma-yazma bilip bilmediğini sordu. En çok bunu merak ediyordu. Hatırladığına göre Mo Zai, 8 yaşından öncesini hatırlamıyordu. Bunu kendisi söylemişti. Yani, ileri yaşlarında ne yaptığını bilse de çocukluk zamanları hakkında fazla da bilgisi yoktu.

Mo Zai, hemen cevap verdi.

-Evet biliyorum. Fakat kimin öğrettiğini bilmiyorum.

Fang Jingwei, Mo Zai ile at arabasında 1 haftalık yolculukta bazı şeyler öğrenmişti. Elbette bunu daha önce konuşmamıştı. Çünkü konuşuyordu. Şu an ise sessiz kalıyordu.

Mo Zai, merakla sordu.

-Bana yazmayı mı düşünüyorsun? Kalem kağıt var mı yanında?

Fang Jingwei, başını salladı ve olmadığını belirtti. Sonra enerjisini parmak ucuna yöneltti ve havaya yazı yazmaya başladı. Daha fazla yazmak istediği anda enerjisi yetmemişti.

-Bu şekilde ol..

Fang Jingwei, "bu şekilde olabildiğince iletişim kuracağım" yazacaktı fakat henüz yeterli enerjisi yoktu. Bu bile nefes nefes kalmaya yetmişti Bir karınca kadar zayıf ve güçsüzdü.

Mo Zai, heyecanla havada duran parlak mor renkli yazılara baktı. Enerji ile yazıldıktan sonra sadece 30 saniye daha kalmış sonra yok olmuştu.

-Vay canına! Bu muhteşem xiao Hudie! Nasıl yaptın? Bana da öğretsene!

Fang Jingwei, gülümsedi ve kollarını birleştirip gururlandı. Normalde olsa bir kitap yazacak kadar enerjiye sahip olurdu. Fakat 9 yaşında ki haline geri dönmüştü.

Fang Jingwei, ölmeden önce güçlü sayılırdı. Gerçi yaşıtlarından daha zayıftı ama bu bile onun için gelebileceği en iyi alemdi. Daha fazla desteklenmemişti. Zaten çok yetenekli de değildi. Şu anda mükemmel bir potansiyeli vardı. Eski gücüne kavuşmak için bir kaç yıl çalışması yeterli olurdu.

Mo Zai, yere çökmüş dinlenen Fang Jingwei'ye baktı ve konuşmaya başladı.

-Neden konuşmak istemediğini anlamıyorum. Fakat tercihlerine saygı duyacağım. Her neyse şu anda nereye gidiyoruz? Hangi tarikata?

Fang Jingwei, ellerini kaldırdı ve korkunç bir canavar gibi davrandı. Sonra çiçekleri işaret etti ve çimenlere "sarmaşık" yazdı.

Mo Zai, biraz düşündükten sonra aydınlanmış gibi konuştu.

-Ah anladım. Şeytan sarmaşık! Ne hayır mı? Şeytani sarmaşık!?

Fang Jingwei, ilk başta kafasını sağa ve sola sallamış ve reddetmişti sonra hemen yukarı aşağı sallamış ve onaylamıştı. Şeytani Sarmaşık adlı bir tarikata gidiyorlardı.

Mo Zai, fang Jingwei'nin ne demek istediğini anladıktan sonra bir süre düşündü. Neden o tarikata gittiklerini bilmiyordu. İsmi bile ürpertici idi. Belli ki şeytani yola ait bir tarikattı.

Acaba çocuğun oraya karşı bir bağlılığı mı vardı? Belki de nefreti vardı. Bunu bilmesine imkan yoktu. Zaten onunla iletişim kurmak zordu.

Fang Jingwei, oturduğu yere iyice yerleşti ve kaybettiği enerjiyi kazanmak için gelişim yapmaya başladı. Daha 5 dakika geçmişti ki enerjisini yeniledi. Fakat bununla durmak istemedi ve devam etti.

My Name's BiTcH! [BL] [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin