AKSA 33 - ÜZÜNTÜLERLE GELEN KIŞ

76 4 0
                                    


      Rüyamda yine onu görüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

      Rüyamda yine onu görüyordum. Bana geliyordu. "Akel" diye sayıklarken uyanmıştım. Etrafıma baktığımda Akel yoktu. Hiçbir yerde. Yine rüyaların etkisinde kalıyordum...

   Dışarıya baktığımda gün daha yeni doğuyordu. Ev çok soğuk olmuştu. Artık kış geliyordu. Hemen kalkıp sobayı ve şömineyi yaktım. Artık ev ısınmaya başlamıştı. Bugün yapacağım işleri gözden geçirince pek bir şey yoktu. Her zaman ki işlerdi yine. Hızlıca kahvaltımı yaptım.  Silahlarımı kuşanıp dışarı çıktım. Hepsi bana bakıyordu. " Günaydın çocuklar. " deyip yemeklerini verdim. Biraz onlarla ilgilendikten sonra kızların yemeklerini verdim. Sütleri sağıp yumurtalarımı aldım. Artık tavuk ve inek bakmak biraz yoruyordu beni. Belki de ileride bazılarını satardım... 

    Oradaki işim bitince çocukların yanına geldim. İşlerim bitmişti ve ben bu sıralar oturmak hiç istemiyordum. Onun için kalkıp odun kırmaya başladım. Arık kış kapıdaydı. Her an kar yağabilirdi. Onun içindir ki işimi önceden hallediyordum. Odunları tek tek kırdım. Sinirimi bir nevi odunlardan çıkarmıştım. O işlerdim de bitince odunları dizmeye başladım. Evin kenarına güzelce dizmiştim. Sepete biraz koyup eve getirdim. Bu odunlar da yarının ve akşamın yakacağıydı. Arık sabah akşam soba ve şömine yakmaya başlamıştım.  Şimdilik işim bitmişti ama öylece oturup durmazdım. Hemen kalkıp ev temizliğine giriştim. Odama çıkıp üst kattan başladım temizlemeye. Dip bucak ne varsa temizledim, sildim. Duvarlar bile dahil. Düşünmemek için her şeyi yapıyordum...

    Üç saat geçmişti aradan. Ev güzelce temizlenip, bitmişti ama bende bitmiştim. Yavaşça dışarı çıkıp yere uzandım. Çocuklar da yanımda oturmuşlardı. Gökyüzüne bakıyordum. Bulutlarla kaplıydı. Sis de gelmeye başlıyordu yavaşça. Artık kış geliyordu. Sevdiğim mevsim ilk kez bana üzüntü getiriyordu...

    Çok esmeye başlayınca kalkıp önce ineklerin ve tavukların yanına gittim. Sütü sağıp yumurtaları toplayıp içeri koydum. Çocukların da yemeklerini verip  "Çocuklar ben içeriye gireyim. Hava soğudu çünkü. Saat da iyice gitti. İyi geceler. Zorda olsa güzelce uyuyun." deyip içeri girmiştim. Ben uyuyamıyordum ama tek değildim. Çocuklar da uyuyamıyordu... Normalde aç değildim ama kafa dağıtmak için yemek yapmaya başlamıştım. Poğaçalar, kurabiyeler, kekler, börekler. Hepsinden az az yapmıştım. Hava iyice kararmıştı. Hemen mutfaktaki işlerimi bitirip bütün mumları yaktım. Sobayı ve şömineyi yakıp kahve almadan öylece oturup yanan odunları izliyordum. Harlanan, tutuşan odunlar. İçimde aynı bu odunlar gibi yanıyordu. Alev, ateşti içim...

    Öylece izlerken saatin 01.26 olduğunu gördüm. Eskiden en geç 22.00 yatarken şimdi geceye kadar oturuyordum. Onun yüzünden uyku düzenim yerlerdeydi. Bütün düzenim bozulmuştu hatta. Yavaşça gidip koltuğun üstünde yatmıştım. Hançeri ve silahımı masanın üstüne koymuştum. Üstümü örtüp zorda olsa uykuya dalmıştım. Artık hep uyuyup dünyadan tamamen kaçmak istiyordum. Ama maalesef ki olmuyordu. Sabah yine uyanacaktım çünkü. Onsuz bir güne daha başlayacaktım...

Dağ Kızı AKSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin