26|Sargas Yıldız Geçidi

1.3K 133 66
                                    

Oy ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim😁
Keyifli okumalar!

Dövmeci dükkanındaki karşılaşmadan sonra fazla beklemeden dükkandan ayrılmıştık çünkü orada vakit geçirmenin tehlikeli olabileceğini düşünmüştük. Daha doğrusu Yekta öyle düşünmüştü. Burası şu an güvenli görünüyor olsa da Yekta, belirli aralıklarla kontrole gelindiğini düşünüyordu. Bu yüzden dikkatli olmalıydık.

Egehan'la birlikte ilerlerken sıkıntılı bir nefes aldığını duydum. Kafası bir şeye takılıyor ve bana sormak istiyor gibiydi. "Sor hadi." dedim.

Egehan gözlerini bana çevirerek "Nereden anladın bir şey soracağımı?" diye sorduğunda gülümseyerek "Elma kurdu gibi kıpırdanıyorsun." diye cevap verdim.

Hafifçe güldü. "Böyle davranmam aslında ama kendimi suçlu hissediyorum." dediğinde kaşlarımı kaldırarak "Hangi konuda?" diye sordum.

"Pelin." dedi kısaca fakat o tek kelimeye bir sürü duygu sığdırmıştı.

"Neden onunla konuşmuyorsun? Eminim tek bir cümlen bile yeter onun için." dedim. İkisi de birbirinin aynısıydı. İkisi de konuşmak yerine birbirlerine uzaktan bakmayı tercih ediyordu ve buna sinir oluyordum.

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Beni dinlemek ister mi ki?" dediğinde içten içe güldüm. En çok onu dinlemek isterdi, her ne kadar şu sıralar öyle değilmiş gibi davransa da.

"Pelin'i nasıl biri gibi görüyorsun bilmiyorum ama o kimseyi dinlemeyen ya da duyduklarını yargılayan biri değil." dedim.

"Ondan değil." dedi sıkıntıyla.

"Ne peki?" diye sorduğumda yutkundu.

Sinirle "O Orkun denen ebesine yatay geçiş yaptığım herif onun aklını karıştırıyor olabilir." diye cevap verdi. Ona ters ters bakarak "Ya da belki de İdil aklını karıştırıyordur." dedim. Adını söylerken bile kendimi kötü hissediyordum. Egehan'a hâlâ onun babamla ilişkisi olduğunu söylememiştim çünkü büyük ihtimalle kendini tutamaz ve onunla yüzleşmeye giderdi. Bu da araştırma yapmama engel olurdu.

Egehan kaşlarını çatarak "İdil mi?" diye sordu. "İdil'le bir bağım kalmadı artık."

"Ama Pelin bunu bilmiyor olabilir." dedim.

"Doğru." derken dalgınca önüne baktı. "O zaman ben İdil'le aramızda öyle bir şey olmadığını söylemeye gideyim." dediğinde "Çok şükür." diye karşılık verdim.

Egehan saçlarımı karıştırmaya başladığında eline vurarak "Hadi yürü git." dedim.

"Tamam gidiyorum ama bana ihtiyacın olursa bir alo kadar uzağındayım." diyerek yanımdan ayrıldı. Arkasından gülümserken hiçbir şeyi mahvetmeden bu işi başarabilmesini diledim.

<<<•>>>

Akşam üzeri odamda ders çalışırken omzumdaki yanmayla derin bir nefes aldım. Fabulasium'a gitme vakti gelmişti. Bu sefer içimde farklı bir heyecan vardı çünkü Sargas Yıldız Geçidi'ne girecektik. Her şeyin sorunsuz geçmesinin ne kadar imkansız olduğunu bilsem de hakkımızda hayırlısı diyerek olduğum yerde yükseldim ve birkaç saniye sonra cep evrende gözlerimi açtım.

Sargas Yıldız Geçidi'nin girişi, sarp kayalıkların arasındaki dar bir vadideydi. Burası ürkütücü ve karanlık bir yerdi fakat büyüleyici bir yanı da vardı. Gökyüzündeki yıldızlar kayalıklara da işlenmiş, yer yer parlıyorlardı. Sanki her bir yıldızın evi o taşların arasındaydı. Vadinin içindeki esintiyi ağaçların sallanan dallarından dolayı görebiliyor fakat hissedemiyordum çünkü önümde görünmez bir sınır vardı.

Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf DövmecisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin