AKSA 36 - ONUNLA BİRLİKTE GELEN AKSİYON...

98 4 0
                                    


    Onun sesini duydum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

    Onun sesini duydum. Rüya görüyor sanıyordum ama karşımda dikiliyordu. İnanamadım. Bana seslendi "Aksa. Hadi kalk." Diyordu. "Akel. Geldin mi?" derken gidiyordu. "Akel gitme. Ne olur gitme Akel. Daha yeni geldin gitme!" derken olduğum yerden sıçramıştım. Yine rüya görmüştüm. Gerçek gibiydi ama aslında rüyaydı hatta kâbus... Terler içinde rahat nefes almaya çalışıyordum. Elimle terleri silip etrafıma baktım. Karşımda adam duruyordu. Gözlerimi ovuşturdum. Rüya değildi. Kimdi? Hançerimi çıkartıp ona tuttum. O an yüzünü döndü. Bir umut Akel'dir diye düşünmüştüm ama değildi... "Aksa hanım uyandınız mı? Biz inekleriniz ve tavuklarınız için gelmiştik." Diyordu. Rüyanın etkisine kalmıştım galiba. Zorda olsa hemen kendime gelmiştim. "Evet. Şey kusura bakmayın rüya görmüştüm de etkisinde kalmışım galiba. Şöyle gelin, şuradalar." Deyip ağıra getirmiştim onları. "Tavukların hepsi. İnek de ilk ikisi." "Tamam efendim. Hemen bindiriyoruz." Deyip ilk önce tavukları koyuyorlardı. Hava kararmaya başlıyordu. Başta da dediğim gibi artık zaman durmuyordu. Eskisinden bile hızlıydı. Ömrümüz yavaş yavaş bitiyordu. Korku ile, sevinç ile, güven ile, beklemek ile...

    Kararmadan önce mumları yakmak gerekiyordu. Adamlara bakıp. "Siz dikkatlice koyun ben hemen geleceğim." Deyip hızlıca içeri girmiştim. Hemen üste çıkıp mumları yakmaya başladım. Hemen bitirip dışarı çıktım. Ben mumları yakarken adamlar çoktan hepsini koymuşlardı. "İşimiz bitti Aksa Hanım burada. İzninizle." Deyip arabaya binecekken durdurdum. "Şey. Onlara lütfen çok iyi bakın. Size emanetlerimdir. Sakın başkasına vermeyin. Gün gelecek geri alacağım..." "Merak etmeyin efendim." Deyip binmişti. Ben de kızlara bakıp "Özür dilerim kızlarım. Özür dilerim. Lütfen beni affedin. Hakkını helal edin. Sizi çok sevdim ve halende çok seveceğim." Derken gidiyorlardı. Artık sadece tek ineğim kalmıştı. Üzülmüştüm. Her ne kadar da olsa, küçüklükten beri onlara bakmıştım ben. Kalabalık bir aile iken teker teker azalmıştık. İlk önce annem ile. Sonra Akel ile...

   Geçe olduğu için çocukların yemeğini ve sularını verip içeri girmiştim. Kafam çok sıkkındı. Dağılması için laptopu almıştım elime. Açtığım gibi onun resmi çıktı karşıma. Sinirle hemen kapattım laptopu. Onun yüzünü bile görmek istemiyordum. Dayanamıyordum. Eğer bir gün karşıma ansızın çıkarsa ne yapacağımı bilmiyordum. Ona olan öfken her gecen gün artmıştı. Sevgim azalmıyordu da artmıyordu da. Güvenim yoktu ama artık. Nasıl bir daha güvenecektim ki?

    Dışarı atmıştım kendimi. Evde duramıyordum artık. Çocuklar bana bakıyordu. "Merak etmeyin bir şey yok. Sadece biraz yürüyeceğim o kadar. Siz burada kalın. Kendim gidip geleceğim. Hem zaten alt tarafı Akel'in..." Derken durmuştum. "Yani onun evinin yakınlarına gidip geleciğim. Burada beni bekleyin. Eğer uzun zaman sora gelmezsem o zaman onun evinin etrafına bakarsanız. Hem zaten hançerim var yanımda. Merak etmeyin." Deyip yürümeye başlıyordum. Yavaş yavaş yürüyordum. Her taraf karanlıktı. Ayın ışığı aydınlatıyordu önümü. O ışık sayesinde korkum yoktu. Sinirli bir şekilde yürüyordum. Kafamı dağıtıyordum. Küçük ses tonuyla, kendi kendime. "Senin yüzünden delirdim ben Akel. Senin yüzünden. Her gün seni görür oldum. Bu gönül seni arıyor Akel. Neredesin peki. Nerede? Unuttun beni biliyorum. Kandırdın beni. Bende salak gibi halende seni bekliyorum. Ama bende unutacağım göreceksin. Geldiğinde aynı Aksa olmayacak karşında." Derken ayağım taşa takılıp düşmüştüm. Düştüğüm yer Akel'in evinin yanıydı. Bir yıl önce burada ağacağın arkasından onu gizlice izliyordum. Kendi kendime "Offf. Ayağım. Aksa! Ya sen düzgün yürüyemez misin? Biliyorsun ki kafanda onu düşünürken hep başına bir şey geliyor. Bir kerede normal yürü be kızım. Bak olan sana oldu. Ayağını vurdun. Canım yanıyor. Ama kalbim, kalbim daha çok yanıyor." Derken etrafımdan ses duydum...

    Akel de olmadığına göre bu dağarlarda tektim. O halde kimdi bu? Başka bir tehlike mi? Hemen hızlıca ayağa kalkıp hançerimi çıkardım. Sesiz bir şekilde. "Aslan, Kahraman, Güzellik? Siz misimiz çocuklar? " diyordum ama onlar değildi. Etrafımda dolaşan bir adamdı. Etrafımda dönüyordum. Hissediyordum yakındaydı. Hançerim elimde tetikte bekliyordum. Uzun zaman olmuştu böyle aksiyon olmayalı buralarda. En son Akel varken aksiyon vardı. Birde şimdi... Bağırarak "Kimsin sen!? Kimsen dürüstçe çık karşıma!" Bir yıl önce yine burada biriyle dövüşmüştüm. İlk kez onunla burada tanışmıştım. Ve yine aynı yerde biri çıktı karşıma...

    Şimdi ne yapacaktım? Yavaşça arkamdan bana yaklaşıyordu. Hançerimi kaldırıp hızlıca arkama dönüp onu bıçaklayacaktım ki kolumu tuttu. Yüzünü göremiyordum, ay ters tarafta kalmıştı. Karanlığın altında savaşıyorduk. Aynı 1 sene önceki gibi...

    Diğer elimle ona tokat attım. Elimi bırakmamıştı halende. Hançeri yere düşürmüştü. Diğer elimle tekrar vuracakken onu da tuttu. Ben de bu sefer tekme atacaktım. Lakin geri çekildi. Resmen dövüşüyorduk. Lakin o bana hiç hamle yapmıyor, vurmuyordu. Nasıl biriydi bu?

    Daha da sert olacaktım. Tam ona tekme atacakken diğer ayağımın acısı yüzünden dengem bozulmuştu. Geriye doğru düşecekken tuttu beni. İkimiz birden düştük. Ben yere o da üstüme düşmüştü. Lakin düşerken refleks olarak elini başımın altına koymuştu. İçimden bir ses bunun Akel olduğunu diyordu. Oda öyle yapıyordu. Düşerken beni tutup, beni koruyordu. Ama bu olamazdı ki. O İtalya'daydı... Kendi kendime, içimden "Saçmalama Aksa. Refleks olarak öyle yapmıştır. Evet, gerçekten saçmalıyorsun. Hem sen neden halende yerdesin? Kalk çabuk!" Kendime gelip hızlıca onu üstümden atıp kalktım. Hançerimi elime alıp kınına koydum. Bana bir şey yapmıyordu. Eve gidecektim. Yavaşça ondan kaçmayı deneyecektim lakin yapmadım. Geriden elimi tuttu. Tehlikeli olabilirdi. Her ne kadar beynim başka bir şey dese de...

    Silahımı çekip ona dönüp, ona doğru tutum. Ay tam üstümüzdeydi o an. Ayın ışığı sayesinde yüzünü gördüm. Durdum öylece. Şok oldum, yüzünü görünce. Karşımdaki, az önceden beri savaştığım oydu. O gelmişti. Karşımda Akel vardı. Beynimde kalbim de doğru söylüyormuş... Silahı indirdim hemen. "Sen?" Dedim dolu gözlerle. Titreyen ses tonuyla "Sen? Hayır, Aksa rüya görüyorsun. O yok karşında. Uyanacaksın şimdi. Boşuna sevinme." diyordum. Silahımı yerine koyup evime doğru gidiyordum yavaşça. İçimden "Rüya bu Aksa. O gelmedi. Her zaman ki gibi rüya." Diyordum ama arkamdan. "Aksa." Dedi. O an durdum. "Geldim işte Aksa. Buradayım." Diyordu. Bu gerçekten de Akel'di. Ona baktım. Sonunda gelmişti. Lakin ben şu anda buna hazır değildim. Arkamı dönmüştüm. Hiçbir şey demeden eve gidiyordum, hızlı adımlarla. "Aksaaa!" Diye bağırıyordu arkamdan. Uzaktan geliyordu sesi. Ona bakmadan, tek bir cevap vermeden gidiyordum. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Yürümeyi bırakıp koşuyordum hatta. Bir an önce eve varmak istiyordum...

    Eve gelmiştim. "Çocuklar ben uyacağım. Ama içeriden ses gelirse korkmayın. Siz de uyuyun." Deyip içeri girdim. Koltuğa oturmuştum. Hançerimi ve silahı masanın üstüne koyup az önce olanları düşünüyordum. Sonunda gelmişti. "Aksa" demişti. Sinirlenmiştim ama. Sinirden hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Sinirlerim bozulmuştu. Hatta sinir krizi geçiyordum. Kalkıp evde ne var ne yok kırıp döküyordum. Bağırarak "Neden?! Neden şimdi neden!? Neden geldin Akel! Neden beni terk ettin de şimdi geldin? Bir yıl sonra neden?!" Deyip evdeki her şeyi kırıyordum. Vazoları, çerçeveleri hata masayı bile deviriyordum. En sonunda kapının arkasına çökmüştüm. Gücüm kalmamıştı çünkü. Ağlayarak "Neden Akel? Neden?" Diyordum. Ayaklarımı kendime çekip kapının arkasına oturmuştum. Ellerimi ayaklarımın üstüne koymuştum. Başımı da ellerimin üstüne koyup gözlerimi yumup ağlamaya devam ediyordum. Bir yıllık sinirimi bugün atmıştım. Ağlarken uyuya kalmıştım. Her zaman ki gibi olan sadece ama sadece bana olmuştu. Sessizce gidip sessizce çıkmıştı karşıma. Onca günler, aylardan sonra. Ben buna hazır mıydım peki ?..

Dağ Kızı AKSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin