Keyifli okumalar!
Biraz önce ben 'Tamam' mı demiştim? Düşüncelerim birkaç dakikada nasıl yüz seksen derece dönebilirdi ki? Adam vazgeçmemem için hızla elime bir katalog tutuşturdu ve "Bunlardan birini seç bakalım." dedi.
Birkaç sayfadan oluşan kataloğu yavaşça açtım ve sayfaları çevirmeye başladım. Motorcu adam "Gözüne ilk çarpan şekli seçmeni istiyorum." dediğinde kaşlarımı çattım.
"Neden ki?"
Adam gülümsedi. "Psikolojiyle alakalı bir şey. Güven bana." diye cevap verdi göz kırparak. Şüpheli bakışlarımı kataloğa indirip sayfaları çevirmeye başladım. Burada duvarlardakinden daha az seçenek vardı. Neden illa buradan seçmem gerekiyordu ki?
Ama çok sorgulamadım çünkü semboller ve anlamlarına inanan biri değildim. Üçüncü sayfanın en tepesinde, çemberin içinde üç farklı kıvrımı olan şekil, diğerlerine göre daha çok dikkatimi çekmişti sanırım. Adama seçtiğim şeyi gösterdiğimde adam "Hımm...ilginç. Çok ilginç." dedi.
Merakla Pelin'e baktığımda hâlâ bana şokla bakıyordu. Aslında haklıydı. Ben kararlarımı değiştiren bir tip değildim ama manipüle edilmiş gibi hissediyordum. Belki de adam sadece daha fazla para kazanmak için bu yeteneğini kullanıyordu. Böyle ıssız bir sokağa kim gelip de dövme yaptırırdı ki?
"Hadi o zaman, içeri geçelim." dedi ve elini odaya doğru uzattı. Hakkımda hayırlısı diyerek içeri girdim. Acaba Pelin şoktan ne zaman çıkardı?
Motorcu adam "Sol omzunu sıyır. Bu tarz dövmeler en çok oraya yakışır." dediğinde korkuyla "Çok acıyacak mı? Ayrıca burası ve malzemeler steril mi? Yani mikrop ya da hastalık kapmam değil mi?" diye sordum.
Adam gülerek "Emin ol malzemeleri kimse benim kadar çok temizlemiyordur. Başka birinde uyguladığım dövme kalıntıları sonraki kişiye geçmemeli. Bu kaosa sebep olur." dedi. Anlamamıştım. Niye kaosa sebep oluyordu? Yine de sesi çok güven verici olduğu için daha fazla soru sormadım ve başımı ters yöne çevirdim. Bunu görmek istemiyordum çünkü midem bulanmaya başlamıştı.
Yarım saatten biraz daha uzun bir süre geçtiğinde dövmem tamamlanmıştı. Bu süreçte adam beni rahatlatmak için müşterileriyle olan anılarını anlatmıştı. Müşterileri garip bir şekilde her yaştandı. Geçenlerde seksen yaşında bir adam gelip dövme yaptırmış mesela. Gözleri net görmediği için dövme seçmeleri çok uzun sürmüş.
"Bakabilirsin." dediğinde yavaşça ve korkarak başımı sol omzumun arkasındaki küçük aynaya çevirdim. Evet, işte dövmem oradaydı. Kızarmıştı ve sızlıyordu ama garip bir şekilde hoş da görünüyordu. Hafifçe gülümsedim. "Güzel görünüyor. Sanırım."
"Evet gayet güzel oldu. Ayrıca çok değerli bir dövmen var. Seçiminle gurur duymalısın." dedikten sonra oturduğu tabureden kalktı. "Şimdi sana bakımını anlatayım. Bir gün boyunca banyo yapma. Üzerine su değmemeli. Hafif hafif sızlamaya devam eder ama çok acırsa ağrı kesici alma. Buraya gel. Ben özel bir jel süreceğim." diye açıkladı.
"Bunu şimdi sürseniz de hiç ağrımasa olmaz mı?" diye sorduğumda başını iki yana salladı.
"Hayır. Ağrıdığında sürülmeli." dedi ve ekledi. "Unutma, ne zaman ağrırsa hemen buraya gel."
Giriş kısmına doğru geçtiğinde üzerimi düzeltip onu takip ettim. Pelin hâlâ şaşkınlık içindeydi ama sonunda konuşmayı başardı. "Sana gerçekten inanamıyorum. Vazgeçmem için elinden geleni yapmıştın." dediğinde dudaklarımı büktüm.
"Ben de nasıl olduğunu anlamadım. Boş ver, sonra sorgularız." dedim. Ödemeleri yaparken motorcu adam "Sizden bir ricam var. Lütfen çıkmadan kapının yanındaki deftere içinizden ne geliyorsa yazar mısınız? Benim için önemli." dedi. Bakışları yine ışıkla parlıyordu. Neden bu kadar heyecanlı ve parlak bakıyordu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf Dövmecisi
FantasyKaranlık sokakların birinde, kenar köşede kalmış bir dövmeci, yıllardır saklanan bir sırrı korumaya çalışıyordu. Burası normal bir dövmeci gibi görünen ama normallikle uzaktan yakından alakası olmayan bir yerdi. Dükkan göz önünde olmasa da kime sors...