44. BÖLÜM: "MORG"

1.2M 23.2K 140K
                                    

Sevgili Zeynep Güler'e ithafen...

Bölüm Şarkıları:
Saltillo - Grafting
Yasmin Levy - La Alegria
In The Silence - Endless Sea
Saltillo - Forced Vision

44. BÖLÜM: "MORG"

Canlı olmanın getirdiği acı, ruhunun nefesini parçaladı.

Katilin cebine saklanmış bir falçata, adamın uçurum mavisi gözlerinde canını aldığı bedenlerden akıttığı kanı yansıtıyordu. Yarım bırakılmış bir gülüş dudaklarında daima, ahşap, çift kanatlı bir kapıyı ortada buluşturan asma kilit gibi asılı duruyordu. Ruhuna kazıdığı karanlık, içeri sızan ışığı bel kemiğinden kırarken, aslında o gözlerin arkasına sakladığı duygular uzun zamandır hiç olmadığı kadar belirgin, hiç olmadığı kadar dışarı vuruyordu. Düzgün burnunun ucu hafif şekilde havaya bakıyordu, bakışları ön cama öyle dikkatli bir şekilde kilitlenmişti ki, hemen yanındaki arkadaşının anlattıklarını dinlemiyor gibiydi ama aslında kulağı arkadaşındaydı. Yine de kalbine gölge gibi çöken bu huzursuz hisse anlam veremeyen tarafı zihnini meşgul ediyordu. Onun kalbi huzursuz gölgeler tarafından yutulmaya alışkındı, hatta bir süre öncesine kadar göğsüne elini bastırdığında, kalbinin nerede olduğunu bulamıyor, onun varlığından şüpheye düşüyordu. Şimdi ise kalbi oradaydı. Sol kaburgasının altında, huzursuz bir ritimle ağır ağır çarpıyor, gölgeler tarafından baskına uğruyordu. Arabanın silecekleri çalıştı, karlı yağmur suyunu etrafa saçtı ve durdu, yolun başında ayağı aksayan büyük, kahverengi bir köpek karşıdan karşıya geçmeye çabalıyordu.

"Beni dinliyor musun?" diye böldü Ceyhun onu, kaşlarını çatarak Efken'e bakıyordu. Efken, gözlerini köpekten ayırmadı, arabanın hızını düşürdü ve uçurum mavisi gözler ağır bir hareketle Ceyhun'a doğru döndü. Köpek karşıdan karşıya geçtiği an, Efken arabayı hızlandırdı, köpek irkildi ama artık yolun diğer ucunda olduğu için korkuyu çabuk parçaladı, korkudan kurtuldu.

"Seni dinlemiyor olsaydım boş gürültü yapmaman için kafana sıkardım." Sesinde şaka yaptığının altını çizen hiçbir detay yoktu. Düz, vurgulu ve başıboştu. Ceyhun sırtını koltuğa yasladıktan sonra gözlerini devirdi. Hiçbir zaman tam olarak bu adamın kafasında dönen tilkilerin gözlerini diktiği ormanda neler olup bittiğini bilemeyecekti. Tahminleri vardı. Uzun zamandır arkadaş oldukları hiç tahminler, varsayımlar olmak zorundaydı, onu tanımadığını biliyordu ama ona tam olarak yabancı olduğunu da iddia edemezdi.

"Huzursuz görünüyorsun," dedi Ceyhun stabil bir ses tonuyla.

"Onları yalnız bıraktığımız için olabilir mi?" Efken durdu, güçlü parmaklar direksiyonu yerinden sökmek, parçalamak istiyormuşçasına kavradı. Sıktı. "Neden şu an geri dönmek istiyorum, anlamıyorum."

"Ona bu kadar bağlı olmak seni korkutmuyor mu?" Ceyhun'un sorusu arabanın ortasına ucu bilenmiş bir bıçak gibi saplandı. Bıçağın saplandığı yerden sessizliğin kanı aktı. Efken'in yüzünde mimik oynamadı, parmak boğumları bembeyazdı. Ceyhun göz ucuyla Efken'e baktıktan sonra, "Korkutuyor," diye cevapladı kendini. Zaten her şey ortada değil miydi?

Ortadaydı.

Efken yine cevap vermedi.

Bir an durgun sular dalgalandı, zihin küvetini dolduran kan taştı, ölü bedenlerin morarmış tenlerinde çürük yarıklar açıldı. Efken'in ayağı gaza gitti, gözleri hafif kısıldı ve tam boynunda hissettiği baskıyla dişleri birbirine kilitlendi. "Siktir," diye fısıldadı kısık bir sesle.

İÇİNDE BİR SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin