Başımdaki ağrı ve kemiklerimin ağrısıyla gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Üstüme gerçekten ağaç düşmüştü! Şom ağzımı sikeyim!
Etrafıma bakınmaya başladım fakat Deflin yoktu!
Lan kaçtı mı acaba kaşar?
"Deflin!" diye bağırdım. Ses gelmemesiyle korkum daha da arttı.
"Deflin! Duyuyorsun ses ver lan!" diye tekrar bağırdım. Gene ses gelmemişti. Tekrar bağıracağım sırada Deflin'in sesiyle rahatlar gibi oldum.
"Alinda! Buradayım! Yeşil kısım!" diye bağırdı. Büyük ihtimalle yaprakların olduğu taraftaydı.
Şerro şanslıydı.
"Alinda, iyi misin!?" diye bağırdı. Yüzümü buruşturdum.
"Deflin mal mısın! Üstüme ağaç düştü! Seninki gibi yaprakları değil, direkt gövdesi!" diye bağırdım ağlamaktan garip çıkan sesimle. Başımın ağrısı artıyordu ve kemiklerime olan baskı, ölüyordum resmen!
"Deflin! Deflin neredesin abicim!" diye ses geldi. Varis'in sesi miydi?
"Deflin!" Demirkan..?
"Deflin! Ses ver lütfen!" ve ağlamaklı sesiyle Aren..
Bu sefer acı bir gülüş hapsoldu dudaklarıma. Ölüyordum ve öz kardeşlerim başka birini arıyordu..
"Buradayım! Allah'ım! Buradayım Varis abi!" diye bağırdı Deflin. Varis gilin sesi yaklaşırken artık gözlerim kapanıyordu. Seslerden anladığım kadarıyla gelmişleri.
"Hasiktir! Deflin! Deflin neredesin!?" diye bağırdı Varis. Gülümsemem daha da genişledi.
Ben, neyse boş verin. Sonra çok küfür eden ben oluyorum.
"Yeşil kısımdayım Varis abi!" diye bağırdı Deflin. Biri ona oranın yaprak olduğunu söylemeli.
Mükemmel yeteneğim sayesinde seslerden Deflin'in çıkarıldığını anladım.
Çok şükür bugün de sadece ben ölüyorum..
Arkadaşlarım helvamı jelibonlu yapıp mezarıma bırakın, hep tadına bakmak istemiştim jelibonlu helvanın!
"Varis! Oralarda yok! Siktiğimin ormanında bulamıyorum kimseyi! Ner- Deflin?" diye bir ses geldi. Onur..
Gözlerimden yaşlar daha hızlı akarken acıyla tekrar inledim.
"Deflin'i bulduk kardeşim." dedi Varis rahatlamış bir sesle.
ınının ımı!
"Aferin sayın amına koduğum! Asıl kardeşin Alinda nerede!? Alinda!" diye bağırdı Onur. Anlayamadığım kadarıyla bir süre bağırdıktan sonra hızlıca yanıma geldiğini fark ettim.
"Ananı sikeyim! Alinda!" diye bağırarak yanıma çöktü. Anne..
"Bebeğim? Siktir, siktir, siktir! Ne yapıcam!" diye etrafına bakındı Onur.
Asko ölüyorum hızlı karar versen.
Ay ben ölerken bile üzgün moda giremiyorum? Çok garip valla.
"Onur." diye mırıldandım götüme kaçmış sesimle.
"Hayatım? Zorlama lütfen kendini." dedi telaşlı telaşlı. Gülümsedim. Varis sanırım ambulans falan çağırmak için uzaklaşırken Aren yanıma gelip çökerek ellerini yüzüme değdirdi. Demirkan ise endişeyle ağacı kaldırmaya çalışıyordu. Gerizekalı.
"Ölmeden önc-"
"Alinda! Ölme mölme yok!" diye bağırdı Onur.
"Bir sus yavrum. Neyse. Ölmeden önce son yavşaklığımı yapmak istiyorum." dedim yarım ağız gülerek. Onur'un göz bebekleri titrerken öksürdüm. Ağzımdan kan gelmesiyle midem ağzıma geldi.
Saçma bir cümle kurdum, fark ettiniz mi?
Derince yutkunarak gözlerimi kapatıp açtım.
"Onur. Rakıyı sek, beni tek seveceksin ki, çarpmasın aslanım." dedim ve yarım ağız gülerek gözlerimi kapattım..
________________________________________________________________________________Yazardan
Alinda'nın kapanan gözüyle herkesin kalbi sıkıştı. Hepsi korkuyla Alinda'nın üzerindeki ağacı kaldırmaya çalıştı. Ne yazık ki güçleri koca ağacı kaldırmaya yetmiyordu. Bir süre daha hepsi ağacı kaldırmayı denedi fakat olmadı.
İtfaiyecilerin sesi ve ambulans sesleri yakınlaşınca herkes geri çekilirken Onur hala ağacı itmeye çalışıyordu. Sağlık görevlileri Onur'u kenara çekerken itfaiyeciler ağacı kaldırmak için çoktan uğraşmaya başlamışlardı. Onur, yerinde duramazken onu zar zor Deflin'in yanına oturttular. Sağlık görevlileri Deflin'in yaralarına bakarken Deflin durgun bir şekilde mırıldandı.
"Hepsi benim yüzümden."
Onur kaşlarını çatarak ona baktı.
"Ne?" diye sordu. Deflin yutkunup ona döndü.
"Benim yüzümden. Benim merakım yüzünden! Alinda gidelim dedi ama onu dinlemedim! Birinin bize ihtiyacı vardır diye düşündüm. Alinda'yı dinlemedim!" diye ağlamaya başladı. Onur duydukları karşısında daha da sinirlenerek ayağa kalkarak bağırmaya başladı.
"Deflin salak mısın sen!? Ormanın ortasında kimin size neden ihtiyacı olsun! İyilik perisi olasın bugün mu tuttu amına koyayım!? Ormanın ortasında tek başınasınız! Ne yardımı?" diye. Deflin'in ağlaması daha da artarken Varis gidip onun yanına çöktü ve ona sarıldı. Aren sadece yukarıdan bakıyordu. Demirkan ise uzaktan Alinda'yı çıkarışlarını izliyordu.
"Bağırma lan kıza!" diye bağırdı Varis. Onur daha da sinirlenerek kahkaha attı.
"Sen varya, senden bir sik olmaz. Öz kardeşin orda belki öldü ama sen ne yapıyorsun? Hadi Demirkan'ın kardeşi, önceliği Deflin olacak. Sen, siz? Birinizin kardeşi birinizin ikizi lan orada can çekişen! Yazık, çok yazık." diyerek kafasını iki yana salladı ve oradan uzaklaştı. O sırada Alinda ağacın altından çıkarıldı ve ambulansa alındı. Onur onların yanına gitmeden önce Varis ve Aren'e bir bakış attı.
"Ne seni, ne de seni." dedi ikisini tek tek göstererek.
"Hastanede görmeyeyim. Yoksa gerçekten canınızı yakacağım." dedi ve hızlıca Demirkan'ın peşinden ambulansın oraya gitti.
Varis kırılsa da belli etmeden Deflin'i kaldırdı. Aren ise durmadan ağlıyordu. Onur'u ilk defa ona karşı bu kadar ciddi görüyordu ve dediği şeylerde haklıydı. İkizi için koşması gerekirken o Deflin'in peşinden koştu.
Varis diğer eliyle de Aren'i tutarak arabasının olduğu tarafa doğru yürümeye başladılar. Arabaya varınca Deflin'i dikkatlice bindirip kendisi sürücü koltuğuna geçti. Aren de arabaya binince eve doğru sürmeye başladı. Sırada diğerlerine hesap vermek vardı..