Bu hikaye DOKUZ YAYINLARI farkı ile kitap haline getirileceği için bölümlerin tamamı eski, yazım zayıf, kurgu güçsüz. Şu an kurgu güçlenmiş bir şekilde yeniden yazım aşamasında, yakında kitaplaşacak. Kitap tamamen yeni bölümlerden oluşacak. Pandemiden dolayı yazıma ara vermiştim, şu an son hız devam ediyorum. Yakında raflardaki yerini alacak. Final bölümü Wattpad üzerinde yayımlanmadı. Bu kısa bilgiyi veriyorum çünkü bazı arkadaşlarımız anlayamamış. Keyifli okumalar!
Eski bölümleri bırakma sebebim tamamen eğlenme amaçlı okumanız için.
Bölüm Şarkısı: Dream Youth - A Second Chance
15. BÖLÜM: "KAN KOKUSU"
Kurallarını bilmediğim bir oyunun içinde gibiydim.
Zaman kavramımı tamamen yitirmiş, birçok şeyi düşünemez hale gelmiştim. Annem ne haldeydi? Babam? Kardeşlerim? Düşüncelerim kulağımdan yattığım yastığa akacak diye korkmadım desem yalan olurdu. O kadar fazla düşünür olmuştum ki, kafamın içindeki kelimeler sulu bir kıvam kazanmaya başlamıştı. Gözlerimi birkaç kez daha kırpıştırdım ve dün arabada yaşanılanları anımsadım. Bana ettiği ilk teşekkürü, anlam veremediğim tutarsız davranışlarını, gözlerimin içine sertlikten ziyade anlam veremediğim karmaşık bir ifadeyle bakan uçurum mavisi gözlerini. Uçurum mavisi gözlerindeki siyah lekeleri ve yeşil ayrıntıları. Sahi... Ne değişik bir göz rengi vardı bu adamın...
Kanamam tam anlamıyla bitmişti ve banyo yapmıştım. Her ne kadar onun ördüğü saçımı bozmak istemesem de banyo esnasında bozmak zorunda kalmıştım. Örgünün saçıma bıraktığı dalgalar o kadar güzeldi ki... Ardından bir şeyler yemiştim ve odama çekilmiştim. Yaren ile yüz yüze gelme şansımız olmamıştı. O bir öğrenciydi ve gününün büyük bir kısmını Sezgilerin evinde geçiriyordu. Aniden odanın kapısı açılınca düşüncelerim cibi yavrusu gibi etrafa kaçıştılar.
"Mahinev, uyuyor musun?" Bu ses Sezgi'ye aitti. Kafamı kaldırıp kapıda dikilen kızıla baktığımda gülümsediğini gördüm. Her zaman olduğu gibi şık görünüyordu. Sezgi, Yaren ve benim aksime giyimine önem veren bir kızdı.
"Uyumuyorum. Koyunları sayıyordum."
"Kuzular değil miydi o?" diye sordu kaşlarını çatıp muzipçe gülümseyerek. Gülümsemesine gülümsememle karşılık verdim.
"Kendime göre yeniden uyarladım ben onu. Hem o kuzular çok sessizdi. Koyunlar daha matraklar. Denemeni tavsiye ederim." diye dalga geçtiğimde gülümsemesi yüzünde büyüdü.
"Kesinlikle deneyeceğim. Hadi kalk. Efken sana bir şeyler almamızı istedi. Alışverişe gidiyoruz!"
Kaşlarımı çattım ve dirseklerimden güç alarak yattığım yerden hafifçe doğruldum. "Efken benim dışarı çıkmama izin veriyor, öyle mi?"
Burnunu kırıştırıp gözlerini yumdu. "Öyle de sayılabilir ama o da bizimle geliyor."
"Ha?" deyiverdim kaba bir şekilde. Sezgi ela gözlerini açtı ve kıkırdadı. O gerçekten iyi bir kızdı, bunu hissedebiliyordum. İnsanları analiz edebilmek gibi bir özelliğim vardı ve bir insanla birkaç saat geçirerek bile onun kişiliği ile ilgili önemli birkaç ayrıntıyı görebiliyordum. Efken o insanların dışındaydı. Gerçi onun insan olmadığını düşünüyordum ya neyse...
"Hadi kaldır o kıçını. Efken'in çenesini açtırma. Hiç çekilmiyor sonra..."
"Tamam. Sen çık ben üstümü giyinip geliyorum."
Sezgi dediğimi yaptı ve odadan çıktı. Çok geçmeden bende ayaklandım ve üstüme kot pantolon ile siyah kazağı geçirdim. Çorapları ve spor ayakkabıları da giydikten sonra saçlarımı at kuyruğu yaptım ve odadan çıktım. Efken dış kapıyı açmıştı ve kapının pervazında sigara içiyordu. Sezgi'de hemen yanında montunun fermuarını çekiyordu. Beni gördüklerinde Sezgi gülümsedi ama Efken onun aksine düz düz bakıp önüne döndü. Çocuğun bir anı bir anına uymuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİNDE BİR SEN
FantasíaSen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©