Gözlerini kapattı. Ellerini bıraksa önce bedeni sonra yaralı ruhu dibe çekilecekti. Acılarından kurtulacaktı. Ama neden yapmıyordu son adımı? korkuyor muydu? Onu en çok korkutan azralin pençesinde olacak olmasıyken,
Şimdi ölürken canının acıyıp acıması mı endişelendiriyordu onu? Derin bir nefes alıp bedenini Fırat nehrine bırakacağı sırada kolundan tutulup sert bir gövdeye çarpmasıyla gözlerini açtı Havin.
Nefes nefeseydi genç kadın.... kollarından tutan genç adam bir kez olsun hareket etmesine izin vermiyordu."Bırak, beni bırak!"
" Sen ne yapıyorsun Havin? nasıl yaparsın bunu, nasıl?"
" Bırak beni, Sıraç bırak!"
Aynı anda yere diz çöktüler. Havin bir kabusun içinde Sıraç ise hala gördüklerinin etkisindeydi. Sarılıp onun kuş misali çırpınmasına daha fazla izin vermedi .
" Bırakmam Havin'im. Bırakmam. Nasıl yaparsın bunu? aileni,"
Sessizce fısıldadı...
" Beni nasıl arkanda bırakıp gidersin?"
Sıraçtan uzaklaşıp bağırdı bütün acısıyla genç kız.
" Hayallerim, umutlarım beni bir bir bırakmışken, beni kendi benliğim bırakmışken, nasıl devam edeyim ha? nasıl?"
Sustu. Gözünden akan her bir yaşla dudaklarını araladığın da o an ağzından çıkan sesli hıçkırıkları çenesini titremesine sebeb oluyordu. Diyarbakır Havin'in acısıyla bir kez daha sert kışı yaşıyordu.
" Sıraç görmüyor musun artık ben diye bir şey yok! Bırak beni, yalvarırım sana. Bırak ki, ruhumu da özgürlüğüne bırakayım artık!"
" İnanamıyorum sana. Nasıl yaparsın böyle bir şeyi? Biraz daha geç kalsaydım ne olacaktı ha?"
"Keşke geç kalsaydın!"
Gözyaşları arasından, fısıldadı...
" Ölmeyi bile beceremedim!"
"Havin yapma. Ne olur bu sözleri söyleyen sen olamazsın, sen değişmedin, Sen hala aynısın. Neden anlamak istemiyorsun? Bu ailenin de, bir sözünle can alıp can veren aşiretinin de hala senin arkanda!"
Ölüden farksız olan kadının yüzünü okşayıp, sesini düşürdü Sıraç.
"Şerefsiz senin ruhunu, yüreğini, asla alamadı. Alamayacakta! Ne olur bırakma kendini!"
Sıraç'ın şevkatle okşadığı elleri yüzünden çekip, başını açık olan gökyüzüne kaldırıp haykırdı kadın.
" Beni kendine esaret edecek. Bedenime sahip olduğu yetmiyormuş gibi, toprağımdan söküp alacak beni. En çokta canımı yakan beni azralin koynuna atan öz ailem olacak!"Bugüne kadar içinde tuttuğu gözyaşlarını bu kez çığlıklarıyla dışarıya vuruyordu genç kadın. Ağladı...
Bütün Diyarbakır şahit oldu Havini 'in çaresiz haykırışlarına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVİN 1. KISIM " KATRAN GECESİ" [ TAMAMLANDI ]
General FictionTuttuğu direksiyonu o kadar çok sıkıyordu ki parmak boğumları bembeyaz olmuştu adamın. Gözleri sadace önündeki yola bakıyor ona yalvaran genç kıza bakmıyordu bile bir kez olsun. Ağlamaktan yorulmuştu artık. Sesi karşısında ki adama gitmiyor, söyledi...