Bölüm şarkısı: Yohio - My Nocturnal Serenade
Oy ve yorumlarınız için çok teşekkürler ❤️
Keyifli okumalar!
Korku, çok tuhaf bir duyguydu. Yüksek dozda umutsuzluğu bir anda bünyemize enjekte ediyor ve beynimizi olduğundan daha farklı şekilde çalıştırıyordu. Alkın'ı ruha dönüşmek üzere gördüğüm saniyeden itibaren kurguladığım senaryolar normalde aklımın ucundan bile geçmezdi.
Fakat bu korkunç senaryolar sayesinde heykel gibi donakalmaktan vazgeçmeyi başarmış ve hızla Alkın'ın yanına yaklaşmıştım.
"Dorian?" diye fısıldadım endişeyle.
Alkın tepkisiz bir şekilde durmaya devam etti. Kara gözleri boşluğa bakıyordu. Ne yapmalıydım? Onu kurtarabilir miydim? Yoksa her şey için çok mu geçti?
Elimi korkarak omzuna koydum fakat hiçbir tepki vermedi. Ölüyor muydu? Eğer ölürse onu ne burada ne de gerçek dünyada görebilirdim. Bu ani farkındalık kalbimin acıyla çarpmasına neden oldu. Onu sonsuza kadar kaybedecektim. Bana yalanlar söylemiş olması artık umrumda değildi. Yaşaması gerekiyordu.
Tam karşısına geçip ellerimi yanaklarına koydum. "Dorian? Alkın! Lütfen bir şey söyle." dediğimde bakışları daldığı yerden çıkarak gözlerime odaklandı.
"Bırak." diye fısıldadı.
Başımı iki yana sallayarak "Hayır. Asla bırakmam." diye karşılık verdim.
"Artık çok geç. Gitme vaktim geldi." dedikten sonra tebessüm etti. "Anneme kavuşacağım."
Sağ gözümden bir damlanın yanağıma düştüğünü hissettim. "Beni bırakacak mısın?" diye sordum.
"Hatırlamak istediğin her an yanında olacağım." dedi.
"Ben anılarımda olmanı istemiyorum. Yanımda olmanı, nefes almanı istiyorum." dedim acıyla.
Alkın gözlerime üzüntüyle baktı. "Özür dilerim, aşkım. Seni seviyorum." dedi. Sayısız gözyaşı yanaklarıma süzülürken başımı iki yana salladım.
"Hayır, izin vermeyeceğim."
"Hiçbir şey yapamazsın. Git buradan Meira." dedikten sonra zorlanarak derin bir nefes aldı. "Simay...Lütfen git." Gerçek adımı söylediğine göre benimle vedalaşıyordu.
Kalan tek şansımı kullanma zamanı gelmişti. Dans ritüeli. Ya onu buradan kurtaracaktım ya da onunla birlikte ölecektim. Onunla ölmek beni korkutmuyordu fakat her şeyi düzeltebilmemiz için yaşamamız gerekiyordu.
Yerimden kıpırdamadığımı gören Alkın, sesine yansıyan öfkeyle "Git buradan!" dediğinde derin bir nefes aldım.
"Tamam ama bir şartla. Eğer benimle son kez dans edersen seni bırakacağım." dedim. Bana inanmadığını görerek "Söz veriyorum. Tek bir dans. Sonra gideceğim." diye ekledim.
"Ne yapmaya çalıştığını biliyorum Meira ama işe yaramayacak. Boşuna umutlanıyorsun. Sonra üzülmeni istemiyorum." dedi. Karanlık onu biraz daha ele geçirirken hissettiğim telaş, bana eziyet etmeye başlamıştı.
"İşe yaramayacağından eminsen dans etmende bir sakınca yok, değil mi? Benimle son kez dans edemez misin?" diye yalvardım.
Alkın kararmış elini zorlukla kaldırarak yanağımı okşadı. "Senin için her şeyi yaparım. Son nefesimi veriyor olsam da."
Gülümsedim. Boğazımda oluşan düğümle ona doğru bir adım daha attım ve bir elimi omzuna koyup diğer elimle elini kavradım. Geriye doğru adımlarken Alkın da zorlukla bana doğru gelmişti. Yüzü acıyla buruştu. Acı çekmesini istemiyordum fakat bu cehennemden kurtulmamız için biraz daha dayanması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf Dövmecisi
FantasyKaranlık sokakların birinde, kenar köşede kalmış bir dövmeci, yıllardır saklanan bir sırrı korumaya çalışıyordu. Burası normal bir dövmeci gibi görünen ama normallikle uzaktan yakından alakası olmayan bir yerdi. Dükkan göz önünde olmasa da kime sors...