1.5

46.6K 1.8K 397
                                    

"Anne" herkesin donup kaldığı o kelimeyi söylemiştim. 

"K-kızım ne dedin sen. Ben yanlış duymadım dimi Yalın. A-anne mi dedi o" dedi gözlerinden akan yaşlarla annem. 

(arkadaşlar ben kekeleme cümlesi yazarken ciddi kalamıyorum smsldkdjfjdkksdj)

"Evet Yeşim anne dedi" 

"Aaaa annem değil misin? diyemez miyim anneciğim" dedim gülümseyerek.

Yerimden kalktım ve annemin oturduğu yere geçtim. Kollarımı beline doladım ve kokusunu içime çektim. İşte bu koku, anne kokusuydu. O da kollarını bana doladı. 

Bir süre öyle durduk. Kimse ağzını açmıyordu. Annem hala ağlıyordu. 

"Aaaa ağlama artık ama. Herkes bana sırtını döndüğünde arkamda sen oldun bana anne neymiş onu öğrettin kısacık bir sürede. Bu kelime sana yakışıyor." dedim annemden ayrılarak. 

"B-ben ne diyeceğimi bilmiyorum kızım. Sadece şunu bil arkanda her zaman annen var. Seni seviyorum güzel kızım" dedi. 

Gülümsedim. Herkesin yüzünde bir gülümseme vardı. 

"Ama ben çok açım. Herkes diyor ki ne zenginler yemek yemeden kalkıyorlar masadan haklılar yeter ki işin ucunda yemek olsun. Hadi yiyelim" dedim ve Rüzgar'ın yanına geri döndüm. 

Artık daha mutlu bir şekilde yiyorduk.  

Bugün okul vardı ama ben gitmek istememiştim. Kerem'de gitmemişti. 

Rüzgar'ın bir işi çıktığı için gitmişti. 

Salonda Kerem, Pamir, Pars ve ben oturuyorduk. 

"Hadi kalkın lunaparka gidelim" dedi enerjik sesiyle Pamir. Fena fikir değildi. 

"Ne lunaparkı oğlum. Kaç yaşına gelmişsin hala lunapark diyorsun" diye itiraz etti Pars.

"Aaaa Parsçığım lunaparkın yaşı mı olurmuş. Şimdi o kıçlarınızı kaldırıyorsunuz ve luanaparka gidiyoruz. 


Her ne kadar itiraz etsek bile Pamir vazgeçmemişti ve şu an lunaparkın önünde duruyorduk. 

"Öyle dışarıdan izleyin diye gelmedik. Hadi girelim." dedi Pamir. 

Baya büyük bir lunaparktı. Küçükken bir kere gitmiştim o da ilk ve son olmuştu zaten. 

İlk önce atlı karıncaya binmiştik. Daha doğrusu Pamir bizi buraya getirmişti ama her şeyden tırstığı için atlı karıncaya binmiştik ilk. Size anlatamam bir hızlıydı, nefesim kesildi. 

"Oğlum o ne hızdı öyle Pamir çok korktun mu kardeşim" dedi Pars alayla. Kerem ve ben güldük. 

"Goygoyu kes lan" 

"Neyine güvendin de getirdin bizi buraya"

"Ben korkmuyorum bir kere" 

"Tamam şimdi adalet kulesine biniyoruz o zaman" 

"Yok canım ne gerek var. Aaaa bak şu uçan uçaklara binelim çok eğleniyor gözüküyorlar" 

"Onlar çocuk Pamir. Hem hani korkmuyordun sen" 

"Kokmuyorum. Şimdi o kuleye binip kanıtlayacağım bunu"  

"Hadi bakalım" 

Hep beraber adalet kulesine doğru yürüyorduk. Kulenin önünde boy ölçmek için bir yer vardı. Belli bir boyun altında olanları almıyorlardı. 

SARCALAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin