"Ah deli kız. Bak gene aynı yerde yatmış. Alinda, annecim kalk."
Başımda konuşan kişilerle güne söverek gözlerimi açtım.
HA! Ne var yani bıraksanız da zıbarsam?
Oflayarak yerimde doğruldum.
"Ya ben rahattım. Ne güzel üflüyo. Battı mı iki şurada uyudum." dedim sinirle. Sonra kalkıp odama geçtim. Arkamdan gülme seslerine göz devirdim. İçerideki sıcak hava tüylerimi diken diken yapmıştı. Titreyerek banyoya girdim. Vücudum buz gibi olmuştu. Bunun üstüne ılık bir duş mükemmel giderdi.
Suyu ayarlayıp üstümdekileri çıkararak suyun altına girdim. Bedenim rahatlarken derin bir nefes verdim. Yarım saat kadar duşta oyalandıktan sonra çıkıp üstümü giyindim. Gri eşofman üstüne siyah askılı crop giymiştim. Hava soğursa ceket alırdım.
Saçlarımı taradıktan sonra kurutmadan odadan çıktım. Boynumun ağrısı düne göre daha azdı, hatta hissetmiyorum bile diyebilirdim.
Bugün Onur'la buluşacaktık. Gene milyon tane dedikodu biriktirmiştir sıpa.
Aşağı indiğimde dün yemek yediğimiz masanın hazırlandığını gördüm. Fazladan tabak çatal vardı. Misafir mi var acaba?
Odanın önünden çekilip mutfağa girdim. Selin abla ve yanındaki nereden baksan 45 yaşlarındaki kadın kahvaltılık şeyler hazırlıyorlardı.
"Günaydın." dedim Selin ablanın yanına giderken. Selin abla bana bakıp gülümsedi.
"Günaydınlar Alinda hanım." dedi gülümseyerek. Yanındaki kadın da günaydın dedi.
"Tanıştırayım, annem Nebahat. Annecim, sende tanıyorsun zaten." dedi. Gülümseyerek Nebahat hanıma baktım.
"Memnun oldum Nebahat hanım." dedim gülümseyerek.
"Ne hanımı yavrum. Teyzen sayılırım." dedi o da gülerek. Gülümsemem daha da genişledi yardım edilecek şeylere yardım etmeye başladım.
"Alinda, yorma kendini biz hallederiz." diye uyardı beni Selin abla. Elimden aldığı bardakları geri alıp gülümsedim.
"Elime yapışmaz ya Selincim. Bir şey olmaz." dedim ve gülerek mutfaktan çıktım. Arkamdan gülerek söylediği şeylerle gülümsemem daha da genişledi. Masaya bardakları yerleştirirken telefonumu unuttuğumu hatırladım. Kaldığım odaya hoplaya zıplaya gidip telefonumu aldım. Onur'dan 25 arama vardı ve hepsi 1 dakika önceydi.
1 dakikada bunu nasıl başardın be reis..
Tam onu geri arayacakken o beni aradı. Gülerek telefonu açtım.
Bu sıralar çok mu gülüyorum ne?
"Kızım başına bir şey geldi sandım neden açmıyorsun telefonlarımı!" diye kızdı.