49. BÖLÜM: "HÜKÜMDÂR"

459K 20.3K 64.2K
                                    

İÇİNDE BİR SEN

49. BÖLÜM: "HÜKÜMDÂR"

Breaking Benjamin, Dance With The Devil

Breaking Benjamin, Dear Agony

Breaking Benjamin, Anthem Of The Angels

*Bölüme oy vermeyi lütfen unutmayın. Önceki 4, 5 bölümü de oylamayı unutanlar olmuş, oylarsanız sevinirim. Bölümlere verilen tüm oylar, bundan sonraki bölümlerin geliş tarihini erkene çekecek. Sizi seviyorum, bölümü okuyabilirsiniz.*

Onu ilk gördüğümde, hayatımın dönüm noktasının onun gözlerinde başlayarak dudaklarında son bulacağını biliyordum.

Onu ilk gördüğümde, ormanda bir yangın vardı ve yangında ilk ölen ağaçlar olması gerekirken, ilk ölen ben olmuştum; onu gördüğümde, ölüm benim gölgemdi.

Onu ilk gördüğümde, içimde ona ait bir sel vardı, gözleri ormanın en yangın noktasında gözlerime takılmıştı ve elbisemin kuyruğu ateşler tarafından örülürken dudaklarım aralanmıştı. "O kitabın içinde bir sen vardı."

Piyanonun çığlıkları ormanın içinden bir adamın, kadının beline dolanan kalın kolları gibi dolanarak geçerken gözlerimden akan yaşlarla orada, karların arasında dikiliyor ve mürekkebin atacağı diğer adımı bekliyordum.

Yaralar bedenimi sarmamıştı ama ruhum, kendi kanıyla yıkanmayı öğrenmiş bir çocuk gibiydi ve ellerindeki kan lekelerine bakarken hep aynı düşünceye dalardı: Bir adamın gözlerinde büyümek, bir adamın dudaklarında ölmek demekti.

"Efken," döküldü dudaklarımdan, ismi bile bir yıkımın ta kendisiyken, varlığının olduğu yere yıkımı bir enkaz gibi çökertmemesi imkânsız olurdu. Kurdun masmavi gözleri gözlerimdeydi, kurdun simsiyah tüyleri sanki tenimdeydi.

"O dönüştü," dedi Sapphire korkuyla. Agate ve Sapphire dehşetle birbirlerine baktılar. "O, soyuna zarar verildiği için değişti. Çok geç, geri çekil!" Ariel yalnızca dinmez bir savaş isteğiyle Efken'e bakarken Sapphire'in çığlıkları Ariel'in onu duyması içindi.

Karların arasında insan formunu alan gri kurt, Hatem kafasını kaldırıp ellerini karlara bastırarak ona baktı. Bedeni yaralar içindeydi, alıp verdiği her nefes onun bedenini bir şişiriyor, bir de yaralarla dolu küçük bir oyuğa çeviriyordu.

Avuçlarımda yanan endişeyle Efken'e doğru adımlar atmaya başladım. Yere serilmiş kartların arasında duruyor, karların içinde yıkılmaz bir görüntü çiziyordu. Yüzü, bedeni belki ona ait değildi ama kalbinin içinde yaşattığı tüm hisler onundu ve zihni de tüm tehlikesiyle orada, başının içinde onunla birlikteydi.

"Efken," diye mırıldandım, adımlarım beni ona taşırken büyük cüsseli siyah kurdun aldığı nefesler, onun iri bedenini dalgalandırıyordu. Gökyüzünden Tanrı'nın yazdığı kitabın kâğıt parçalarıymış gibi dökülmeye başlayan kar taneleri, kurdun siyah kürküne dokunarak orada asılı duruyordu.

"Ona yaklaşmamalısınız," dedi Ariel, ona aldırış etmeden karların içinde ilerlemeye devam ettim.

Agate, "Ona zarar vermez, değil mi?" diye sormuştu ama onu hiç kimse umursamamıştı.

Hatem şimdi kara zorla da olsa ayağa kalkmış, Efken'e doğru sendeleyerek yürümeye başlamıştı. Kara kurdun gözleri gözlerimden bir anlığına koptu, Hatem'i kadrajına aldı ve o an, bir uluma sesi tüm ormanın içini yararak o piyano melodisine karıştı. Hatem'in yaralarından akan kanlar, bedenindeki sıyrık izleri siyah kurdu daha da öfkelendirmişe benziyordu. Hırıltılı sesler çıkararak gözlerini Ariel'e çevirdi, sanki artık beni görmüyor, gözleri benim varlığımı reddediyordu.

İÇİNDE BİR SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin