Beyaz Lotus

1.9K 85 15
                                    

(9 Ağustos 2024)

"Sen kazandın demiştin bana hatırlıyor musun?" dedi kadın.

Sesine kahır dolu acılar peyda olmuştu. Adam çok iyi hatırlıyordu. Çok iyi hatırlıyordu neyi kaybettiğini ve aslında bu kaybı ne kadar çok sevdiğini. En güzel mağlubiyetinin ilanını elbette unutmamıştı. Fakat neden şu an bunu hatırlamalıydı?

Gözleri, kadının elindeki siyah metale kaydı. Boğazındaki yumruyu yutkunurken bir ses çıkabilseydi gün yüzüne, mutlaka sağır ederdi devasa bir kalabalığı. Yıllar olmuştu gözleri böylesine ıslanmayalı. Kahverengi çöllerine, sel habercisi yağmurlar birikti.

"Yapma." diyebildi kadının ne yapacağını anladığında. İlk kez anlamak istemiyordu. Yanılmayı böylesine arzuladığı başka bir an olmamıştı. Bakışlarına yalvarmanın ötesinde bir duygu yüklenmişti.

Kadın adamın bakışlarındaki çaresizliğe aldırış etmedi. Kırpmadığı gözlerinden bir şelaleyi andıran, ardı arkası kesilmeyen yaşlar akıyordu. Göğüs kafesini zorlayacak kadar derin soluduğu nefesini sanki adamın ömründen alıyordu.

Gözleri bir an olsun birbirinden ayrılmazken, kadının yüzünde ufak bir tebessüm belirdi ve çatallaşmış sesiyle "Ben kazandığımda, senin ödemen gereken bir bedel kalmamıştı." dedi. Adam, kadının dilinden dökülen her kelimede, çölüne hakim olan sele biraz daha teslim oluyordu.

Kadın "Şimdi sen de kazandın." dedi gülümsemesi korkutacak büyüklüğe ulaştığında. Çaresizlik ete kemiğe bürünse tam da kadının karşısındaki adama dönüşürdü. Elini kadına doğru biçare kaldırdığında kadın son kez konuşmuştu.

"Ama ikimizin de ödeyeceği bir bedel karşılığında."

Ve ikisine ait o dünyayı durduran bir ses yükseldi karanlık gecenin semasına. Bataklığının tam ortasında kana bulandı beyaz lotus..

***

28 Mart 2018-Sabah

"Tamam ben kabullendim işte yeteneklerin annenden, zekan benden.. Ne yapalım olmuyor, pes ediyorum ben."

İki katlı evlerinin bahçesinde annesi için sürpriz hazırlarken, resim çizemeyen babası, yalandan sitem ediyordu kızına. Genç kızın planı üzerine annesine ilham olması umuduyla birkaç çiçek konsepti denemesi yapacaklardı. Fakat babası bu konuda tam bir hayal kırıklığıydı. Bir papatya bile çizememesi, genç kızın babasıyla dalga geçmesine sebep oluyordu. Ona göre bu kadar zeki bir adam aynı zamanda yetenekli de olmalıydı. Babasına hayrandı. Kusurunu ya da eksiğini görünce inanası gelmiyordu.

"Tamam, bak bu çok kolay olacak. Güçlü, tertemiz bir çiçek, bir de köksüz." diyerek annesine olan sürpriz hazırlıklarını biraz ertelemiş, babası kadar zeki bir adama bir şeyler öğretmenin verdiği hazla sadece elindeki çizime odaklanmıştı. Babası da bir çocuk gibi mızmızlansa da gururla kızını izliyor, çiçeğin adını tahmin etmeye çalışıyordu. Birbirlerine bulmacalar oluşturmaya bayılıyorlar, küçücük bir meseleyi bile sınav haline getiriyorlardı.

Annesi, iş için bir toplantıya gitmiş, akşam üzeri döneceğini söylemişti. Aslında öğrendikleri ve kaldıramadıkları yüzünden kocasından kaçıyordu köşe bucak. Bu kadar zeki ve sorgu düşkünü bir kızdan bunu gizleyebilmeleri ise mucizeydi.

Babası bugün çalışmıyordu. Sebebini sorgulamak aklının ucundan bile geçmemişti kızın. Vakit geçirmeleri ona yeterdi. Zaten birkaç gün önce anne ve babası tartıştıkları için ikisiyle de istediği kadar vakit geçirememişti.

Köksüz kopyası babasını cevaba direkt uyandırmıştı. Gülümseyerek "Lotus." demiş ve kızını izlemeye koyulmuştu.

Kız sayfaya biraz basitleştirerek büyük bir lotus çizdi. Babası beğendiğini belli eden bakışlarının ardından, parmaklarını önemli bir işe soyunur gibi kütletmiş ve derin bir nefes almıştı.

Sıra ondaydı.

Kalemi kızının elinden kibarca aldıktan sonra dikkatlice izlediklerini uygulamaya çalıştı. Bir süre sonra çizimini tamamlayıp gülümseyerek onu izleyen kızına döndüğünde kızının memnun bakışlarıyla karşılaşmıştı.

"Muazzam." dedi kız, babasına gülümsemesini büyüterek. Babası o kadar mutlu olmuştu ki çocuklaşmıştı. "Bundan sonra ben sadece lotus çizerim o zaman. Muazzam!"

Ve son saatleri olduğunu bilmeseler de dolu dolu geçirmişlerdi her saniyeyi. Sanki adam saatler sonra bu ülkeyi terk etmeyecekmiş gibi. Sanki boğazına kadar battığı pis işler yakasını bırakmış ve bu mutlu tabloyla yaşlanabilirmiş gibi.

Ama gibiler bu mutlu aileyi bir arada tutmaya yetmeyecekti. Çünkü adam kızının sandığı o kusursuz baba değildi. Çünkü kumar da, silah da, cinayet de bir bataklıktı. Adam bataklığa çoktan batmış ve çoktan debelenmeyi bırakmıştı. Kendisi batmıştı ama kızı ve karısını aynı bataklığa sürüklemeyecekti.

Peki aklına gelir miydi?

Lotus bataklıkta açan tek çiçekti.

Ve kızı bu hikayenin şüphesiz lotus çiçeğiydi..

Beyaz LotusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin