2.8

8.1K 316 42
                                    

1 hafta geçmişti. Komacan 1 hafta! 

Geçen günlere göre daha iyiydim. En azından kemiklerim birbirine sürtünmüyordu ve uyuzlanmama sebep olmuyordu. Gene de çoğu zaman kemiklerimin acısını hissediyordum. Herhangi güç gerektiren bir hareket yaptığımda hemen kemiklerim sızlıyordu.

Bugün ise Demirkan'ın çok isteği üzerine 'evimiz' olarak tanımladığı eve gidiyorduk. Tabi ki köle olarak Deflin, Onur, Aren, Furkan, bize gözkulak olmak için de ablam ve Akif Selim geliyordu. Oranın temizlenmesi lazımdı ve bunu ben yapamazdım, değil mi?

Altıma bol, dizlerinden yırtık mavi bir pantolon, üstüme ise kahverengi tonlarında bir crop giydim. Yanıma her zamanki siyah ceketimi alırdım artık aşağıdan.

Yanıma ufak bir çanta aldıktan sonra içine telefonumu, cüzdanımı ve Demirkan'ın yıllar önce verdiği evin yedek anahtarını koyduktan sonra odadan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yanıma ufak bir çanta aldıktan sonra içine telefonumu, cüzdanımı ve Demirkan'ın yıllar önce verdiği evin yedek anahtarını koyduktan sonra odadan çıktım. Hepsinin kapıda beni beklediğini görünce adımlarımı yavaşlattım. O sırada Yiğit abi homurdandı.

"Hadisene kızım bir saatte yürüyemiyorsun!" dedi sabırsızca.

"Yiğitciğim, canım, birtanem. Üstüme ağaç düştü lan benim! İki adım atsam yaşlı neneler gibi dizlerim titriyor." dedim. En sonunda yanlarına vardığımda Demirkan gelip belimden tutmuştu.

Akif Selim buna gülümserken Yiğit aramıza girip beni arkasına aldı.

"Geri bas kan! Hayırdır sevgilisi misin, ne bu belinden tutmalar?" dedi Yiğit. Demirkan'ın ismini söylemeye üşendiği için ona kan diyordu. Bir dönemler bende onda Demir derdim..

Yiğit'in sorduğu soruyla Ablamların ve Demirkan'ın gözleri bana döndü. Yutkundum. 

Sevgili miydik ki?

Öpüştünüz.

Ama çıkmıyoruz?

Ama öpüştünüz?

Ama hiç çıkmadık?

Ama bir hafta önce onun kucağındaydın ve ÖPÜŞTÜNÜZ!

Yutkunarak gözlerimi ablama çevirdim. Bana gülümseyip omuz silkti. Bu 'ne bok yersen ye' deme stiliydi.

Sessizlik devam ederken Akif Selim boğazını temizledi.

"Hadi çıkalım artık." dedi. Hepsinin ayakkabısını giymiş olduğunu fark ettiğimde sakin hareketlerle bende ayakkabımı giyindim. Ardından hepimiz çıkarak Akif Selim'in arabasına doluştuk. Akif Selim, Demirkan'ın verdiği adrese arabayı sürerken arkada sıkışan enayilere baktım. Benim arkada sıkışacağımı ve daha tam iyileşmediğimi düşündükleri için beni öne oturtmuşlardı.

Bu arada biz çıktıktan sonra Yiğit arkamızdan su dökmüştü. Şuraya büyük harflerle random attığımı sayın!

"Ya neyi paylaşamıyorsunuz anlamıyorum! Deflin benim kucağımda ve buraya en az 5 kişi sığar! Ulan rahat oturun diye Deflin'i kucağıma aldım, kapıyla özleştim resmen! Siz hala neyin kavgasını yapıyorsunuz!" diye bağırdı ablam içindeki çirkefliği sonunda dışa vurarak. Dikiz aynasından arkadakilere baktım. Deflin gerçekten ablamın kucağındaydı ve utanmasa kapıyla öpüşecek şekilde oturuyordu. Demirkan ve Onur didişiyor, Furkan ise sabırlı bir nefes vererek onlara dövecek gibi bakıyordu.

Yeni AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin