21|Acı

1.4K 128 103
                                    

Yorumlarınızı gördükçe yazma isteğim artıyor. Yorum yapan herkese çok çok teşekkür ederim ❤️

Keyifli okumalar❣️

     Zaman acımasızdı. Bazen bir yerde oyalanıyormuş gibi bizi bekletip geçmek bilmiyor, bazen de parmaklarımızın ucundan hızla kayıp gidiyordu. Bizimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor, korkularımızı ya da mutluluklarımızı görmezden geliyordu. Zaman, Pelin'in yüzünü güldürmeyi başarmıştı fakat bu sefer başka birini üzmeye başlayacaktı.

Dükkanda Egehan'ın Pelin'i sorarkenki yüz ifadesi gözlerimin önüne geldi. Onunla ilgili herhangi bir şey öğrenecek olmak bile mutlu olmasını sağlamıştı. Pelin'in üç yıldır saplantılı gibi onu izlediğini bilmiyordu, öğrenseydi ne düşünürdü merak ediyordum. Belki önceden olsa tedirgin olur, ondan çekinirdi fakat şimdi duysa çok mutlu olacağını ve heyecanlanacağını tahmin ediyordum. Keşke geç kalmamış olsaydı. Pelin ilk öpücüğünü aşık olduğu çocuğa değil, varlığından yeni yeni haberdar olduğu birine vermişti.

İlk öpücük saçmalığına inanan biri değildim fakat Pelin buna her zaman önem vermişti ve bunu Egehan'la yaşamayı hayal etmişti. Ne yazık ki bir hayali daha yıldız gibi kaymıştı.

Odamda üzerimi değiştirirken Pelin'i arayıp telefonu hoparlöre aldım. Neler olduğunu ve nasıl hissettiğini dinlemek istiyordum.

"Alo? Simay?" Sesi biraz kısık gelmişti ama onun dışında başka bir şey hissetmemiştim.

"Pelin? Neler oldu, hemen anlat!" dedim pantolonu çıkarıp eşofman giyerken.

Pelin'in derin bir şekilde iç çektiğini duydum. "Of, ben de anlamadım ki ne olduğunu. Biz konuşuyorduk, bir şey söyledi ben de istemsizce güldüm sonra şap diye yapıştı dudağıma."

"Haydaa! Senden izin almadan bir de! Ayı!" dedim sinirlenerek. Aniden öptüklerinde romantik veya çekici olduklarını mı sanıyorlardı?

"Öyle işte, dediğim gibi şaşkınlıktan ne olduğunu ya da nasıl öptüğünü anlamadım."

"Nasıl hissediyorsun peki?" diye sordum merakla.

Pelin kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra derin bir nefes aldı. "Bilmiyorum ama sanırım pek etkilenmedim. Yani herhangi bir şey hissetmedim. Orkun iyi, hoş çocuk ama ben onu bir sevgili gibi göremiyorum henüz. Biraz hızlı oldu yani."

Konuyu açmak istemiyordum fakat istemsizce "Diğerini unutmak kolay değil, ondan da olabilir." dedim. Pelin sessiz kaldığında dudaklarımı ısırdım. "Özür dilerim, ben onu hatırlatmak istemezdim."

"Sorun değil, ayrıca onu unutmadım ki hatırlayayım. Dediğin gibi ondan hemen vazgeçemem. O zaman aşık olmuş olmam ve Egehan'a aşık olduğumu biliyorum." dedi hafif hüzünlü bir sesle. Buna çok sevinmiştim çünkü ondan hâlâ hoşlanıyorsa umut var demekti. Tek gereken Egehan'ın açılmasını ve Orkun'un aradan çekilmesini sağlamaktı. Orkun niye araya girmişti ki zaten?

"O iş bende." diye mırıldandığımda Pelin "Hı? Ne işi?" diye sordu.

"Yok bir şey. Eee sen ne yapıyorsun şimdi?" diye sordum geçiştirerek.

"Annemle babam anneanneme gittiler, ben de evdeyim. Test falan çözerim herhalde. Sen ne yapıyorsun? Nasılsın?" diye sorduğunda kaşlarım hafifçe çatıldı çünkü sesi bir şeyi öğrenmek istiyor gibiydi.

Tereddütle "İyiyim," derken ağzındaki baklayı çıkarması için "Ne öğrenmek istiyorsun?" diye sordum.

"Hoparlörü kapat."

Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf DövmecisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin