Keyifli okumalar! Yorumlarınızı bekliyorum :)
Soğuk ve karanlık mağaranın zeminine iniş yapmıştım. Göreceğime emin olduğum canavar ortalıkta yoktu. Onu yok etmem gerekiyordu ama bunu nasıl yapacağımı bilmediğim için şu an burada olmaması isabet olmuştu. Acaba çok sevgili koruyucum Egehan ne zaman gelirdi?
Sönmesi için bir kayanın arkasına yerleştirdiğim meşale sönmüştü. Gözüm karanlığa alışmaya başlarken mağaranın derinliklerinden gelen garip seslerle başımı seslere doğru çevirdim. Canavar hâlâ mağaranın içinde olmalıydı ama neredeydi?
Dövmeci, canavarı öldürmem gerektiğini söylemişti fakat bir sorun vardı. Ben canlılara zarar veremezdim. Hadi prensiplerimden bir şekilde vazgeçtim diyelim, o canavarı çıplak elle öldürmeyi nasıl başarabilirdim? Canavarın sese duyarlı olması dışında bildiğim bir özelliği yoktu. Sıkıntıyla ofladım. Egehan'ın hemen buraya ışınlanması gerekiyordu.
"Çok beklettim mi majesteleri?" Egehan'ın sesini duyduğumda hissettiğim rahatlamayla arkamı döndüm.
"Evet beklettin." diye cevap verdim çünkü kendini biraz kötü hissetmeye başlasa iyi olacaktı.
"Sorun değil, sonuçta artık buradayım." diye karşılık verdiğinde suratımı astım. Asla etkilenmiyordu.
"Hadi gidelim artık buradan." diyerek yürümeye başladım. Ayağıma takılan taşlardan dolayı dengem sarsılsa da ilerlemeye devam ediyordum. Aramızdaki sessizlik düşüncelere dalmama neden olmuştu.
"Pelin nasıl?" diye sordum. Eve gelir gelmez buraya ışınlandığım için onu aramaya fırsatım olmamıştı.
"Eve bıraktığımda daha iyiydi. En azından bana bakınca tepki vermeye başladı." diye cevap verdi.
Gülümsedim. "Tepkisi gözlerini kocaman açmak mı oldu?" diye sorduğumda şaşkınlıkla güldü.
"Evet, nereden bildin?"
"Arkadaşımı tanıyorum." diye cevap verdim. Aslında tam şu an Pelin'in ondan ne kadar çok hoşlandığını söylemek isterdim fakat belli ki Egehan kördü ve gözlerini benim değil Pelin'in açması gerekiyordu. Yoksa gerçek bir ilişki olmazdı.
Kısa bir sessizlikten sonra Egehan "Mağaradan çıkmamıza az kaldı. Prens Dorian senin yokluğunu fark etmiştir. Her yerde seni arayacak, bu yüzden kılık değiştirmemiz gerekiyor. Köye ulaştığımızda ihtiyaçlarımızı almak için Büyücü'nün yanına uğrayacağız." dedi.
Aklımda hâlâ yok etmem gereken canavar vardı. "Çıkmadan önce yapmam gereken bir şey var." dediğimde Egehan merakla "Nedir o?" diye sordu.
"Sen gittikten sonra karşıma bir canavar çıktı. Az kalsın beni yiyecekti ama elinden son anda kurtulmayı başardım. Dövmecinin söylediğine göre o canavarı yok etmeliymişim çünkü Dünya'da eriyen bir buz kütlesinin geri gelebilmesi için bu önemliymiş."
Egehan sıkıntılı bir nefes aldı. "O canavarı yanımızda hiçbir şey olmadan yok edemeyiz. Önce köye uğramamız gerekiyor." dedi.
Bir daha buraya dönmek istediğimi hiç sanmıyordum. Ayrıca tekrar buraya dönersek Alkın'ın beni yakalama şansı artardı ve ben buna izin veremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf Dövmecisi
FantasyKaranlık sokakların birinde, kenar köşede kalmış bir dövmeci, yıllardır saklanan bir sırrı korumaya çalışıyordu. Burası normal bir dövmeci gibi görünen ama normallikle uzaktan yakından alakası olmayan bir yerdi. Dükkan göz önünde olmasa da kime sors...