2. Bölüm " Yaralı Bir Aslan Gibi"

17.7K 537 57
                                    


" BİR HAFTA SONRA "

Arkasını dönmüş soğuk kanlılıkla terastan taziyeye gelen kalabalığı izledi adam uzun bir süre.  Gösterişli konağın avlusun içi  hala ilk gün ki gibi siyaha bürünen insanlarla doluydu.  Aşiretin başında babası olmak üzere yanında yerini almış amcaları taziye için gelen ordunun elini bir bir sıkarken, kadınları annesinin yanında duvarlara yankılanan ağıtlarını dinliyordu.

Melek annesinin yanında ablası için gözyaşı dökerken, Fırat kardeşi Berzan'la konağın bir köşesine sinmiş acısını yaşıyordu.
Çatıda  tetikte bekleyen keskin nişancıcılar aşağıda etten duvar olan adamlardan komut beklerken, birde etrafta kardeşinin helvasını dağıtmak için koşuşturan hizmetliler vardı. 

Gözleri kahvenin tonunu kırmızıya çekmişti.  Öfkesi ağlamasına engel oluyordu. Gözyaşları dışına değil de her defasında içine akıyordu adamın.
Mustafa kahyanın yanına gelmesiyle bedenini döndürdü. Yaşlı adam usulca ondan bir şey bekleyen genç adamın yanına gitti. Onu görünce derin bir nefes aldı Behram. Eğer Mustafa kahya kendi geldiyse bu demek oluyordu ki kardeşini bu hale getiren şerefsizi bulmuşlardı.

" Bana buldum de Mustafa abi?"

Kahya kafasıyla onay verir vermez..

" Söyle? kim bu soysuzlar!" Dedi.  Kahya öğrendiklerini bir bir anlatırken onun konuşmasını daha fazla dinlemeden öğrenmesi gerekeni öğrenip bir ışımla aşağı indi adam.

Bir hafta olmuştu kardeşini toprağa vereli. Ama hala en ufak bir haber dahi alamamıştı. Şirin küçücük bedeniyle toprağa girerken, katili hala nefes alıyordu. Ona en çok da bu dokunuyordu ya. Sonunda harekete geçme zamanıydı.

Hızlı adımlarla merdivenlerden indi. Aşağıda ki  mahşeri fırsat bilip aralarından sıyrıldıktan sonra  kapıda ki adamları es geçti.  Arabasına girip önce torpidoda ki silahı kontrol edip daha sonra belinde ki silaha da baktıktan sonra arabasını çalıştırdı. Eceli olmaya gittiği aileye doğru.

                         ꧁꧁꧁꧁

Yol uzundu.... Kafasında ki düşüncelerde gittiği yolun karanlığı gibi refakat ediyordu ona sessizce. Bir yandan ayağını gazdan çekmeden sürerken,
Bir taraftan da elinden bırakmadığı sigarasının  içine uzun uzun çekip son bir nefes aldıktan sonra söndürdü. Bir tane daha yaktı. Sonra bir tane daha...

Dikiz aynasından arkasında ki araba konvoyuna baktı. Evden tek başına çıktığı için kahya yollamıştı kesin. Sesini çıkarmadan izin verdi onu takip etmelerine.

Sonunda büyük konağın önünde durdu. Her bir taşı işlemeden yapılan konak, uzun, güçlü sütunlarıyla  hemen dikkat çekiyordu.

Aşağı indi. Torpitoda ki silahını eline alıp arabanın kapısını bir hızla kapattı. Arkasından gelen adamlarına başıyla işaret ettiğin de, adamlardan ikisi kapıda duran korumaları etkisiz hale getirirken diğer altısı da onun arkasından gitti. Behram hiç düşünmeden içeriye hızlı bir giriş yaptı. Belinde ki silahın tetiğini çekip, havaya iki el ateş etti.

Acının verdiği tok gür sesiyle bağırdı Behram ağa.

" Çıkın lan dışarı soysuz köpekler!" 

HAVİN 1. KISIM " KATRAN GECESİ"  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin