"Bu mu Beren'imin yerine gelen kız. Paspal giyinmiş. Ben Beren'imi istiyorum" dedi çok bilmiş babaanne.
Ay haspam.
"Vah vah ne üzüldüm" dedim kendimi tutamayarak.
"Ne dedin sen"
"Yaşlanınca kulaklarda gidiyor bu kadında herhalde" beni sadece Varis abim duymuştu. Güldü.
"Bir şey demedim" dedim.
"Hoşgeldiniz, hadi içeri geçin" dedi annem gergin havayı bozmaya çalışarak.
"Bir an hiç içeriye almayacaksın sandım" konuştu bilmiş babaanne.
İçeriye girdiklerinde tek tek ellerini yıkadılar. Eşyalarını da bıraktıktan sonra yemek odasına geçtik.
Babaanne dışında, babama çok benzeyen bir kadın ve eşi olduğunu tahmin ettiğim adam, 3 tane de oğulları vardı.
Hiçbirinin yüzü gülmüyordu. Sürüklemişler çocukları.
Masaya oturduk yani sandalyeye, ve yemeğe başladık.
"Nasılsın abi" dedi babama benzeyen kadın.
"İyiyim Yeliz, sen"
"İyi biz de işte yaşayıp gidiyoruz" ben ölerek gidiyorum.
(Çok mikemmel espri yeteneğim olduğunu biliyorum..)
"Berk aldın mı ehliyetini" dedi babam, oğullardan en büyük olana.
"Aldım dayı sonunda"
"İyi gezdirirsin bizimkileri"
"Aynen" dedi Berk ama kimse duymamıştı. Ben kimse değilim o yüzden duydum.
Berk 19 yaşındaydı. Ortancaları Mert 17 ve en küçükleri Hakan 4 yaşındaydı. Öğrendiklerim bunlardan ibaretti.
Yemek gergin geçmişti. Sadece tabak sesleri vardı etrafta.
Yemek bittiğinde, Berk, Mert, Hakan, Kerem, Pars ve Pamir abim, Kerem'in odasına geçmiştik. Milan, Milas ve Varis abim aşağıda annemlerle oturmayı tercih etmişti.
"Demek diğerinin yerine gelen sensin" dedi Mert sessizliği bozarak.
"Aynen annemin karnından çıkarken demişim ki, entrika olsun da karışayım başka çocukla. Diğerinin yerine gelmedim canım gerçek evlat olan benim o yüzden geldim."
"Anladım mala anlatır gibi anlatmana gerek yoktu."
"Mala anlattım?"
Gözlerini devirmekle yetindi. Yalan değil mala benziyordu.
Herkes başka bir şeyle uğraşıyordu. Kimse birbirini takmıyordu.
Ben de kalçamı çalışma masasına yaslamış telefonumda geziniyordum boş boş.
Bacağıma biri dokunuyor gibi hissettim ve kafamı aşağıya çevirdi. En küçükleri olan Hakan bana bir şey söylemek için bacağımı dürtmüştü. Yani boyu oraya yetmişti demek daha doğru olurdu.
"Efendim" dedim.
"Senin adın Beren'di değil mi" tatlı bir konuşması vardı.
"Evet"
"Aa n harfini çıkarınca bere oluyor. Hani kafaya takılan" dedi ve kıkırdadı. Şakacı çocuk.
"Sen ne kadar zekisin öyle" dedim onun boyuna gelmek için dizlerimi kırarak.
"Yaa biliyorum bere abla. Zeki bir insanımdır ben."
"Bana bere abla demesen seninle daha iyi anlaşabiliriz bence"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARCALAR (TAMAMLANDI)
ChickLitHep beraber 17 yılımın nasıl mahvolduğunu izliyoruz. 17 yılın ardından benimle aynı gün doğan kızla karıştığımız ortaya çıkıyordu. Gerçek sandığım ailem her ne kadar bu güne kadar bana hem fiziksel hem ruhsal şiddet uygulasalar da 17 yıl yani boru m...