2.1

10.4K 435 39
                                    

önceden uyarımı yapmak isterim. BU ve BUNDAN SONRAKİ BÖLÜMde sakın mantık aramayın. Kurgulayarak yazdığım bir kitap ve kurgumda garip şeyler dönüyor. Ayrıca kızımız ana karakter. O yüzden, öylesine yazdığım şeye OHA BÖYLE MANTIK MI OLUR AMK diye tepki vermeyin.

Bilginize sunar, iyi alışverişler dileriz.
________________________________________________________________________________

"Onur, bir daha lütfen çok bilgiliymişsin gibi önden gitme." dedim sakin kalmaya çalışarak.

Onur bizi daha çok ormanın içine çekmişti ve en sonunda kaybolmuştuk.

"Ya, kızım sus." dedi Onur homurdanarak. Ona göz devirip Demirkan'dan biraz daha uzaklaşarak ağacın önündeki taşın üzerine oturdum. Demirkan uzaklaşıp sevgilisinin yanına gidip bir şeyler söylerken Aren de yanıma geldi. Kafasını omzuma yaslarken diğer tarafa dönerek kafasının sırtıma düşmesini sağladım.

Yaa, oldu paşam? Gün boyu bir taraflarına takma tek kalınca da götümde bit. Git Deflin'in omzuna koy sen kafanı. 

Onur'un yutkunarak etrafa baktığını görünce ayağa kalktım. 

"Alinda-" dedi Aren. Devamını getirmesine izin vermeden Onur'un yanına yürüdüm. Arkadan ona sıkıca sarıldım. Başta irkilse de ben olduğumu anlayınca ellerini beline sardığım kolumun üzerine koydu.

"Atlas beni öldürecek Alinda." dedi gülerek. Dediği şeyle kıkırdayıp ellerimi belinden çektim ve yanına geçtim.

"Haklı şimdi. Onur bir insan her seferinde biliyorum diye yürüdüğü yolların sonunda kaybolamaz." dedim. Onur bu dediğime gülmeye başlayınca elimi koluna sardım. Boşta kalan elimle de telefonumu çıkardım. Atlas'tan bir sürü cevapsız çağrı vardı ve telefon sessizde olduğu için aramaları duymamıştım. (kızın numarasi ailesinde olmadığı için onlardan arama yok)

"Hasiktir." diye mırıldandı Onur. Tekrardan güldüm.

"Onur sıçtık Onur.."

"Hem de ne sıçma Alinda." dedi Onur kafasını iki yana sallarken.
________________________________________________________________________________

"Varis abi bir kaç saate burada olur." dedi Demirkan. Ona sadece bakmakla yetinerek Onur'a biraz daha sokuldum.

"Alinda içime gir istersen?" dedi Onur biraz uzaklaşırken. Dudaklarımı büzdüm.

"Onur üşüyorum!" diye isyan ettim. Onur göz devirerek kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Yanında duran ceketini üstüme örtüp kafamı göğsüne yasladı.

"Belasın bela!" dedi sinirli soluk alarak. Gülümseyerek kolumu beline doladım.

"Ömmrüümm." dedim gülerek. Onur da gülüp omzumdaki kolunu belime sardı. Gözlerimi diğerlerine çevirdim. Aren gülerek Deflin'le konuşuyordu ve ceketini ona vermişti.

Koynumda yılan beslemişim! Kaç saattir götüm donuyor burada bana vermedi ceketini gitti o kıza verdi. Öyle olsun Aren.

Göz devirerek Demirkan'a baktım. Yanlarında oturuyordu ama onlarla ilgilenmek yerine bize bakıyordu. Gözlerindeki ifadeyi karanlık olduğu için anlayamıyordum.

Hoş, aydınlık olsa da anlayamazdım. Çünkü malım.

Ona bakmaya devam ederken gülümsediğini az çok gördüm. Kafasını iki yana sallayarak eğdi. Sebepsiz az önceki yanaşması aklıma gelince yutkunarak kafamı çevirdim.

Ben zaten şuan sevgilimin yanındayım demişti. Evet, mal gibi etrafıma bakınmıştım Deflin var mı diye ama yoktu! Bu durumda sevgilim diye kastettiği kişi ben mi oluyorum? Bir süre öylece durduktan sonra yavaşça benden uzaklaşıp kurumuş yaşlarımı sildi.

Kurumuştu zaten? Artistliğe ne gerek vardı ki?

Her neyse, sonra işte köşeye gitti sigara içti, diğerleri geldi ve Onur bizi ormanın daha da derinliklerine götürdü. Mal.

"Atlas en kısa zamanda gelip ikimizin kulağını çekecekmiş." dedi Onur sessizliği bozarak. Dediğine gülerek kafamı kaldırıp ona baktım.

"Desene kaybolmamız bir işe yaradı?" dedim. Onur ufak bir kahkaha atarak arkasındaki ağaca yaslandı. Bende aynı şekilde Onur'un göğsüne yaslandım. Onur telefonunu çıkarıp ikimizin görebileceği bir konumda tutmaya başladı. 

Bir süre Onur'la mal mal tiktok izledikten sonra akıl sağlığımı korumak adına ayağa kalktım. Üstümdeki ceketi Onur'a geri verdim. Üşüyebilirdi.

"Onur, götüm uyuştu kalk yürüyelim biraz." dedim ayağımla Onur'u dürterek.

"Tabii, biraz daha kaybolalım dimi, saol hayatım ben almayayım." dedi. Ona göz devirerek diğerlerine baktım.

Kimse kusura bakmasın, tek başıma gidemem. Götümü yolda bulmadım ben!

Asko canımı yolda bulmadım olmasın o?

Sen sus!

"Aren, biraz yürüyeceğim. Gelsene beraber yürüyelim?" dedim yanına birkaç adım atarken. Aren bir bana bir Deflin'e baktı.

Eğer reddederse-

"Yok ya, gelmeyeyim. Ayaklarım falan ağrıyor biraz." dedi. Kaşlarımı kaldırıp indirdim.

Sanki, sanki bu biraz koydu ya..

Sulanmaya başlayan gözlerimi kırpıştırıp kafamı havaya kaldırdım. Gözlerimi kapatıp bir süre öyle bekledikten sonra derin nefes alarak gözlerimi açtım ve Aren'e baktım. Göz göze gelince yutkundu. Kafamı ağır ağır sallayıp arkamı dönerek yürümeye başladım.

İyi, götümü yolda bulmuşum o zaman. Tek giderim. Belki ağaç falan devrilir üstüme..

"Alinda! Bekle, ben gelirim seninle!" dedi biri. Sesinden anladığım kadarıyla Deflin'di. Derin bir nefes alarak onu beklemeye başladım. Yanıma gelince beraber yürümeye başladık. 

Sessizce yürürken duyduğum çatırdama sesiyle kaşlarımı çattım.

Bismillahirrahmanirrahim, bismillahirrahmanirrahim, bismillahirrahmanirrahim!

"Allah'ım lütfen şizofren olduğum için o sesi duymuş olayım." diye mırıldandı Deflin.

"Sen şizofren misin?"

"Hayır be, ne alaka?"

"Kendin dedin?"

"Ha arada tutuyor benim şizofrenlik, o yüzden dedim."

"Ha sıkıntı yok o zaman." dedim ve yürümeye devam ettik.

Az önce ne konuştuk ya biz?

Aynı sesi tekrar duyduğumuzda adımlarımızı durdurduk. Nereden geliyor lan bu ses?

"Umarım,  Aren gil bizi takip ettikleri için bastığı dallardan geliyordur sesler." dedi Deflin. 

"Amin." diye mırıldandım. Aynı sesi duymamızla yutkundum.

"Ses nereden geliyor? Bakalım bir?" diye mırıldandı Deflin.

"Neyiz biz? Korku filmlerindeki otu boku merak edip araştırmaya çıkıp herkesten küfür yiyen o iki gerizekalı çocuk falan mı? Geri dönelim işte!" dedim sinirle. Deflin beni umursamadan ilerledi.

"Belki birinin bize ihtiyacı var."

"Ya ne alaka amk! Hayvanlar falandır işte! Kızım başımıza bela alıcaz! Allah için siktir olup gidelim şuradan!" diye sesimi yükselttim. Fakat Deflin beni bir taraflarına takmıyordu.

Aynı ses bu sefer gıcırdamamsı bir sesle daha yakından gelince yutkunarak geriledim. Ses artmaya devam ederken oturup ağlayacak durumdaydım. Normalde kaçabilirdim ama Deflin yanımdaydı ve onu bırakırsam ağzıma sıçarladı?

"Deflin lütfen gidelim amk!" diye bağırdım. Deflin durup arkasını dönerek bana baktı. Sinirli yüz ifadesinin yerini birden korku ve şaşkınlık aldı.

"Hassiktir! Alinda!" diye bağırdı. Bağırmasına anlam veremezken kafama çarpan ve bedenimi altına alan ağır bir şeyle acıyla çığlık atarak yere düştüm..

Yeni AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin