Akşam olmasına az kalmıştı. İlk önce mumları yaktım. Aşağıya inip yemek yapmaya başladım. Her ne olursa olsun neticede hayat devam ediyordu...
Mutfakta yemek yapmaya çalışıyordum. Hatta kendimle savaş veriyordum resmen. O sıra dışarıda çocuklar ses ediyordu. Yine neler oluyordu? Hızlıca dışarı çıktığımda Güzellik havlıyordu. "Ne oluyor kızım?" deyip yanına gittiğimde yine tasmasında not gördüm. Ne ara Akel'in yanına gitmişti Güzellik? Hatta gidip gelmişti?
O gün gelmişti aklıma birden. Beni bir kâğıt ile terk ettiği an. Korkarak kâğıttı alıp okumaya başladım. "Eğer seni endişelendirdiysem özür dilerim. Saat 21.00'da lütfen bana gel. Her şeyi sana anlatacağım gerçekten. Baştan sonra her şeyi anlatacağım. Ne merak ediyorsan bütün sorularına cevap vereceğim. Ama lütfen gel. -Akel-" yazıyordu. Yere oturmuştum. "Neydi şimdi bu? Nerden çıktı şimdi? Sanki geçerli bir sebebi varmış gibi... " Güzelliğe bakıp. "Tamam kızım. Gelirim. Her şeyi öğrenmek için geleceğim. İçimdeki bütün kuşkulara bir son vermek için geleceğim. Belki de anlattıklarından sonra her şey eskisi gibi olur... Merak etme sen. Senin için bile gelirim hem. Hadi bakalım şimdi istersen geri dön. Ben çocuklarla gelirim." Der demez hemen evine doğru gidiyordu. Kolumdaki saate bakmıştım. Saat 20.00'di. "Çocuklar ben mutfağı toplayım. Bir de üstümü değiştireyim malum içeride savaş içerisindeydim. Siz de o zamana kadar yemeğinizi yiyin ve dinlenin. " deyip içeri girmiştim.
İlk iş mutfağı girip güzelce temizledim. Yemeği buzdolabına koydum çünkü yarın yapacaktım. Saat 21.00'de çağırdığına göre büyük ihtimalle akşam yemeği de yiyecektik. Peki, ben buna hazır mıydım? Bence hayır. Ona öfkem tam olarak gitmemişken bu pekiyi olmadı gibi. Ama belki de her şey daha iyi olacaktır. Belki de anlattıklarını dinleyince onu affedeceğim. Hiçbir şey bilmiyordum gerçekten şu an. Sadece biraz heyecan vardı o kadar. Bir de stres...
Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Dolabımdan kıyafet seçiyordum. Her zaman savaşçı gibi giyindiğimden bu sefer normal giyinecektim. Bir de biraz renkli. Ama ne giyinecektim işte onu bilmiyordum. Dolabın önünde öylece kıyafetlere bakıyordum. En sonunda karar verip seçmiştim. Bol paça, mavi kot pantolon ve üstüne koyu beyaz bluz. Onun da üstüne salaş hırka seçtim. Hava soğuk olur diye hırka seçmiştim. Çünkü burada ne kadar da yaz olsa da soğuk oluyordu. Gerçi artık yaz mevsimi bile bitmek üzereydi. Zaman durmuyordu...
Hızlıca giyinip saçımı yapıyordum. Yine aynı o zamanki gibi salaş topuz yapmıştım. Takı olarak ise bir şey takmamıştım çünkü bu kadar önemsemem saçma geliyordu. Hızlıca aşağıya inip hançerimi alacaktım ki almadım. Sonuçta oraya savaşmaya gitmiyordum. Silahlarımı evde bırakmıştım. Dışarı çıkıp çocuklarla konuşuyordum. "Çocuklar sizce gerçekten bana her şeyi anlatacak mı? Anlatacak ki beni çağırdı. Sonunda her şeyi öğreneceğim. Hem belki anlattığı zaman güvenim gelir. Ona güvenirim. Sonuçta benden ne saklıyorsa anlatacak. Neden bu kadar stres yaptıysam. Belki de her şey daha kötü olacak..." derin nefes alıp saate baktım. Beş dakika kalmıştı. Şimdi yola çıkarsam saat 21.00'da orada olurdum. Çocuklara dönüp "Çocuklar kim benimle gelecek. Ya da bu sefer bir değişiklik yapıp ikinizde benimle gelin. Sonuçta ne olacak ki eve değil mi? Hem bir şey olsa bile sizin kulaklarınız çok iyi duyduğundan hemen anlarsınız. Hem de en kötü ne olabilir. Tehlike de yok artık. Tamam, o halde. Hadi şimdi Akel'e gidelim bakalım." Deyip Akel'e doğru gidiyorduk. Ama bu sefer kötü bir karar vermiştim. Hayatımda unutamayacağım bir karar. Unutamayacağım bir gece...
Hem stresli hem de heyecanlıyım. Anlatacaklarını duyunca nasıl tepki vereceğimi bilmiyorum. Acaba benden başka bir şey saklıyor mudur diye de merak ediyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dağ Kızı AKSA
Misterio / Suspenso" Babası tarafından terk edilen bir kız... İnsanlara güvenemeyen Dağ Kızı AKSA... Dağ'da ansızın karşısına çıkan Aşk, Aşk ile birlikte gelen GÜVEN... " Not: - Sürç-i lisan ettiysem affola...