48-Kıskaç Baba Asaf

5.4K 581 125
                                    

°。

Aeri 7 aylık..

Minik bebecik çilek desenleri olan ince çorabını çıkarttıktan sonra diğer eliyle de pembe emziğini alarak heyecanla salladı kollarını. Ardından ikisinin yerlerini karıştırarak çorabını ağzına sokarken bunu fark eden Minmin "안돼, 하지마! (Hayır, yapma! " Diyerek öne atıldı.

Minik ağızdan ıslanmış çorabı alırken derin bir nefes verdi ki Aeri kıkır kıkır gülerken dengesini kaybederek geriye doğru düşecekken son anca tuttu minik bedeni.

"Şapşal bebiş,bana çekmiş.. Ah! Tekerleme gibi oldu. " Minmin gülerek, gittikçe ona benzeyen bebişi kucağına aldı. "Umarım büyüdüğün zaman baba gibi yetenekli ve zeki olursun Aeri.. Anneciğinin işe yarayan veya hayat kurtaran çok yeteneği, özelliği yok çünkü. " Buruk bir tebessüm ettiğinde Aeri ellerini birbirine vurarak kıkırdamıştı, annesinin ne dediğini anlamamıştı çünkü.

"Minmin.. " Asaf içeriye girerken dağınık siyah saçlarını geriye yatırdı. "Kendin için böyle konuşma diye daha kaç kere uyarmalıyım? Yön duygusu sıfır olan, ev içinde bile kaybolmayı başaran birinin Kore'den buraya sıfır zararla gelebilmesi ayrıca bu kişinin birden fazla dil bilmesi de birer yetenek, başarı değil midir? "

Minmin utana sıkıla "Öylesine demiştim. " Diye mırıldanırken ayağa kalktı kucağındaki bebiş ile beraber. Aeri yeni uyanmış babasına doğru atıldığında Asaf minik bedeni kolları arasına almıştı. "Güzelim." Diye fısıldadı siyah gözlü adam ,sevdiğinin pembe saçlarını okşayarak. "Öylesine bile olsa kendini kötüleme. "

"Özür dilerim.. "

"Benden değil kendinden özür dile çileğim.. Kahvaltı yaptın mı? "

"Hayır uyanalı beş on dakika oluyor. " Diyerek gülümsedi Minmin.. Asaf kahvaltıyı hazırlarken Aeri'nin karnını annesi doyurmuş ondan sonra kahvaltı yapmışlardı beraber...

Aeri yumuşak halının üzerinde desteksiz otururken bir elinde tuttuğu kedi peluşunu diğer elinde tuttuğu köpek peluşu ile anne ve babasından gördüğü gibi öpüştürürken daha doğrusu birbirlerine vururken ayağına dokunulması ile babasına baktı.

Kahkahalar atarak elindeki peluşları bıraktı ve minicik ayağında duran babasının parmağını tutmak için öne atıldı. Asaf parmağını tutup ağzına götüren bebişi izlerken kocaman gülümsedi. "Aeri annenin kopyasısın. "

Minik bebiş bir şey anlamasa bile gülerek ağzındaki parmağı çıkartarak salladı."İlk baba diyeceksin değil mi minik çileğim? Ba-ba.. Ba-baaa.. "

"Hayır! İlk anne diyecek! " Banyodan çıkmış olan minik beden üstünü çekiştirerek Asaf'ın yanına kendisini atar gibi oturdu. "Anne diyecek! "

"Tabii güzelim bir şey demedim ki. "

Minmin şok olarak siyah gözlere bakarken, Asaf gülerek yüzüstü uzandığı yerden uzanıp başını eşinin karnına sürttü. "Başım çok ağrıyor.. "

"İlacını içtin mi? "

"Hayır." Diye mırıldandı Asaf..Geçen ayın sonunda dayanılmaz baş ağrıları yüzünden hastaneye gitmiş ve migren ilaçları ile eve geri dönmüştü. Minmin o an yaşadığı korkuyla ,Asaf ciddi bir sorun olmadığını açıklayana kadar neredeyse düşüp bayılacak hale gelmişti.

"Dur getireyim.. " Minmin ayağa kalkarak mutfağa gitti..Kısa bir süre sonra bir bardak su ve migren ilacı ile geri geldi. Asaf ilacı su ile içerek tebessüm ederken "İstersen yat biraz daha uyu.. " Diye mırıldandı Minmin endişeli bir şekilde.

NUNCHİ (BxNONBINARY) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin