Keyifli okumalar!
İçimde tarifsiz bir acı vardı. Kısa bir süre için geldiğim yerde tesadüfen hayatımın en berbat anını yaşamıştım. Babam annemi aldatıyordu. Bunu aklımdan geçirdiğimde babama böyle bir şeyi yakıştırdığım için kendimden nasıl utandığımı hatırladım. Meğer utanması gereken ben değilmişim.
"Simay." dedi Alkın yirminci kez. "Bak, göründüğü gibi olmayabilir. Belki bir hastasıdır ya da çok yakın bir arkadaşı. Sadece gördüklerinle anneni aldattığına inanmamalısın."
"Ona nasıl baktığını gördüm." dedim kısık sesle. Konuşmaya halim kalmamıştı aniden. "Ayrıca babam hastasının ya da arkadaşının elini öyle tutmaz. Onlara mesafelidir. Anneme bile mesafeli." derken son cümlemde hıçkırmaya başlamıştım. Belki de mesafeli olmasının nedeni bu kadındı.
Alkın iç çekti fakat başka bir şey söylemedi. Araba gecenin içinde kayarak ilerlerken ben düşüncelerimin içinde boğulmaya başlamıştım. Eve gidince anneme ne diyecektim? Ona söylemeli miydim? Yoksa susmam daha mı iyi olurdu? Belki de önce kanıt toplayıp sonra anneme olanları anlatmalıydım. Büyük bir çıkmaza girdiğimi hissediyordum.
"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Alkın.
Gözlerimi akan yolda tutarak "Hiç." diye cevap verdim.
"Düşünmeden bir şey yapma."
Gözlerimi ona çevirdim. "Anneme söylemeyeyim mi yani?" diye sordum.
Alkın kısaca bana bakarak "Hayır. Gerçekten sandığın gibi bir şey olmayabilir. Boşu boşuna anneni üzme." dedi.
"Ama o bunu hak etmiyor." derken sesim çatlamıştı. Birinin yanında ağlamaktan nefret ediyordum. Kendimi tutmaya çalışarak derin bir nefes aldım.
"Tabii ki hak etmiyor ama emin olmadan anlatırsan belki de geri dönülmez bir hataya sebep olursun. Sen akıllı birisin Simay. Tek yapman gereken soğukkanlı olmak." dedi.
Söylendiği kadar basit değildi. Yıllardır tanıdığımı sandığım ama aslında hiç tanımadığım babamdan bahsediyorduk. Kim bilir kaç yıldır ilişkisi vardı?
Burnumu çekerek "Sen beni burada bırak istersen. Taksiyle giderim, senin yapacak bir işin vardı." dedim boğuk bir sesle.
Alkın "Saçmalama. Benim yüzümden bu hâldesin zaten." dediğinde kaşlarımı çattım.
"Asıl sen saçmalama. Babamın yaptıklarından sen neden sorumlu olasın ki? Aslında iyi ki bu gece seninle oraya gitmişim. Yoksa asla öğrenemeyecektim ve o babam olacak adam bizi ayakta uyutmaya devam edecekti."
Alkın derin bir nefes alarak "Beni dinlemiyorsun." dediğinde omuz silktim. Şu an sadece kırılan kalbimin şangırtısını dinliyordum.
Araba evin önünde durduğunda ışıkları yanan evime baktım. Annem içerde her şeyden habersiz oturuyordu. İç çekerek Alkın'a baktım. "Bıraktığın için teşekkürler. İyi geceler." dedikten sonra kapıyı açıp inecekken Alkın elimi tutup beni durdurdu.
"Senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum ama acele etme Simay. Babana da bir şey söyleme. İstersen bunu araştırırken sana yardım ederim." dedi. Mavi gözleri karanlıkta kara bilyelere dönüşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf Dövmecisi
FantasyKaranlık sokakların birinde, kenar köşede kalmış bir dövmeci, yıllardır saklanan bir sırrı korumaya çalışıyordu. Burası normal bir dövmeci gibi görünen ama normallikle uzaktan yakından alakası olmayan bir yerdi. Dükkan göz önünde olmasa da kime sors...