Masayı toplamıştım. Hatta salona geçip oturuyorduk. Ben öylece otururken Akel ise saatlerce işiyle ilgileniyordu. Bu kadar yoğun ne yapıyordu anlamıyordum. Sabahtan beri de tuhaftı. Bir şey yapıyordu ama ne? Belli ki yine sürprizdi. Bu sefer ki inşallah mutlu biterdi...
Camdan çocuklara bakıyordum. Mutlu mutlu oynuyorlardı. Hayatımdaki en değerlilerimdi. Onlar benim her şeyimdi. Aslan, Kahraman, Güzellik... Üç evladımdı. Hayattaki tek varlıklarım...
Yavaşça, Akel rahatsız olmasın diye sessizce kalkıp çocukların yanına gidecektim lakin öyle olmamıştı. Ayağa kalktığım an Akel beni fark edip "Nereye dağ kızı?" "Çocuklara bakacaktım mafya bey. " O bana 'dağ kızı' diyordu ben ise ona artık 'mafya' diyordum. Güzel anlaşıyorduk. Akel işini bitirip, karşıma geçmişti "Kolundaki dikişler. Bugün çıkartırız belki. Çıkmayacaksa da pansuman yapayım." "İşin yok muydu senin?" Dedim direkt. Beni düşünmesi mutlu ediyordu ama merak ediyordum. Bana söylemediği o iş ne? "Bitti canım merak etme. Hem zaten akşama öğreneceksin ne bu acele?" "Benimle ilgili mi bari onu söyle?" Dinlemeden gidiyordu "Acil çantasını alıp geleyim odadan. Otur bekle beni." Deyip gitmişti bile. Öylece oturup küçük bir çocuk gibi onu bekliyordum.
Kaç dakika olmuştu ama gelmemişti. Galiba bulamıyordu. "Akel bulamadın mı?" "Az kaldı bulacağım. Bekle beni." Odasında nereye koyduğunu unutmuştu galiba. Beklerken dışarıdan sesler gelmeye başladı. Neler oluyordu? Yoksa o adamlar burayı da mı buldu? Hani bulunmazdı bu ev? Peki ya çocuklar? Neden ses etmiyorlar? Akel'e bir şey demeden hızlıca kalkıp silahımı elime aldım. Çocuklardan ses çıkmadığına göre bir şey olmuştu. En sevdiklerim tehlikedeydi. Canımdan bile çok sevdiğim canlarım tehlikede...
Silahın tetiğini çekip kapının arkasında duruyordum. Sesler çıkıyordu. Çok kişilerdi belli ki. Ne olursa olsun çocuklarım için değerdi... Hemen kapıyı açıp silahımı doğrulttuğum an kala kaldım. Çoktan da fazla kişilerdi. Tahminen en az yüz kişi vardı hatta. Bunlar düşman mıydı? Öyleyse biz buradan nasıl çıkacağız? Silahımı onlara doğrulttuğum an hepsi bir anda silahlarını bana doğrulttu. Sakindim. Gözlerim bir yandan çocuklardaydı ama yoklardı? Ne yaptılar onlara?
Sinirli ve öfkeli bir şekilde bağırıyordum. "Kimsiniz siz! Çocuklarım nerede?! Ne yaptınız onlara?!" Ses vermiyorlardı. Hepsi yüzüme öylece bakıyordu. Kızım da beni bırakıp gitmişken çocuklarımın da beni bırakmasına izin vermezdim. Silahımı havaya tutup tehdit ateşi sıktım. Hem böylece Akel de hemen duyup gelecekti. Daha çok bağırarak "Cevap verin! Neredeler!? Ne yaptınız çocuklarıma!? Siz kimsiniz?" O an Akel de silahı ile hızlıca yanıma gelip "Aksa iyi misin? Ne oluyor?" Akel'e hiç bakmadan, gözlerim onların üstündeydi. "Benim iyim ama çocuklar yok Akel. Bunlar o adamın adamları olabilir. Çocuklarımıza bir şey yapmışlar, yoklar!" Öylece bağırırken adamların arasından Asya çıktı karşıma. Onun adamlarıydı yani hepsi. Akel'in bugün çağırdığı adamlar. O yapmıştı ne yaptıysa çocuklarıma. Öfkeliydim ona. Silahımı onun kafasına tutuyordum. "Sen?! Tabi ya sen. Nerede çocuklarım?!" Sakindi. Fazlası ile sakin. Gözleri ise şüpheli... "Benim Aksa. Sakin ol. Bunlar da benim adamlarım." Ben öylece öfke ile bağırırken Akel de yanımda öylece duruyordu. Çocukların olmaması onu da korkutmuştu ama. Dediklerine sinirim bozulmuştu. Gülüyordum. "Sakin mi olayım?" Dedim kafasına silahı tutmuş bir şekilde. Akel'in dostu dahi olsa çocuklarım için öldürürdüm onu. Gözünün yaşına da bakmazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dağ Kızı AKSA
Misteri / Thriller" Babası tarafından terk edilen bir kız... İnsanlara güvenemeyen Dağ Kızı AKSA... Dağ'da ansızın karşısına çıkan Aşk, Aşk ile birlikte gelen GÜVEN... " Not: - Sürç-i lisan ettiysem affola...