Güneşe henüz kucak açmayan Diyarbakır, gecenin karanlığında ölüm sessizliğindeydi yine. Birbirine geçmiş evler de kimlerin ne yaşadığından bir haber insanların olduğu bu şehirde, bir hayat daha kararıyordu. Bu hayat bu kez bir Şanlıoğulların'daydı
Yatağın da oturmuş elindeki ilaç kapsüllerine bakıyordu çaresizce genç kız. Yapmak istemiyordu. Elini henüz çıkmamış olan karnına götürdü Şirin.
"Mecburum anneciğim." dedi. Sesini kendi bile zor duyarken.
Bu düştüğü durumdan çıkmak için çırpınıyordu....
Ama yapacak bir şey yoktu. Elden ne gelirdi ki? Uğruna canından vazgeçecek kadar sevdiği adam, bir anda her şeyi yıkıp geçmişti. Ona söz hakkı dahi bile vermemişti. Kabul etmemişti. Canından bir parçayı istememişti. En son ona bakışını gözünün önüne getirdi Şirin. Bir yabancı gibi bakıyordu.
" BİR GÜN ÖNCE"
Genç kız her zaman ki gibi buluşma yerinde beklerken bu sefer farklı heyecanlıydı. Sevdiği adama hamile olduğunu, ikisine ait bir parçayı karnında taşıdığını söyleyecekti nihayet. İçi, içini almıyor, yerinde duramazken karşısında ona doğru gelen adamı görür görmez koşarak sarıldı.
"Hoşgeldin Murat'ım" dedi.
Genç adam ona şevkatle sarılan kıza aynı karşılıkla sımsıkı sarıldı...
" Hoş buldum delalım" ( güzelim)
Şirin'den ayrılıp, saçlarını okşamaya başladı Murat....
" Ne oldu Şirin'im? Neymiş bu kadar acil olan şey?"
" Hamileyim ben! "
Şirin lafı hiç uzatmadan direk konuya girdi. Karşısında ki adam duyduğu şeyden sonra genç kızdan ayrılıp bir kaç adım geriye gitti. Yüz hatları şekilden şekle giriyor ne yapacağını bilemiyordu o an. Murat'ın bu tavırları hiç hayra alemet değildi. Sevinç hareketleri hiç değildi.
"Aldır Şirin bebeği! "
" Ne diyorsun sen Murat? Ne aldırması? yapamam ben." dedi genç kız. Eli hemen refleksle karnına gitti.
Elini dudaklarına götürüp bir kaç saniye düşündü genç adam. Sonra hemen söze girdi.
"Bak Şirin. Ben de isterim bir çocuğumuz olsun ama biliyorsun nişanlıyım ben. Yapamam. Olmaz. Hem biz ne karar verdik? Zelal'le evlenir evlenmez seni hemen kuma olarak alacağım demedim mi?"
Kafasını salladı bir hızla Murat....
" Bu duyulursa sizin aşiretle bizim aşiret ayağa kalkar. Yaşatmazlar bizi. Bir an önce kurtul ondan!"
" O diye kastettiğin kişi senin de bir parçan bunu biliyorsun dimi? Karşıma geçip çok kolaymış gibi nasıl aldır dersin şimdi Murat?"
" Başka çaremiz yok anlamıyor musun? Zaten seninle Zelal'in arasında kalmanın verdiği sıkıntı beni yeteri kadar yormuşken, şimdi bebekle falanla uğraşamam ben!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVİN 1. KISIM " KATRAN GECESİ" [ TAMAMLANDI ]
General FictionTuttuğu direksiyonu o kadar çok sıkıyordu ki parmak boğumları bembeyaz olmuştu adamın. Gözleri sadace önündeki yola bakıyor ona yalvaran genç kıza bakmıyordu bile bir kez olsun. Ağlamaktan yorulmuştu artık. Sesi karşısında ki adama gitmiyor, söyledi...