28. BÖLÜM: "HEDEF"

945K 30.2K 74.8K
                                        


28. BÖLÜM: "HEDEF"

Banyodan yükselen sıcak buharın tenime sinerken bıraktığı nemli hissi tüm cildimde hissederken, gözlerim aynı noktaya odaklanmış, diğer tüm hareketliliği yok sayarak banyonun ızgarasından akıp giden suyu izliyordu. Suyu izleyen ben değildim, yalnızca gözlerimdi. Efken'in parmaklarını ıslak saçlarımın arasında hissettim. Sert ve her daim soğuk olan şefkati parmak uçlarından saç diplerime karışıyordu. Üstümde sutyenim, altımda şort olduğu için çok da kötü hissetmiyordum. Beni birçok kez sutyenle görmüştü, zaten şu an öyle şeylerle ilgilenecek hava değildi, biliyordum.

Bunu hissediyordum.

Efken soğuk şampuanı saçlarıma dökerken sırtım ona dönüktü. Saç diplerimi sızlatan soğuk şampuanı saçlarıma okşayarak yedirirken ikimizde sessizdik. Uzun parmaklarını saçlarımın her bir kıvrımında hissediyordum. Sanki saçlarım piyanosunun tuşlarıydı ve o tüm ustalığıyla beni melodiye dökmeye çalışıyordu.

Oysa biliyordum, ağzımı açsam acının iniltisi dökülecekti dudaklarımdan.

Dizlerimi karnıma tamamen çekerken, çenemi dizime yasladım ve kollarımı bacaklarımın etrafında doladım. Efken ılık suyu saçlarımın ucuna tuttuğunda hâlâ tepkisizdim. Az önce şampuanın soğukluğunun sızlattığı saç diplerim, şimdi ılık suyun varlığıyla şok etkisi yaşamış, tuhaf bir his bedenimde ürperti yaratmıştı.

Ölüm yüksek topuklularını düşüncelerimin kulvarlarında takırdatarak kulağımda dans ediyordu.

Gözlerimi kırpıştırıp, koyu kahverengilerimin odağına banyonun uzun ve mermer duvarlarını aldım. Efken saç diplerimi okşayıp, masaj yaparak saçlarımı duruluyordu. Saçlarımdan akan su bazen yüzüme geliyor, kirpiğimin üstünden burnuma akıyordu ama bunu önemsemiyordum.

Sanki konuşma yetimi kaybetmiştim ve yapabildiğim tek şey etrafı gözlemlemekti.

Suyu kapattığını işittim, ardından banyonun geniş dolabının açılma sesi duyuldu. Dolap tekrar kapandı ve Efken'in ıslak zemine basan ayaklarının çıkardığı huzur verici sesi dinledim. Kesinlikle tek bir kelime dahi etmiyordu, en az benim kadar sessizdi.

Saçlarımı havlunun arasına alıp yavaşça kurulamaya başladığında başımı kaldırdım ve ona yardımcı olabilmek için saçlarımı geriye attım. Banyonun tavanına bakarken gözlerim son nefesini verirken, gözleri açık kalmış bir ölüden farksızdı. Belki de o son 7 dakikamı yaşıyordum ama farkında bile değildim.

Çok kısa süre sonra bedenim havalandı ve burnumu aşina olduğu kokunun çıkış noktasına, Efken'in boynuna gömdüm. Yüzüm tamamen onun boyun girintisine saklanırken, Efken beni yavaşça banyodan çıkardı. Tıpkı camdan bir cisimmişim gibi, kırılmamam gerekiyormuş öylesine değerliymişim gibi tutuyordu beni. Kollarım gevşekçe onun ensesine tutundu ve boynundan yükselen nefis tarçın kokusunu ciğerlerime doldurdum.

Eve dolmuş kanın metalik kokusunu alabiliyordum. Belki de bu benim beynimin bana oynadığı bir oyundu. Belki de ev kan kokmuyordu.

Tıpkı Efken gibi kokan yatağa bırakıldığımda Efken ıslanan şortumu yavaşça sıyırarak çıkardı. O kadar tepkisizdim ki buna bile mani olamadım ama ortam karanlık olduğu içindi belki de bu rahatlığım, bilmiyordum. Bana kendine ait olduğundan emin olduğum, bacaklarımın içinde kaybolduğu bol bir eşofman altı giydirdi. Islak sutyenim hâlâ üstümdeydi ama beni rahatsız etmemek için mi yapmamıştı bilmiyordum, sutyenime dokunmamıştı. Bunun yerine ona ait olan tarçın kokulu bir kazağı kafamdan geçirip, tıpkı bir kuklayı süslüyormuş gibi beni yavaşça giydirmişti. Islak saçlarımı kazağının içinden çıkartırken son derece dikkatliydi.

İÇİNDE BİR SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin