Yerim böyle hayatı ya!
Başucumda heyecanla bekleyen Onur'a ters bir bakış atıp toparlanmaya çalıştım.
"Neden etrafa enerji saçıyorsun, gözüm ağrıdı." diye mırıldandım. Onur güldü ve doğrulmamda yardımcı oldu.
"Çünkü sen uyandın hayatımın anlamı, ömrümm!" dedi. Dudaklarım yukarı doğru kıvrılırken başımı iki yana salladım.
"Serseri." dedim. Gözlerimi odada gezdirdim başka biri var mı diye. Deflin ve Demirkan vardı. Onlarda rahat bir şekilde uyuyordu. Kaşlarım çatıldı.
Hem diğerleri nerede lan?
"Bu çifte kumruların burada ne işi var?" diye sordum Onur'a. Onur odanın içine sağa sola baktı.
"Kızım şimdi de şizofren mi oldun?" diye sordu bana ters ters bakarken. Göz devirerek Demirkan gili işaret ettim gözlerimle.
"Demirkan ve Deflin." dedim. Onur onlara baktı.
"Çifte kumru ne alaka be?" diye sordu yüzünü buruşturarak. Derin bir nefes aldım. Bu çocuk sınırlarımı zorluyordu..
"Onurcum, güzel arkadaşım, tatlım, bebeğim... Demirkan ve Deflin sevgili ya, ne alaka buradalar diyorum?" dedim sakin tutmaya çalıştığım sesimle. Onur'un gözlerinden şaşkınlık dalgası geçtikten sonra iğrenir gibi yüzünü buruşturdu.
"Iy! Ensest sevdiklerini bilmiyordum." dedi aynı yüz ifadesiyle. Gözlerimi devirdim.
"Ensest ne alaka Onur, mal mısın?"
"Alinda, abi-kardeş çıkmak isteyeceklerini sanmıyorum. Biraz mide bulandırıcı galiba ya.." diye mırıldandı. Kaşlarımı çattım.
"Abi-kardeş?" diye sordum sorgularcasına.
"Evet? Deflin ve Demirkan kardeş ya hani, oradan dedim. Ensest isteyeceklerini sanmıyorum." dedi aynı sakinlikle. Gözlerim kocaman açıldı.
Deflin ve Demirkan sevgili değilmiş lan!
________________________________________________________________________________"Bence bi hayvan olsam inek olurdum."
"Neden?"
"Bilmiyorum. İnekler çok tatlı değiller mi?"
"Evet çok tatlılar." dedim gülümseyerek. Deflin sırıtıp arkasına yaslandı.
Şimdi ne alaka diyebilirsiniz, bende bilmiyorum. Onur'un söylediklerinden sonra kendimi garip hissetmiştim. Resmen Demirkan'ın beni kardeşiyle aldattığını düşündüm?
Deflin ile yakınlaşıp konuştuk ama Demirkan'la konuşamamıştık.
Bir süre sessizce oturduktan sonra Akif Selim girdi içeriye. Göz göze geldikten sonra hızlıca yanıma gelip dikkatlice bana sarıldı.
"Sana bir şey oldu diye çok korktum." diye kulağıma fısıldadı edebiyatçı sesiyle. Gülümseyerek kollarımı beline doladım.
"İyiyim bir şeyim yok. Sanırım." diye mırıldandım. Akif Selim omzuma öpücük kondurduktan sonra benden ayrıldı.
"Sana bakıcılık yapmamız şartıyla çıkabilirsin hastaneden." dedi. Ufak bir tebessüm edip gözlerimi kapattım.
"Ben bakarım ona! Yani, tabii siz de varsınız ama yardımcı olabilirim. Hem Alinda ile çok iyi anlaştık bence." diye araya girdi Deflin. Gözlerimi açarak ona baktım ve kocaman gülümsedim.
Akif Selim kafasıyla onaylayıp çıkış işlemlerini halletmek adına odadan çıktı. Deflin ise üstümü değiştirmeme yardımcı oluyordu.
Zorlukla üstümü giyinip oturdum ve derin nefesler aldım. Olay yeni diye böyle olabilirdim ama üstümde inanılmaz bir halsizlik vardı. Sanki tüm enerjim alınmış gibi hissediyordum. Bir süre bekledikten sonra Akif Selim yanımıza geldi. Kolumdaki serumu da çıkardıktan sonra hastaneden çıktık ve evin yolunu tuttuk..
________________________________________________________________________________"Siz nasıl bir ailesiniz ya!"
Gelen bağrışma sesleriyle gözlerimi araladım. Hastaneden çıktıktan sonra eve gelmiştik ve ben direkt uyumuştum. Şimdi ise salondan gelen bağrışma sesleriyle gözlerimi açtım.
"Abla! Sakin ol lütfen!"
Sesler gelmeye devam ederken sakince yataktan kalktım. Sanki kemiklerim birbirine sürtüyormuş gibi hissediyorum be. Yavaş adımlarla odanın kapısını açarak odadan çıktım. Beni yormamak adına odamı aşağı katlardaki bir odaya almışlardı.
Salonun önüne gelince sinirden deliye dönmüş ablamı ve onu sakinleştirmeye çalışan diğerlerini görünce duraksadım.
"Ben size kardeşimi emanet ediyorum! Bu mu sizin koruyuculuğunuz? Kardeşim hastaneye yatıyor ve bana bunu sizin çalışanınız söylüyor! Bu kadar mı umursamıyorsunuz dediklerimi?" dedi ve kendini bıraktı. Onur onu tutacakken Akif Selim ondan önce davrandı ve belinden kavradı.
Hayır shiplemek için uygun bir zaman değil.
"Güzel ablam. Sakinleş lütfen." dedi Onur ablamın saçlarını okşarken. Ablam Onur'a bakarken gözlerimiz kesişti. Gözleri kısılırken Akif Selim'i ittirdi ve hızlıca yanıma gelip bana gevşekçe sarıldı. Kollarımı beline sararken ablam çoktan hıçkırarak ağlamaya başlamıştı bile.
"Şşh. Bak iyiyim abla." dedim sırtını sıvazlarken. Ablam benden uzaklaşıp yüzümü elleri arasına alarak yüzüme bakmaya başladı. Eğilerek yüzüme öpücükler kondurdu ve geri çekildi.
"Çok korktum, çok korktum, çok korktum." dedi sesi titrerken. Öylesine gülümsedim.
"Nefes alıyorum hala, merak etme." dedim. Ablam bana bakarak gülümsedi. Sonra kaşlarını çatarak arkasını döndü.
"Bende burada kalacağım. Kusura bakmayın lütfen ama oğullarınıza asla güvenmiyorum efendim. Normalde Alinda'yı yanıma alırdım ama çocuğunuzun hatası diye onu sizden uzaklaştırmaya hakkım yok." dedi. Seda hanım sadece kafasını eğerken Ahmet bey kafasını salladı. Diğerleri ise bir şey demedi. Varis sinirle odayı terk ederken göz devirdim.
"Ergen bebe." diye mırıldandım. Ablam kıkırdar gibi oldu.
"Sana oda hazırlayalım istersen yavrum." dedi Seda hanım. Ablam kafasını olumsuz manada salladı.
"Ben Alinda'nın odasında kalırım." dedi ablam.
"E bende Alinda'nın odasında kalıcam?" diye araya girdi Onur.
"Sen neden bizde kalıyorsun oğlum?" dedi Araf. Onur omuz silkti.
"Esila da burda kalıyor çünkü." dedi Onur rahatlıkla.
"Onur göbek bağımız bir kesilmedi." dedi ablam. Onur sadece gülümsedi.
"İkinizde benim odamda kalın o zaman." dedim sakince.
"Ama yerde yatarsınız." dedim ve ablamın arkasından çıkarak gidip Akif Selim'in yanına oturdum. Ablam sadece bana bakarak diğer taraftaki koltuğa oturdu. Onur ise yüzü düşmüş bir şekilde doğruldu.
"O zaman ben Demirkan'la kalayım. Sarılarak uyuruz." dedi Demirkan'a bakarken. Gözlerimi Demirkan'a çevirdim. Bana baktığını fark edince yutkundum. Demirkan silik bir şekilde gülümsedi ve kafasını Onur'a çevirdi.
"Balkonda yatmak istersen gel tabii." dedi arkasına yaslanırken. Gülerken kemiklerimin ağrısıyla yüzümü buruşturdum. Akif Selim koltuğun kenarındaki yastığı alıp arkama koydu ve rahat bir şekilde oturmamı sağladı. Kral işte.
"Yok ben Alinda ile kalayım en iyisi." dedi Onur gerginlikle. Bu konuda böyle kapandı işte..
________________________________________________________________________________"Ben bir lavaboya gideyim." dedim ayağa kalkarken.
"Bende geleyim mi ablacım?" diye sordu ablam. Ona baygın bir şekilde baktım.
"Gerek yok." dedim ve kulağına eğildim.
"Hem sen biraz Akif Seliminle hasret gider." diye fısıldadım. Doğrulup ablamın yüzüne baktım. Kıpkırmızı olmuştu. Gülerek salondan çıktım. Salonda sadece ikisi vardı..
Araf ve Ahmet bey dışarı çıkmıştı, Seda hanım komşuya gitti, Aren arkadaşlarının yanına gitti, Furkan pese gitti, Varis nereye gitti bilmiyorum, Onur ve Deflin ise dışarı çıktı. Son olarak Demirkan da odasındaydı.
Çok fazla kişiyiz lan. Neyse.
Lavaboya girip çıktıktan sonra sakin adımlarla salona geçecekken bir odaya çekilmem ve ağzımın kapatılması bir oldu.