Gecikme için özür dilerim. Oy ve yorumlarınız için çok teşekkürler ❤️
Keyifli okumalar!
İzlediğimiz video pek çok sırrı açığa kavuşturmuştu fakat şimdi her şey çok daha karmaşıktı. Bizi öldürmek isteyen kişi bir dövmeliydi ve ne şanslıyız ki diğer evrende de bizi öldürmek istiyordu. Aslında onu Fabulasium'da yenebilirsek burada da yenmiş olacaktık fakat bu hiç de kolay olmayacaktı.
"Şimdi ne yapacağız?" diye sordum uzun bir sessizlikten sonra. Hâlâ videonun etkisindeydim ve bu etkiden hemen kurtulmak istiyordum.
Ayhan yorgun bir şekilde yüzünü ovdu. "Düşmanımızın kim olduğunu öğrendik. Onu diğer evrende yok etmemiz gerekiyor."
"Söylediğin kadar kolay olsaydı keşke." dedi Eris. Gözleri hâlâ ekrandaydı.
Alkın'ın bakışları da tıpkı Eris gibi ekrandaydı ve dalgın görünüyordu. "Başarmak zorundayız." dedi. "O ölmezse biz öleceğiz."
"O zaman bir plan yapalım." dedim. Her iki dünya için de planlar yapmak zorundaydık. Bu planlar çok dikkatli bir şekilde kurulmalıydı çünkü bir dünyada gerçekleşecek bir olay, diğer dünyayı da etkileyecekti.
"Bence acele etmeyelim." dedi Ayhan. "Ne kadar tehlikeli olduklarının farkındayız. Ne kadar ileri gidebileceklerini de biliyoruz. Eğer acele edersek bizi kolayca ele geçirirler."
"Kim bizi ele geçiriyor yine?" dedi Egehan kapıdan içeri girerken. Hemen arkasından Pelin, Yaprak ve Yekta da girmişti.
Eris başını hafifçe geriye çevirip "Sence?" diye sordu. "Konumuz hiç değişmedi ki."
"O zaman bir gece de olsa değiştirelim. Bunaldım hep aynı şeyleri konuşmaktan." dedi Egehan. Üzerinde çok anlamsız bir rahatlık vardı. Eski sevgilisi ve büyük aşkının bir İzci olduğunu daha yeni öğrenmiş gibi davranmıyordu. Belki de bunda Pelin'in varlığının etkisi büyüktü.
"Ne yapalım yani?" diye sordum.
Egehan'ın dudakları hafifçe kıvrıldı. "Mesela biraz içebiliriz."
Yaprak çaprazımıza otururken "Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." dedi. Yüzünde her zamanki gibi ciddi bir ifade vardı.
"Sen eğlenceli olan hiçbir şeyin iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorsun zaten." diye karşılık verdi Egehan.
Yaprak suratını astı. "Yapmamız gereken daha önemli şeyler var. Dikkatimizi dağıtmak sadece zaman kaybı olur."
Egehan yüzünü buruşturup "Sizi bilmem ama ben robot değilim. Biraz rahatlamaya ve insani şeyler yaşamaya ihtiyacım var." dedi.
Ayhan "Haklı olabilirsin. Çok gerildik ve daha da gerileceğiz ama en azından bir aradayken bu fırsatı değerlendirebiliriz." derken bakışlarını Eris'e çevirmişti.
Egehan gülümsedi ve "İşte kafa dengi biri! Mavi gözlü şeytanın arkadaşısın ama esaslı birisin. Takdir ediyorum." dediğinde Alkın başını hafifçe iki yana salladı.
Tehlike bize bu kadar yakınken dağılmamak mantıklı olabilirdi fakat Egehan'a da hak veriyordum. Sonuçta biz yalnızca on sekiz yaşında liseli gençlerdik ve boyumuzdan büyük işlerin peşinde olmamız da bizim suçumuz değildi. Biraz eğlenmek en büyük hakkımızdı. En kötü ne olabilirdi ki?
"Bir gece için her şeyi bir kenara bırakabiliriz bence de." dedim. "Ama önce size anlatmamız gerekenler var." diye ekledikten sonra biraz önce izlediğimiz görüntüyü hızlıca özet geçtim. Anlattıklarım bittiğinde Yekta düşüncelere dalarken Yaprak olduğundan daha huzursuz görünüyordu. Pelin'in bakışlarında da aynı huzursuzluk ve bir miktar da hüzün vardı. Egehan ise ifadesizdi. Ne düşündüğünü anlayamıyordum fakat düşüncelerinin içinde mutlaka İdil de olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf Dövmecisi
ФэнтезиKaranlık sokakların birinde, kenar köşede kalmış bir dövmeci, yıllardır saklanan bir sırrı korumaya çalışıyordu. Burası normal bir dövmeci gibi görünen ama normallikle uzaktan yakından alakası olmayan bir yerdi. Dükkan göz önünde olmasa da kime sors...