Barlas parlayan gözleriyle beni bekliyordu. Bende olsam benimde gözlerim parlardı. Sonuçta ucunda ben varım.
"Dans kursum bir gün daha işime yaradı" dedim gülümseyerek.
"Evet iyi oldu" dedi.
"Hadi gidelim o zaman"
"Hangi kafeye gideceğiz" dedi.
"Bence sabah gittiğimiz yere gidelim. Güzel bir yerdi"
"Nasıl istersen" dedi.
Çantalarımız sırtımızda, sabah gittiğimiz kafeye doğru yürüyorduk. İkimizde sus pus olmuştuk.
"Nasıl gidiyor hayat" sessizliği Barlas bozmuştu. Ona ne zaman Aren diyebilirdim bilemiyordum. En başta demeye çalışmıştım ama yok olmuyordu. Henüz Aren'i tam anlamıyla hatırlamıyordum.
"Fazla hareketli. Hele şu son 1 ay, gerçekten facia gibi bir şeydi ama sanırım alışmaya başladım onlara. Henüz hiçbirini tam anlamıyla affedemedim ama olsun, zamanla o da olur belki" dedim.
Gerizekalı sadece nasıl gidiyor hayat dedi bu kadar şey sormadı.
Kendime neden kızıyordum bilmiyordum, bir anda öyle söyleyesim gelmişti.
"Tabi ki, bence her şeyi zamana bırakmalısın. Ne kadar kafana takarsan o kadar altından kalkamıyorsun inan bana." belli ki bir şeyler yaşamıştı.
"Bir şeyler yaşamışsın belli. İstersen anlatabilirsin" dedim.
"Kendimi bunlarla yüzleşmeye hazır hissetmiyorum sanırım. Hazır hissettiğim zaman ilk geleceğim kişi olacaksın İzgi" dedi buruk bir tebessümle.
Kendimi değeli hissetmiştim. Neden?
"O anı dört gözle bekliyorum" dedim bende.
Otobüs durağına gelene kadar bir şey dememişti. Şansımıza durağa vardığımız gibi otobüs gelmişti.
Trafik olmadığı için ve kafe okula yakın olduğu için erken varmıştık. Kafe sabaha göre daha doluydu.
Cam kenarında olan boş bir masaya geçtik.. Barlas yanıma geldi ve oturmam için sandalyemi çekti. Yürüyen nezaket.
Teşekkür ettim ve oturdum. O da karşımda ki sandalyeyi çekerek oturdu.
"İlk siparişlerimizi verelim. Ne istersin?" dedi.
"San sebastian ve su alayım ben" başıyla onayladı ve garsonu çağırdı.
Barlas, çikolatalı cheesecake yemeyi tercih etmişti. Zevki de güzeldi. Alın size evlenecek perfect damat adayı.
Siparişleri verdikten sonra Barlas derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"İlk hatırladığın şey neydi?" dedi.
"Ağaç evde uyandığımdı. Yanımdaydın, gözlerin kapalıydı. İlk hatırladığım bu oldu. Sonrasında bana anlattın, beni ablamın cesedinin yanından sen almışsın ve o ağaç eve götürmüşsün" heyecanla beni dinlemişti.
"Anılarım tam oturmadı, hala eksik parçalar var. Kendimi çok zorladım ama olmadı. Özür dilerim"
"Neden özür diliyorsun İzgi. Senin hatan değil ki."
"Bilmiyorum öyle dileyesim geldi" güldü.
Gülüşü güzel adamın gülüşü güzel kadınıyım.
Bir anda aklıma gelen cümleyle gülmeye başladım. Şu sıralar mental sağlığımın pek iyi olduğu söylenemezdi.
Keşfetim kocişine yemek yapan, muhammet balını uyuttuktan sonra gece gece iş yapan kadınlarla doluydu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARCALAR (TAMAMLANDI)
ChickLitHep beraber 17 yılımın nasıl mahvolduğunu izliyoruz. 17 yılın ardından benimle aynı gün doğan kızla karıştığımız ortaya çıkıyordu. Gerçek sandığım ailem her ne kadar bu güne kadar bana hem fiziksel hem ruhsal şiddet uygulasalar da 17 yıl yani boru m...