Öncelikle özür dilerim. Sevgili okuyucularım. Bazı aksaklıklar yüzünden bölümü atamadım. Üzgünüm. Ama en azından her zaman ki gibi güzel bölümle size kendimi telafi ederim inşallah. Kendinize iyi bakın. Ve lütfen aşağıda ki yıldızı da parlamayı unutmayın. Allah'a emanet olun. Sizleri seviyorum. 🖐️🥰
........
Parmaklarının arasında kendiliğinden bağımsız hareket eden kurşun kalem boş kağıt parçasına daireler çizerken, aşağıda ki orta yaşlarında küt saçlı kül renginde olan saçlarıyla, burun kemerinde duran büyük kare gözlükleriyle konuşma yapan dekan Necla hocaya kulak vermiyordu Havin.
Necla hoca elinde ki mini kumandayla, bilgisayardan akıllı tahtaya yansıttığı dersleri ciddiyetle sunuyordu. Sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen masalarda kafalarına göre takılan öğrenciler varken içlerinden bazıları ise hocayı dinlemeyi yeğliyordu. O sırada Necla hoca arkasını dönüp ağzında ki mikrofondan genç kadının adını zikretmeye başladı. Havin bu duruma sessiz kalıp önünde ki not defterine odaklanmıştı hala.
Necla hoca bir kez daha seslendiğin de aynı anda öğrenciler orta sırada oturan kadına baktı. Dekan bu defa sinirlenmiş olacak ki masada duran kalıp kitapları alıp bu defa yerim yerindeyse masaya vurduğun da, başını masadan kaldırıp çıkan gürültüye baktı Havin.
Etrafına baktığında Necla hocanın sitemli bakışlarının esiri oldu. Sonra bir an aklına tahtada yansıyan konuyu hocayla konuştuğu gibi eşlik edeceğini hatırladı. Kendini düzeltip hızlı bir şekilde masaya geldiğin de, Necla hoca kaşlarını çatıp ellerini cebine koydu.
“ Çıkabilirsin Havin!”
“ Çok üzgünüm hocam dikkatim dağılmış. Şimdi hemen kaldığınız yerden devam ederim”
“ Gerek yok, Çık dışarı?”
“ Lütfen izin verin devamını ben getireyim”
“ Bir daha ikaz etmeyeceğim “
“ Peki, siz nasıl isterseniz Hocam”
Genç kadın şaşkınlıkla sırasına doğru çıkacakken Necla hocla arkasından bir kez daha bağırdı.
“ Dışarı dedim. Yerine geç demedim”
Gözlerini utançla kapatıp derin bir nefes aldı genç kadın. Necla hocanın disiplinini, sinirli olduğunu bu fakültede bilmeyen yoktu. Bu yüzden kimse kolay kolay onunla ters düşmeyi bırak, yüz yüze iletişim kurmaktan bile çekinirdi. Ama Havin için bu imkansızdı. Zira Necla hocanın ilk günden asistanı olmuştu. Arkasını usulca döndü. Hocasına göz ucuyla baktı.
“ Şeyy, kitaplarımı alacaktım?”
“ Senin ders kitaplarına ihtiyacın yok . Zira mışıl mışıl uyuduğuna göre. Daha fazla arkadaşlarının zamanını harcama. Çık. Daha sonra alırsın kitaplarını”
“ Peki. “
Arkasına bakmadan öfkeden kapıdan çıkıp iki binayı birbirlerine bağlayan uzun koridordan koşarak bahçeye çıktı. Kendisini yeni çıkan çimenlere atarken gözlerini kapattı aynı zamanda. Havin, herkesin içinde Necla hocadan ilk kez fırça yediğine mi yansındı? Yoksa kafasını ve bilhassa kalbini meşgul eden Behrama mı? Artık oda kestiremiyordu bundan sonra olacakları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVİN 1. KISIM " KATRAN GECESİ" [ TAMAMLANDI ]
General FictionTuttuğu direksiyonu o kadar çok sıkıyordu ki parmak boğumları bembeyaz olmuştu adamın. Gözleri sadace önündeki yola bakıyor ona yalvaran genç kıza bakmıyordu bile bir kez olsun. Ağlamaktan yorulmuştu artık. Sesi karşısında ki adama gitmiyor, söyledi...