Bölüm Playlist;
Blueneck - Lilitu
Sorrow - Dreamstone
26. BÖLÜM: "KÂBUS"
Bir bakışla ağaçların yapraksız kaldığını görmüştüm, ölü bir kedinin hayata döndüğünü ve sazlıkların arasında açan siyah dikenli gül ağacını. Acının saatin yelkovanına çentik çentik işlediği ve yelkovanı korumak isteyen akrebin zehriyle bile öldüremediği bir çaresizlik kalbimin üstünde, göğsümün altında açtı. Bu güzel kokulu bir çiçeğin maskesini dikenli bedenine geçirmiş bir ısırgan otuna dokunmak gibiydi.
"Ceyhun arabayı getir!" diye bağırdı İbrahim. Yağmur şimdi çok daha şiddetli ve uğultuluydu. Ben dizlerimin üstünde, Efken kollarımın arasındaydı. Bedenim tüm hareket yetisini kaybetmiş olmasına rağmen hissettiğim acıyı kelimelere sığdıramıyordum.
Uğultulu sesleri duyabiliyordum. Yaren'in, İbrahim'in kollarında ağladığını, Sezgi'nin şok olmuş gözlerle muhtemelen ip ile sıkıca bağlandığı için uyuşmuş bileklerini ovuşturarak bize baktığını hissedebiliyordum. Efken sık ve derin nefesler alırken, alnı ter içinde kalmıştı. Parmaklarım saçlarının arasına kaydı ve siyah ıslaklarını kavradım. Usulca okşarken göğsüm hızla inip kalkıyor, kalbimden mi, yoksa sırtımdan mı geldiğini ayırt edemediğim yanma hissi yavaş yavaş vücudumu ele geçiriyordu.
"Efken," diye mırıldandım saçlarını okşarken. Kirpikleri yavaşça aralandı ve soluk uçurumları cansız bir maviyi gözlerimin önüne serdi. Göz bebekleri yüksek doz uyuşturucu almış gibi genişlemiş ve genişleyen siyahlık cansız maviyi kollarının arasına alarak arkasına saklamıştı. "İyi olacaksın. Dayan, tamam mı?"
Cevap vermedi ama gözleri açıktı. Uçurumlarındaki mavi ışığı yakması için bekledim. O ışığı görebilmek için kalbimi kanatarak dua ettim.
"Efken?" diye mırıldandım. Başını dizimin üstüne getirirken, ellerimi yüzüne siper edip onu yağmurdan korumaya çalışıyordum ama o yağan buz gibi yağmura rağmen ter içindeydi. "Uyanık kal, tamam mı?"
"Sakin ol," diye mırıldanırken sesi o kadar güçsüz çıkmıştı ki, sesinin altında ezildiğimi hissettim. Hızlı hızlı soluyordu. "Geçecek, Medusa."
"Geçecek," dedim saçlarına dokunurken. "Unuttun mu? Sen muhteşem bir adamsın. Aptal bir kurşuna yenilecek değilsin."
"Kesinlikle," derken dudakları morarmaya başlamıştı ve titriyordu. Odaksız gözleri beni radarına soktu ve kirpikleri ağır ağır hareket ederken yüzümü en ince ayrıntısına kadar inceledi. Kalbim göğsüme indirdiği kanlı yumruklara rağmen bir şekilde hayatta kalmayı başarabiliyordu.
"Hadi artık!" diye bağırdım anlık bir sabırsızlıkla. İbrahim ve Ceyhun, Efken'i kucağımdan alırken sanki içiminde bir derisi vardı ve biri o deriyi soymaya çalışıyordu. Ceyhun, Efken'i omzuna yasladı ve İbrahim'de ona destek oldu. Onu arabaya taşırlarken Yaren'in kollarının bedenime sarıldığını ve ayağa kaldırıldığımı hissettim. Düşüncelerim alt üst olmuş, beynimin duvarlarındaki sıva soyulmuş gibi hissederken gözlerim parmaklarıma düştü.
Kan.
Yıkım getirenimin kanı parmaklarıma bulaşmıştı. Gözyaşlarım gözümden yanaklarıma dökülmeye başladığında, "Sakin ol," diye inledi Yaren boğuk bir sesle. "Tamam. Geçecek."
Ellerim titriyordu. Nasıl titremezdi? Sırtından akan kanı parmaklarıma mühürlemişti. Yaren beni çekiştirerek arabaya doğru yürütürken, şu an onun arabanın içinde olduğunu bilmek kalbimi kasıp kavuruyordu. İbrahim arabanın motorunu çalıştırırken arka kapıyı açıp arabaya bindim. Parmaklarıma bulaşan kana bakarken, göğsümden yükselen çığlıkları duyan tek kişi bendim. "Ceyhun," dedi İbrahim ısıtıcıyı açarken. "Sezgi ve sen diğer arabayla bizi takip edin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİNDE BİR SEN
FantasySen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©