Vote ve Okunma 30 olduğunda, hemen arkasından bir bölüm gelecek sevgili okuyucularım şimdiden iyi okumalar🖐🖐🖐👐👐.....
Tarih kendini bir kez daha tekerrür ediyordu. Yine aynı şeyleri yaşıyordu adam. Soğuk ve karanlığın içinde oturmuş onu bu boşluktan kurtaracak birilerini bekliyordu. Bunu ilk kez yaşadığında henüz dokuz yaşındaydı
Behram."GEÇMİŞ ZAMAN"
Babasının, küçük elleriyle tutamadığı silahı verip karşısında ki hayvanları vurmasını istediğin de,
Hayvan ürkek gözlerle ona bakarken, oda aynı korkuyla babasına bakıyordu.Haşim ağa önünde ki oğluna seslendi.
" Hadi bana göster cesur olduğunu!"
" Baba yaparsam canı yanmaz mı?"
" Sen onu vurmazsan gün gelir o sana kıyar oğlum! Vur onu. Acımak yok!"
Behram tekrar önüne döndüğün de, hayvanın gözlerini kapattığını görünce başını salladı.."
" Yapamam baba!"
Haşim ağa oğlunun bu duruşu karşısında öfkesine hakim olamadı..
" Korkak! Karşın da hareketsizce duran bir hayvanı bile vuramadın beceriksiz!"
Haşim ağa belinde ki silahı bir hızla çıkarıp art arda sıktığın da, yavru ceylan kendini yer de bulurken, Behram çığlık çığlığa elinde ki silahı yere fırlatıp koşarak yanına diz çöktü.
Hayvanın sıcak kanları yere damlarken, gözleri dolu dolu babasına baktı..
" Baba canı yanıyor!" dedi.
Haşim ağa hızlı adımlarıyla oğlunun ensesinden tutup sürüklemeye başladı. Küçük çocuk bu yolun nereye gideceğini biliyordu. Ne zaman babasının kurallarına karşı gelse kendini hep bodrum katında buluyordu.
Haşim ağa kendisini içeri alıp o ağır demir kapıyı tek eliyle kapattıktan sonra kitledi. Dizlerinin üstüne düşen bedenini geri geri götürüp soğuk duvara sığındı Behram. Bundan sonra olacakların yabancısı değildi artık.
Haşim ağa arkasını dönüp belinden ki kemerini çıkarırken gözlerini kapatıp küçük elleriyle mümkünmüş gibi yüzünü korumaya başladı. Haşim ağa nefes nefese kemeri iki kat yaparken arkasından çıkardığı ses küçük çocuğun tüylerini diken diken ediyordu. Hiç tereddüt etmeden küçük bedene vururken, eş zamanlı Behram'ın bedeninden sıçrayan kanlar da beyaz duvara sıçrıyordu.
Haşim ağa oğlunun çığlıklarını duydukça daha da öfkeleniyor mümkünmüş gibi tüm gücüyle elinde ki kemerine biraz daha bileniyordu.Sayısızca bağırıyordu ...
" Benim dediğimi yapacaksın anladın mı beni!"
Küçük çocuk ağladıkça daha da hırslanıyordu Haşim ağa..
" Ağlama! Güçlü dur karşımda. Sen Şanlıoğlu oğlu aşiretinin varisisin. Kes artık ağlamayı çocuk. Kes!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVİN 1. KISIM " KATRAN GECESİ" [ TAMAMLANDI ]
General FictionTuttuğu direksiyonu o kadar çok sıkıyordu ki parmak boğumları bembeyaz olmuştu adamın. Gözleri sadace önündeki yola bakıyor ona yalvaran genç kıza bakmıyordu bile bir kez olsun. Ağlamaktan yorulmuştu artık. Sesi karşısında ki adama gitmiyor, söyledi...