Bu hikaye DOKUZ YAYINLARI farkı ile kitap haline getirileceği için bölümlerin tamamı eski, yazım zayıf, kurgu güçsüz. Şu an kurgu güçlenmiş bir şekilde yeniden yazım aşamasında, yakında kitaplaşacak. Kitap tamamen yeni bölümlerden oluşacak. Pandemiden dolayı yazıma ara vermiştim, şu an son hız devam ediyorum. Yakında raflardaki yerini alacak. Final bölümü Wattpad üzerinde yayımlanmadı. Bu kısa bilgiyi veriyorum çünkü bazı arkadaşlarımız anlayamamış. Keyifli okumalar!
Bölüm Şarkısı: Daft Punk - Within
9. BÖLÜM: "ÇEKİM"
Ay tepede sokak lambası misali parıldarken, koyu lacivert bulutlar simsiyah gökyüzünün üzerinde dört nala koşturuyordu. Gökyüzü, yeryüzünü yağmurla tehdit ederken yaklaşık bir saattir pencerenin önüne dikilmiş bu muazzam ama bir o kadar da ürkütücü olan manzarayı izliyordum.
Piyanonun yürek burkan melodisi loş ışığın aydınlattığı evin içerisinde yankılanırken gözlerimi bir an olsun aydan çekmeden, kendimi müziğin akışına bıraktım. Efken piyano tuşlarıyla sevişiyor, çıkan seslerin ahengiyle beni büyülüyordu. Her ne kadar Efken'den korksam da, onun nefes aldığı bir evde nefes alıyor olmak bile güvende hissetmemi sağlıyordu. Kendimi güvende hissediyordum. Bu su konulamaz bir gerçekti.
Kollarımı göğsümün üzerinde toplayıp derin bir iç çektim. Kasvetli nefesim buhar olup, gecenin karanlığına akarken kirpiklerimi kısarak görüş alanımı daralttım. Bir süre daha ay ışığının bile aydınlatmakta güçlük çektiği saf karanlığı izledikten sonra pencereyi kapatıp dar koridora girdim. Koridorda yürürken aklımdan ne geçiyordu bilmiyordum ama gittikçe yoğunlaşan piyano sesinin özüne varmak, onu piyano çalarken izlemek istiyordum.
Efken'i piyano çalarken izlemek bir nevi terapi gibiydi. Evet, bunu henüz yalnızca bir kez gerçekleştirebilmiştim ama ciddi anlamda terapi gibi olduğunu düşünüyordum.
Siyah kapı kulpunu çevirerek aşağıya inen ahşap merdivenleri yavaş adımlarla inmeye başladım. Her bir adımda piyanodan yükselen ilahi melodi daha da gürleşiyordu. Hedefe yaklaştıkça çoğalan ses kan akışımın hızlanmasına sebep olurken gözlerim odağına sırtı bana dönük bir şekilde beyaz ışığın altında piyano çalan Efken'i aldı.
Bu kez üstü çıplak değildi. Aksine siyah bir kazak giymişti. Karanlık odada, bembeyaz ışığın altında parıldıyordu. Işık, o ve piyanodan başka hiçbir şeyi aydınlatmıyordu. Sanki karanlık bir dünyanın ortasında piyanosuyla baş başaydı ve karanlık dünyaya ışık veren tek şey o ikisiydi.
Son basamağı da indikten sonra indiğim basamağa oturup kolumu dizimin üzerine koyup, yüzümü avuçlarımın arasına alarak onu izlemeye başladım. Her bir notaya içinden kopan en derin duygularla bastığını hissediyordum. Belki bu yalnızca benim kurguladığım saçma bir düşünceydi ama piyano ile arasında derin bir bağ olduğunu düşünüyordum.
Son notaya bastıktan sonra kafasını geriye atarak beyaz ışık süzmesinin yüzünde patlamasını sağladı. Nefesim kesildi. Yüzüne çarpan ışık tüm hatlarını belirgin bir şekilde ortaya sererken öylesine güzel ve ulaşılmaz görünüyordu ki...
"Yine buradasın," diye mırıldandı uzun kirpikleri ışığın etkisiyle yanaklarına düşerken. İçimi titreten bu güzellik karşısında savunmasız bir şekilde onu izlerken yutkundu. Yutkunuş sesi içimde bilinmeyen bir hissin kapısını aralarken, utançla çarpıldım. "Olmaman gereken yerlerde olmayı seviyorsun, değil mi?"
"Sanırım," diye mırıldandım güzelliğini içime çekerken. Başını indirmeden omzunun üzerinden bana baktığında kalbim şokla sarsıldı. Yüzüne yerleşen mahsun ifade bir yana, beyaz ışığın belirginleştirdiği hatları afallamama sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİNDE BİR SEN
FantasySen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©