Bu hikaye DOKUZ YAYINLARI farkı ile kitap haline getirileceği için bölümlerin tamamı eski, yazım zayıf, kurgu güçsüz. Şu an kurgu güçlenmiş bir şekilde yeniden yazım aşamasında, yakında kitaplaşacak. Kitap tamamen yeni bölümlerden oluşacak. Pandemiden dolayı yazıma ara vermiştim, şu an son hız devam ediyorum. Yakında raflardaki yerini alacak. Final bölümü Wattpad üzerinde yayımlanmadı. Bu kısa bilgiyi veriyorum çünkü bazı arkadaşlarımız anlayamamış. Keyifli okumalar!
The Kays Lavelle - December
12. BÖLÜM: "KOKU"
Sıcak, sıcacık bir nefes saçlarımın arasından süzülüyordu. Burnuma doluşan taze çekilmiş kahve ve tatlı tarçın kokusunu net bir şekilde alabiliyordum. İkisi karışınca ortaya çok taze, sakinleştirici, huzurlu bir koku çıkıyordu. Kolları bana sıkı sıkı sarılıydı. Kafam hemen çenesinin altındaydı. Çıplak vücudunun ısısını üzerimdeki ona ait olan kazaktan bile gayet net hissedebiliyordum. Yüzümün bir kısmını teni kapatıyordu. Boynunun hemen altındaki sıcaklığı yüzümü okşarken gözlerimi usulca araladım.
Deliksiz bir uyku çektiğim söylenemezdi. Aksine birkaç kez ağrıyla uyanır gibi olmuştum ama sonrasında taze kokusunun ve ilahi sıcaklığının etkisiyle tekrar uykuya dalmıştım.
Dışarıdan gelen kuş seslerini duyabiliyordum, içerisi son günlere nazaran çok daha aydınlık görünüyordu ama güneş her zaman olduğu gibi yoktu. Sanki güneş bu şehri terk etmişti ya da bu şehirde yaşayan herkes birer vampirdi.
Belki de Efken de bir vampirdi. Bu kadar güzel olmasının başka bir açıklaması olamazdı.
Yüzünü görebilmek için hafif bir şekilde kafamı kaldırmaya çalıştığımda çenesi buna engel oldu. Kalkmaya çalışsam bile büyük ihtimalle kalkamayacaktım çünkü bana kollarını tıpkı bir ahtapot gibi dolamıştı.
"Efken," diye mırıldandım. Ama düzenli nefes alıp verişinden anladığım kadarıyla şu anda rüyalar alemindeydi. Beni taktığı falan yoktu. "Efken?"
Denemelerimin başarısız olduğunu fark edince sessizce olduğum konumdan memnun bir şekilde uyanmasını bekledim. Ağrım dün geceye nazaran azalmıştı ama sızlamalar kesik kesik varlığını belli etmek istercesine beni yoklamaktan vazgeçmiyordu. Burnumu çektim ve gözlerimi yumdum. Uykum yoktu. Ayrıca ciddi anlamda sıcaklamıştım.
Bir erkekle bu pozisyonda olmam bir yana, bundan memnun olmam da canımı sıkmıyor değildi aslında. Ama şimdilik bunu umursamamaya çalıştım. Sonuçta bana kötü bir şey yapmamıştı. Aksine bir iyiliği dokunmuştu. Her ne kadar "Ben kötü adamım. Sizi öldürürüm." imajı çizse de içinde bir yerlerde insani bir duygu taşıyor olduğunu biliyordum.
Yaklaşık yirmi dakika aynı pozisyonda onun uyanmasını bekledim ama ne yazık ki uyanacak gibi değildi ve ben artık ciddi anlamda bu pozisyondan kurtulmak istiyordum. Sevmediğimden değildi ama vücudumu ateş basmıştı. O çok sıcaktı ve bu başımı döndürüyordu. Benimde hormonlarım vardı. Ve o hormonlara sahip çıkmak zorundaydım.
Yavaşça doğrulmayı başardım ve onun güçlü kollarının hapsinden kurtuldum. Yatağa bağdaş kurarak oturduktan sonra göz ucuyla ona baktım. Etli dudakları hafif bir şekilde aralıklı duruyordu. Uzun kirpikleri yalnızca gözlerini değil göz çukurlarını da örtmüştü. Sık ama kısa nefesler alıyordu. Böyleyken kesinlikle her zaman olduğundan çok daha ilahi bir görüntü sergiliyordu ve hiç olmadığı kadar savunmasız görünüyordu. Normalde güçlü bir adam olduğunu biliyordum ama tam şu anda savunmasız küçük bir oğlan çocuğu gibi uyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİNDE BİR SEN
FantasySen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©