2.3

9.4K 412 31
                                    

Yazar'dan alalım..

Alinda'yı zor bela hastaneye yetiştirince hızlıca ameliyathaneye almışlardı. Onur ve Demirkan'ın elinden gelen ise sadece beklemekti.

Eh, onlar Alinda'yı beklerken isterseniz bizde Varis beyimize bakalım ?

Varis gil eve vardığında kapıyı çalıp açılmasını beklediler. Evdeki herkes gergindi. 

Doğal olarak...

Kapı Seda hanım tarafından açıldı. Kızını görmesi gerektiği yerde Deflin'i görünce biraz afalladı. Arkalara bakarak kızını aradı gözleri. Demirkan'ı da görememişti.

"Alinda ve Demirkan nerde?" diye sordu. Sorusuna yanıt alamadan arkadan Yiğit çıkıp Deflin'i içeri çekti.

"Deflin? Bebeğim iyi misin? Her yerin çizik içinde, doktora gidelim istersen?" diye sordu endişeyle. O sırada Varis ve Aren'de içeri girdi. Hepsi salona geçince Akif Selim arkalarından baktı. Deflin ağlamaya başlayınca herkesi bir şaşkınlık kapladı. 

"Ben.. Özür dilerim.." diye mırıldanarak ağlayan Deflin herkesi korkutmuştu açıkçası. Bir süre Deflin'in sakinleşmesi beklendi. Ardından ise sorguya çekildi..

"Delin, sakinleş öncelikle. Ne oldu? Neden özür diliyorsun?" diye sordu Araf. Deflin tekrar yüzünü buruşturdu.

"Ben.. Benim yüzümden, h-hastanede! Çok özür dilerim!" dedi. Bu sefer hıçkırarak ağlamaya başlamıştı Deflin. Herkes afallarken Alinda ve Demirkan'ın ortalarda olmamasıyla hepsi ayaklandı.

"Deflin? Ne senin yüzünden? Kim hastanede?" diye sordu Seda hanım titreyen sesiyle. Deflin baştan sona yaşadıkları her şeyi anlattı. Seda hanım, Deflin'in anlattıklarıyla klasik bir wattpad annesi gibi ağlamaya başladı. Yiğit ve Araf Varis'i köşeye çekip ona bağırmaya başladılar. Aren ile Akif Selim özel olarak ilgileniyordu.

En sonunda Ahmet bey hızlıca ayağa kalktı.

"Biz niye hala mal gibi buradayız!? Kalkın gidelim!" dedi titreyen sesine rağmen sert çıkan sesiyle. Sadece Varis ve Aren evde kalırken diğerleri kendilerini dışarı attılar. Deflin ise hem abisini hem Alinda'yı hem de yaralarına baktırmak için onlarla gitti.

Aren yanlış yaptığını anlamıştı. Varis ise tıpkı çocuk gibi kendisini haklı zannediyordu. Onur'un dediği gibi, yazık.. Çok yazık..
________________________________________________________________________________

Demirkan'dan

Neredeyse 2 saattir Alinda'nın ameliyattan çıkmasını bekliyorduk. Çıkmasını geç, biri bile gelip bilgi  vermiyordu!

Buraya geldikten yarım saat sonra Seda teyze gil de gelmişti. Deflin ile yaralarına pansuman yaptırdıktan sonra ameliyathanenin kapısına geri gelmiştik.

Ne hükmetse Varis abi ve Aren de gelmişti. Onur ne kadar sinirden kudursa da Deflin onunla konuşmuş, sakinleştirmişti.

"Acaba canı çok acıdı mı?" diye mırıldandı Aren. Göz devirerek onu umursamadan Deflin'i daha sıkı sardım.

"Aren mal mısın yoksa numara mı yapıyorsun? Kızın üstüne ağaç düştü ağaç!" diye sesini yükseltti Araf abi, haklıydı. 

Bıkkın bir nefes vererek kafamı arkamdaki duvara yasladım. Ölebilir.. En çok da bu düşünce bitiriyor beni. Hiç kimse gelip bir açıklama yapmıyor ve ben onun iyi olup olmadığı hakkında hiç bir şey bilmiyorum! Deflin'e çok bir şey olmamıştı Allah'tan. Bir de onun acısını kaldıramazdım sanırım.

Alinda'ya içim gidiyordu, bu doğru. Fakat Deflin'e bir şey olsaydı ölürdüm. Deflin kardeşimdi ve kim ne derse desin o benim için herkesten, her şeyden önce gelirdi. 

Gözlerimi dinlendirmek maksadında kapatınca Alinda'nın yüzü gözümün önüne geldi. Hala küçüklüğündeki gibi tatlıydı.

Onu yıllar sonra ilk defa parkta görünce çok heyecanlanmıştım. O olduğundan başta emin olamamıştım fakat boynunda uzaktan bile parlaklığı belli olan ona aldığım kolyem vardı. O olduğundan emin olmuştum fakat yanında Aren ve o zamanlar tanımadığım Onur vardı. Aren'i çok takmasam da Onur çenesinden öpüp onu güldüren şeyler söyleyince nefesim kesilmişti.

Sevgilisi olduğunu düşünmüştüm, aynı onun Deflin'i sevgilim sanması gibi. Bunu Onur'dan öğrenmiştim. Hatta Onur'un ilk anlatışında ikna olmama rağmen Onur anlamadığımı öne sürerek fazla saçma detaylarla Alinda'yı kardeşi olarak gördüğünü anlatmıştı.

Alinda'ya ilk benim gitmem gerekiyordu sanırım. Yaptım da. Açıkçası ormanda kendimi baya bir ifade ettiğimi düşünüyorum?

Düşüncelerim içinde boğulup giderken Deflin'in sesiyle dış dünyaya döndüm.

"Abi?" diye seslendi her halinden yorgun çıkan sesiyle.

"Efendim abim?"

"Alinda abla iyi olacak değil mi? Her şey benim yüzümden oldu! Keşke o kadar meraklı olmasaydım!" dedi acı çeker gibi. Omuzlarından çekerek kafasını göğsüme yasladım.

 Merakıyla ilgili Alinda'nın çok güzel sözü vardı fakat söyleyemezdim. Şartlar..

"Deflin.. Seni bu konu hakkında çok uyarmıştım. Bir yerde bir şey olursa, ses duyarsan, olay çıkacağını hissedersen.. Derhal oradan uzaklaşman gerekiyordu. Fakat sen ne yaptın? Olayın direkt içine girmişsin!" dedim sonda bıkkın bir ses tonuyla. Deflin birkaç bir şey mırıldandı. Üzgün olduğu her halinden belliydi aslında.

Üzgün de olsun zaten.

"Dua et de Alinda seni bırakıp kaçmadı. Yapabilirdi." dedi Onur elindeki kahveleri uzatırken. Ne ara gelmişti fark etmemiştim.

Gülümsedim.

"Aklından geçirdiğine bahse girebilirim." dedim. Onur da güldü.

"Bunun için bahse girmeye gerek yok. Bence dediğinin doğru olduğunu biliyoruz." dedi. Aynı şekilde gülümseyerek başımı iki yana salladım.

Onur'un getirdiği kahveden yudumlarken birden ameliyathaneden hemşireler çıkmaya başladı. Hepimiz endişeyle ayağa kalktık. En sonunda ise hepimizin nefesini kesecek o cümle çıktı hemşirenin ağzından..

"Hastayı kaybediyoruz, acil destek!"

Yeni AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin