4. BöLüm " Masum"

16K 476 36
                                    

Miroğulları'nın kapısı büyük bir gürültüyle açılıp, avluya Behram'ın Havini yere atmasıyla, avluda sabahı sabah yapan ev halkının gözleri yerde kuş gibi çırpınan genç kıza döndü. Çok geçmeden elinde tuttuğu kanlı çarşafı Havin'in hemen yanına attı genç adam.

"Hüseyin ağa!...."


Bir kaç saniye hızlanan nefesini kontrol etti.

"Hadi şimdi de kızını verme bana!"  dedi,

Ona bakan yaşlı babanın gözlerinin içine bakarak.


" ÜÇ SAAT ÖNCE "


Diyarbakır'ın en büyük ihtişamlı konağın da farklı şehirlerden gelen aşiret mensubu ağalar terasta toplanmış, yıllanmış konağın sahibi olan en yaşlısı Davut ağanın ağzından çıkacak tek bir kelimeyi bekliyordu.


Kafaların da kasket, şalvarlı iki adam ellerini önlerin de birleştirmiş, Davut ağaya Şirin ve Murat'ın yaşadıklarına şahit oldukları anları anlatırken, orada ki ağalar da bağdaş kurdukları yerde duyduklarıyla dumura uğramış bir şekilde kafalarını Hüseyin ağaya çeviriyorlardı her seferin de.


Hüseyin ağa oğlunun bunları yapmış olduğuna hala inanamıyor sadace donuk bir yüz ifadesiyle konuşmanın sonunu bekliyordu. Halbu ki buraya gelirken her şeyin bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu, Murat'ın bu kadar ileriye gidebileceğini düşünmemişti.


Şahitlerden orta yaşlı olanı en son..

" Davut Ağam!...."


Dediğin de, o sırada kapıda Behram' ın girmesiyle bütün bakışlar ona döndü. Hiç istifini bozmadan bedenini dikleştirip adımlarını babasının olduğu yere atıp, oturmak için bağdaş kurdu. Haşim ağa tıpkı oğlu gibi aynı pozisyonda oturmuş, elini dizine koyup
Başını çevirmeden sessizce ikaz etti.


" Sakın bir delilik yapmayasın Behram ağa! Herşey bizim lehimizeyken, bir anlık öfkene yenilip de suçsuzken suçlu duruma düşürmeyesin bizi." Dedi.


Babasına başıyla onay verdikten sonra onların hemen çaprazında oturan Hüseyin ağayla yeğenlerine bakmıyor, onları yok sayıyordu genç adam. Ona bakıp fısır fısır konuşan adamlara da ölümcül bakışlar atmayı ihmal etmedi o an. Sessizlik yeniden oluştuğun da sözlerine yeniden devam etti ayakta duran adam.


" Gördüğümüz her şeyi bir bir anlatmışız ağam. Ne bir eksik ne bir fazladır,  ha yalanımız varsa şimdi alın başımızı!" Dedi. Bir solukla.


Davut ağa karşısında ki iki adama baktı bir iki saniye. Para için konuştuklarını düşünmüyordu. Araştırmıştı kendince. Başıyla onay verip onları gönderdikten sonra söze girdi.


" Duydunuz ağalar! Bu saatten sonra olayları ne tekrar etmeye nede inkar etmeye hacet vardır. Siz ne dersiniz hele deyin bir bana?" Diye sordu, karşısında onu izleyen ağalara.


Bir sıra sulh için berdel isterken, bir diğer sıra ölümü istiyor kan akmasını bekliyordu. Sanki yaşadıkları bu şehir kana doymamış gibi. Buraya adımını attığından beri sessizliğini koruyan Haşim ağa tek bir sözle ne istediğini dile getirdi bir daha.


" Berdel istiyorum!" Karşısında oturan Hüseyin ağanın gözlerinin içine baktı.

"Sana o günde dedim. Kızımın kanına karşılık kızının canı!"

HAVİN 1. KISIM " KATRAN GECESİ"  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin