"Alinda? Gerçekten pijamalarla mı çıkacağız?" diye sordu Aren. Ayakkabımı giyerken ona gülümsedim.
Aren'e atıştırmalık bir şeyler var mı diye sorduğumda olmadığını söyledi. Bende o zaman markete gidiyoruz diyerek onu kapıya sürükledim ve pijamalarla çıkacağımızı belirttim. Aren bunu şaşkınlıkla karşıladı.
Ne yani? Hiç mi pijamayla markete çıkıp orda güzel kızlar görüp rezil olmadı?
"Aren. Neden zorluyorsun? Böyle gideceğiz. Sen her adım atacağın zaman değiştiriyor musun üstünü?" diye sordum. Ayakkabımı giyince yere daha sağlam bastım ve Aren'in ayakkabısını giymesini bekledim.
"Hayır ama markete hiç pijamayla gitmedim." dedi. Gülümsemem daha da genişledi.
"Olur öyle şeyler. Alış ama alış." dedim askılıktan ceket alıp üstüme giyerken. Kimin olduğunu bilmiyordum.
Aren ayakkabısını giyerken Akif Selim geldi. Aren'e garipçe bakıp gözlerini bana çevirdi. Üstümü süzüp cekete bakarak hafif gülümsedi.
Ceketin sahibini buldum, sıradaki soru?
"Nereye böyle?" diye sordu edebiyatçı sesiyle. Sesi harikaydı. Yani bütün gün konuşsa asla bıkmadan sabaha kadar dinlerdim.
"Markete gidiyoruz." dedim hafif tebessüm ederek. Akif Selim abi başını salladı ve o da ayakkabısını giyinmeye başladım. Ona garip garip bakarken aklımdaki soruyu Aren dile getirdi.
"Sende mi bir yere gidiyorsun abi?" diye sordu ayakkabısının bağcıklarını bağlarken.
"Sizinle geliyorum." dedi. Hızla ayakkabısını giydi ve askılıktan başka bir ceket aldı. Onun da üstünde pijamalar vardı ve bu gülümsememin kocaman olmasını sağlıyordu.
(Alinda'nın giydikleri)
(Aren'in giydikleri)