"Ben.. aslında her şeyi hatırlıyorum Aren" sonunda söylemiştim. Sırtımdan büyük bir yük kalkmıştı.
"N-nasıl yani, uyandığından beri her şeyi hatırlıyor muydun?"
"Evet. Her şey tam olarak net değil, yani seninle olan geçmişimizi tam hatırlamıyorum ama beni o evden nasıl çıkardığını, ağaç eve götürdüğünü hatırlıyorum." gözleri dolmuştu.
"A-ama hatırlamıyorum dedin?"
"Evet öyle dedim, çünkü biraz şaka yapmaktan zarar gelmezdi. Zaten seni ayıldığımda hatırladım. Hiç bir şey net değil dediğim gibi"
"Yani şimdi sen beni hatırlıyorsun. Bana Aren demenden belli" dedi. Sonunda biraz basmaya başlamıştı kafası.
"Oha zeki çocuk" o an hiç beklemediğim bir ley yaptı.
Sandalyeden hızla kalktı ve hasta yatağının kenarına geldi. Kollarını belime doladı, kafasını saçlarıma gömdü. Kokumu içine çekti.
Nasıl tepki vereceğimi bilemiyordum ama o Aren'di. Karanlık günlerimi aydınlığa çeviren kişiydi. O yüzden ben de kollarımı ona doladım.
Çok güzel kokuyordu...
Tabi ki kötü anların katili abilerim, bu anı da bozmuştu.
Pars abim, arkasından da Milas abim girmişti odaya. Kerem'de eksik kalmamıştı.
Barlas hemen geri çekildi.
"Ne oluyor burada" dedi Pars abim. Ne yapalım abi hastane yatağında küçük Beren'ler yapıyoruz.
"Hiç" dedi Barlas boğazını temizleyerek.
"Beren neden sarılıyordunuz?"
"Pardon da siz kimsiniz de bana karışıyorsunuz?" Ehe.
Susmuştu çünkü diyecek bir şey yoktu.
Kerem arkada gülmemeye çalışıyordu. Elini ağzının üzerine kapatmıştı.
"Abi çok üstüne gitmeyelim zamanla hatırlayacaktır" dedi Milas abim.
Pars abim bir şey demeden odadan çıktı. Burnundan soluyordu.
Kendilerini suçladıklarını hissedebiliyordum. Bu olayda hiç birinin suçu yoktu ama bu suçlu olmadıkları anlamına gelmiyordu.
Azcık sürünebilirlerdi.
Odada Kerem, Barlas ve ben vardık. Milas abim Pars abimle çıkmıştı.
"Demek beni hatırlamıyorsun ikiz. Biliyor musun en çok beni severdin aileden. Her gün odama gelirdin ve sen ne kadar mükemmel bir insansın derdin" eğer rol yapmasaydım buna götümle gülerdim.
"En az Pamir abimi severdin. Her gün somurtuyor odundan farkı yok. Sana bir sır vereyim onu biz de pek sevmeyiz. Hatta geçen annemler söyledi üveymiş o."
"Şey Kerem hafızamı kaybetmiş olabilirim ama gözlerimi kaybetmedim. Parsla ne kadar benzediklerini görebiliyorum."
"Aman bir şeyi de görmesen şaşarım" gözlerini devirdi.
Barlas, koltuğa geri oturmuş konuşmamızı dinliyordu.
Kerem sanki varlığını yeni fark etmiş gibi ona döndü.
"Kardeşim tekrardan çok sağol, daha fazla yorma istersen kendini bundan sonrasını biz hallederiz" sanki Barlas'ın neden bu kadar çok burada kaldığını sorguluyormuş gibiydi sesi.
"Ne demek Kerem. Ben artık gideyim öyleyse" dedi ve sandalyeden kalktı.
"Bu arada sen neden buradaydın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARCALAR (TAMAMLANDI)
Romanzi rosa / ChickLitHep beraber 17 yılımın nasıl mahvolduğunu izliyoruz. 17 yılın ardından benimle aynı gün doğan kızla karıştığımız ortaya çıkıyordu. Gerçek sandığım ailem her ne kadar bu güne kadar bana hem fiziksel hem ruhsal şiddet uygulasalar da 17 yıl yani boru m...